CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bizim bir helalleşme süreci başlatmamız lazım. Bizi tanımanız lazım. Bizim ne söylediğimizi dinlemeniz lazım. İyiye gitmeyen bir süreç var. Buradan Türkiye’yi çekip çıkartmamız lazım” dedi.
Çeşitli programlara katılmak üzere geldiği Bilecik Bozüyük’teki bir otelde, kanaat önderleri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, bu tür toplantılara önem verdiklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin birçok sorunu olduğunu belirterek sorunları çözmek için bir araya gelerek konuşulup, tartışılması gerektiğini kaydetti. Sorunların çözümü noktasında demokratik yollarla bir şeyler yapılması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, sorunların sandık yoluyla çözüleceğini belirterek, “Demokrasilerde en önemli olay bizlerin belli aralıklarla sandığa gidip oy kullanmamızdır. Vatandaş diyor ki ‘5 yıl süreyle gel sen devleti yönet ama devlet olma.’ Devlet ayrı, devlet bakidir. Siyasi partiler bugün vardır, yarın yoktur. Bugün yönetir, yarın yönetmez ama orada mihenk taşı halkın kendisidir. Böyle bakmak lazım” diye konuştu.
“Adaletle yönetilmeyen ülkenin sonu felaket olur”
Hangi parti iktidar olursa olsun ülkenin adaletle yönetilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Adaletle yönetilmeyen ülkenin sonu felaket olur. Çürüme başlar, yozlaşma başlar. Rüşvet olayları alır başını gider. Adaleti bulamazsınız ve sonuçta kimsenin can ve mal güvenliği olmaz, kimse önünü göremez” ifadesini kullandı.
“Türk lirası değer kaybediyor, dolar ve avroda ciddi yükseliş var”
Devletin liyakat üzerine inşa edildiğini, liyakat ve adalet kavramlarının kardeş olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, güçlü Türkiye için üretimin önemine işaret etti.
Kılıçdaroğlu, Türk lirasının son dönemde değer kaybettiğini dile getirerek şunları kaydetti:
“Bizim bir Merkez Bankası Kanunu var. Resmi paramızın adı da Türk lirası. Bir hükümet kendi vatandaşından borçlanabilir. Türk lirası üzerinden borçlanır. Biz nasıl borçlanıyoruz? Kendi vatandaşımızdan dolar üzerinden borçlanıyoruz. ‘Bana dolar üzerinden borç ver, ben de sana hem dolarını hem faizini geri ödeyeceğim. Bizim Türk lirasına ne oldu. Son iki haftada görüyorsunuz. Türk lirası değer kaybediyor, dolar ve avroda ciddi yükseliş var. Bankalarda vatandaşlara ait 261 milyar dolar para var. Son iki haftada bankada dolarları olanlar oturdukları yerden 151 milyar lira kazandılar. Kim ödüyor bunu? Sizler ödüyorsunuz”
“Razı olsanız da olmasınız da bu parayı ödeyeceksiniz”
Döviz kuru artışına bağlı olarak devletin borcunun son iki haftada 82 milyar lira arttığını ve bu süreçte özel sektörün borcunun ise 101 milyar lira arttığını öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Son iki haftada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne gelen toplam mali yük, 151 milyar lira bir, 82 milyar lira bir, 101 milyar lira bir ve döviz cinsi kredi kullananlar için de 11 milyar lira. Son iki haftada ek maliyet. Hepimizin ödeyeceği rakam bu. Buna razı mıyız, değil miyiz? Siz razı olsanız da olmasınız da bu parayı ödeyeceksiniz. Beraber ödeyeceğiz, birlikte ödeyeceğiz. Yüklendiğiniz maliyet işte bu. ‘Geçinemiyorum.’ Geçinemeyecek tabii. Bu parayı ödemek için birilerinden bir şey almak lazım. Kimden alacaksın? Vatandaştan alacaksın, zam yapacaksın”
“Bu zamları yapan Bay Kemal mi?”
Kılıçdaroğlu, son dönemde yaşanan fiyat artışlarına değinerek şunları söyledi:
“Allah aşkına bir düşünün bu zamları yapan Bay Kemal mi? Kim yaptı bu zamları? Yoksa dış güçler mi bu zamları yaptı? Şimdi vatandaşa diyoruz ki ‘Neden pahalı satıyorsun?’ ‘Denetim elemanlarını gönderdim, fiyatları denetleyecekler.’ İyi de kardeşim mazota sen zam yaptın. Otoyollardan geçerken avro üzerinden fiyat ödüyor. İlaca zam, gübreye zam. Gübreye yaptıkları zammın farkında mı bunlar. Gübre fiyatları nereye gitti? Kim yaptı bu zammı? Fatura kime çıkıyor? Vatandaşa çıkıyor, ‘Niye pahalıya satıyorsun?’ Kardeşim ucuza ver, ucuz satayım. Esnaf şunu söylüyor: ‘Malı alıyorum, satıyorum ama gidiyorum yeniden aynı malı aynı miktarda alamıyorum çünkü zam geldi.’ Haftada bir etiketler değişiyor. Kabahat kimde? Onlara göre kabahat vatandaşta”
“Siyasete girdiğim gün kendi mal varlığımı internet siteme koydum”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorununun olmadığını dile getirdi.
Siyasetin temiz ve ahlaklı olması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Siyasete girdiğim gün kendi mal varlığımı internet siteme koydum, karımın yüzüğü dahil. Hepsi alın teriyle kazandığım para, imkan. Evimi, dairemi, bunları yazdım internet sitesine koydum. Halen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezinin internet sitesinde mal varlığım açık. 2002’den beri siyasetin içindeyim ve şunu gördüm: Siyasete girip de bir adam zenginleşiyorsa kesin malı götürüyordur. Bu işin ortası yok. Siyasette zenginleşmek mümkün değil arkadaşlar. Aldığımız maaş iyidir, el aleme muhtaç olmuyorsunuz ama öyle kişiler var ki bir yerden değil 4-5 yerden maaş alıyorlar. Onların keyfi yerinde, onlarda sorun yok. Asgari ücretli, işsiz, bunlarda ciddi sorunumuz var”
“Yurt sorunu en geç 1 yıl içinde çözülür”
Son günlerde üniversite öğrencilerinin barınma konusunun çok tartışıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“3 milyon 801 bin 294 öğrenciye 695 bin 834 yatak düşüyor. 19 yılda yurt sorununu niye çözmediniz? Evlatlarımız üniversiteyi kazandığında sevinmiyor muyuz? Evlatlarımız üniversiteyi bitirdiğinde sevinmiyor muyuz? Güvenlik içinde bir yurtta kalmasını arzu etmiyor muyuz? Niçin yapmadılar? Yurt binası yapmak çok mu pahalı? Hayır. Çok mu komplike bir yurt binası? O da hayır. İkişer, üçer kişilik odalar olacak. Sıcak suyu, soğuk suyu, geniş bant internet erişimi olacak. Aşağıda bir çalışma salonu olacak. Yemekhanesi olacak. Girişte de bir de görevli olacak. Yurda girişi, çıkışı denetleyecek. Çok basit, bir yılda çözülür. En geç bir yıl içinde çözülür”
“Kanuna göre muhtarlık bir kamu kurumu değil”
Kılıçdaroğlu, demokrasiyi güçlendirmenin en önemli ayağının muhtarlık kurumunu güçlendirmekten geçtiğini vurguladı.
Muhtarlık kurumunun yasal güvencesinin olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi:
“Kanuna göre muhtarlık bir kamu kurumu değil. Kamu kurumu olmadığı için muhtarlar, belediyelerle iş birliği halinde proje yapamazlar. Önümüzdeki süreçte şöyle bir şey getirecekler. Biz itiraz ediyoruz ona. ‘Muhtarlık seçimi ile belediye başkanlığı seçimi ayrı ayrı tarihlerde yapılsın.’ Bu olursa siz muhtar olarak sandığa seçmen getiremezsiniz. Sizin bütçeniz yok ki gidip propaganda yapacaksınız. Gelin diyeceksiniz. Sizin imkanınız da yok. Bu konuda muhtar kardeşlerimin dikkatli olması lazım”
“Teknoloji devrimini kaçırma lüksümüz yok”
Kemal Kılıçdaroğlu, teknolojinin hızla geliştiğine dikkati çekerek “Şimdi her saniyede birden fazla buluş var. Eğer Türkiye olarak biz katma değeri yüksek ürün ürütemezsek, sanayimizi bu yönde teşvik etmezsek, biz sadece katma değeri yüksek ürün ürüten ülkelerin tüketicisi konumuna geliriz, onları kullanmış oluruz. Ekonominin, tarımın planlanması lazım.” değerlendirmesini yaptı.
Planlamanın 50 yıllık, 100 yıllık yapılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Artık, öyle 3 yıllık, 5 yıllık planlarla bu iş çözülmüyor. Çünkü dünya hızla değişiyor. Teknoloji hızla değişiyor. Biliyorsunuz Osmanlı, Sanayi Devrimi’ni kaçırmıştı, şimdi teknoloji devrimini kaçırma lüksümüz yok. Onu yakalamak zorundayız. Sanayicilere bu konuda büyük görevler düşüyor” dedi.
“Siyaseti kirlilikten arındıracağız”
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bizim bir helalleşme süreci başlatmamız lazım. Bizi tanımanız lazım. Bizim ne söylediğimizi dinlemeniz lazım. İyiye gitmeyen bir süreç var. Buradan Türkiye’yi çekip çıkartmamız lazım. İsteğim bu ama şunu da bilmenizi isterim. Sorduğunuz her soruya samimi cevap vereceğim, içimden gelen cevabı vereceğim. Sorduğunuz her soruya inandığım şekilde cevap vereceğim. İnşallah iktidarımızda göreceksiniz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edeceğimiz ilk kanun, siyasi ahlak kanunu olacak. Siyaseti kirlilikten arındıracağız. Temiz siyaset, ahlaklı siyaset, milletine hesap veren siyaset”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***