İngiltere hükümeti, Sınır Muhafaza Gücü’ne, Manş Denizi’ni geçmeye çalışan tekneleri geri çevirme yetkisi veriyor. Ancak yalnızca bazı durumlarda ve İçişleri Bakanı’nın onayı alınarak bu yola baş vurulabilecek.
Fransa ise bunun uluslararası deniz hukukunun ihlali olduğunu ve İngiltere’nin daha önce sınır muhafaza konusunda varılan anlaşmaların mali yükümlülüklerini yerine getirmemek için böyle adımlar attığını öne sürüyor.
Başbakan Boris Johnson’un sözcüsü ise Fransa’dan gelen suçlamalara karşılık verdi ve uygulanacak her türlü yeni kuralın güvenli ve yasal olacağını söyledi.
Fransa tam olarak neye karşı çıkıyor?
BBC’nin aktardığı habere göre, geçtiğimiz Salı günü Birleşik Krallık Sınır Muhafaza Gücü’nün aylardır, belli koşullarda göçmen teknelerini geri çevirmek üzere tatbikat yaptığı ortaya çıktı.
Hükümet kaynakları BBC’ye bu konudaki son tatbikatın hava durumuna bağlı olarak birkaç gün içinde yapılabileceğini söylediler. Bu da İngiltere’nin bu planı pratik, güvenli ve yasal olduğundan emin olduğu durumlarda kullanmaya çok yakında başlayabileceği anlamına geliyor.
Fakat Fransa, göçmen hakları savunucularının da eleştirdiği bu planın meşruiyetini sorguluyor. Fransa bunun, denizde hayati tehlikeyle karşı karşıya olan herkesin kurtarılması gerektiğini söyleyen uluslararası deniz hukuku kurallarının ihlali olduğu görüşünde.
İngiltere hükümetinin hukuk danışmanları ise tekneleri geri çevirmenin belli koşullar altında yasal olabileceği kanaatinde, ama bu koşulların ve durumların neler olacağını açıklamış değiller.
Fransa İçişleri Bakanı Gérald Darmanin, sert bir tweet atarak Fransa’nın deniz hukukunu çiğneyen hiçbir uygulamayı kabul etmeyeceğini söyledi.
“Birleşik Krallık taahhütlerini yerine getirmeli. Mevkidaşım Priti Patel’e (İngiltere İçişleri Bakanı) açıkça söyledim. Ülkelerimiz arasındaki dostluk bakanlıklarımız arasında işbirliğini baltalayan keskin tavırları haketmiyor” dedi.
Fransız bakan ayrıca İngiltere’nin, sınır muhafaza devriyelerini iki misline çıkarmak gibi ek önlemlerine karşılık Fransa’ya 54 milyon sterlini aşan bir meblağ ödemeyi kabul ettiği bu yılın başlarındaki anlaşmaya atıf yaparak İngiltere’yi mali şantaj yapmakla suçladı.
İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, göçmen tekneleri durdurulmazsa bu meblağı ödemeyeceklerini söylemişti.
Yardım kuruluşları ve muhalefet de karşı
İngiltere’de ana muhalefet İşçi Partisi ve göçmen haklarıyla ilgili çeşitli yardım kuruluşları ve vakıflar da hükümetin planladığı sınır muhafaza taktiklerini eleştirdi.
İngiltere Kızılhaçı insanları denizde geri çevirmenin zaten tehlikeli olan seyahatleri daha da tehlikeli hale getireceğini söyledi.
Uluslararası Af Örgütü İngiltere masası (Amnesty International UK) insanların “sadece daha güvenli seçenekleri olmadığı hallerde böylesi tehlikeli yolculuklara çıkıp kaçakçıların eline düştüğünü” kaydetti.
Refugee Action adlı mültecilere yardım örgütü ise bu politikanın, insan kaçakçılığı çetelerini çökertmekten ziyade siyasi üstünlük elde etmek için mültecileri itip kakmak” olduğunu söyledi.
İşçi Partisi de bu tür taktiklerin insanların hayatını tehlikeye attığını kaydederek, bu tür taktiklere başvurmasının İçişleri Bakanı’nın kontrolü kaybettiğinin bir kanıtı olduğunu savundu.
Yılda 12 bin 600 mülteci geldi
Manş Denizi üzerinden İngiltere’ye girmeye çalışan göçmenlerin sayısı giderek artıyor. Sadece bu hafta başından bu yana 1500 kişinin teknelerle İngiltere’ye geçtiği bildiriliyor.
Bu yılın başından beri Manş Denizi’ni geçenlerin sayısı ise 12 bin 600.
Manş Denizi dünyanın en tehlikeli deniz yollarından biri. Çoğu göçmen dünyanın en yoksul ve en istikrarsız ülkelerinden geliyor ve çoğu da İngiltere yetkilileri tarafından kurtarılır kurtarılmaz iltica başvurusu yapıyor.
Hükümet daha önce Manş Denizi üzerinden kar amacıyla insan kaçakçılığı yapan organize suç şebekelerini çökertmekten bahsetmişti.
Perşembe günü Başbakanlık’tan yapılan açıklamada kamuoyunun hükümetten bu konuda adım atmasını beklediği, hükümetin de bu adımları attığı kaydedildi.
Manş Denizi’ndeki göçmenler hangi kurallara tabi?
-Eğer göçmenler İngiltere sularında bulunurlarsa büyük ihtimalle İngiltere limanlarından birine götürülüyorlar
-Uluslararası sularda iseler İngiltere, Fransa yetkilileriyle işbirliği içinde onları nereye götürmek gerektiğine karar veriyor
-İki ülkenin de belirlenmiş arama kurtarma bölgeleri var
-Dublin III diye adlandırılan bir AB yasası, iltica başvurusunda bulunanların giriş yaptıkları ilk ülkeye geri gönderilmesine izin veriyor, ama İngiltere AB’den ayrıldığı için artık bu anlaşmanın tarafı değil ve bunun yerine geçecek yeni bir düzenleme de mevcut değil.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***