KHK’lı Cumhuriyet Savcısı Dr. Hasan Dursun, AKP rejiminin yargılandığı Turkey Tribunal’de 2 bin 745 hakim ve savcının bir gecede nasıl ihraç edildiğini ayrıntılı olarak ve belgeleriyle anlattı. Hakkında hiç bir somut delil olmaksızın 30 ay tutuklu kaldığını söyleyen Dursun, “Benim de aralarında bulunduğum 2 bin 745 hakim ve savcı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tek sayfalık talimatıyla, haklarında hiç bir delil olmaksızın ihraç edilerek gözaltına alındı. Hakkımdaki suçlamayı aylarca öğrenemedim. Dosyamda delil olmadığı için gizlilik kararı verilmişti.” dedi. Hasan Dursun’un açıklamalarına göre söz konusu hakim ve savcılar tutuklanmadan önce cezaevlerindeki koğuşları hazırlanmış…
Cumhuriyet Savcısı Hasan Dursun’un konuşmasından önemli bölümler şöyle:
16 TEMMUZ SABAHI GÖALTINA ALINDIM
“2004 yılında Cumhuriyet savcısı olarak göreve başladım. 2011-2014 yılları arasında HSYK’da tetkik hakim olarak çalıştım. 17/25 yolsuzluk operasyonlarından sonra Erdoğan iktidarı HSYK’yı ele geçirmek için özel yasa çıkarıldı. Görevime son verildi. Savcı olarak Sivas’a gönderildim. 15 Temmuz’dan hemen sonra, 16 Temmuz sabahı ihraç edilerek gözaltına alındım.”
BAŞARILI OLAN HERKES ‘TERÖRİST’ YAFTASI YEDİ
“Yüksek lisans ve doktora ünvanım var. İyi derecede ingilizce biliyorum. Akademik dergilerde yayınlanmış makalelerim var. Bunlar benm aleyhime delil olarak kullanılan veriler olduğu için anlatıyorum. Eğer bir kişi mesleğinde başarılıysa, çevresinde sevilen ve sayılan hakim veya savcıysa bunlar ‘teröristtir, vatan hainidir.”
BAŞSAVCILIĞIN TALİMATI: BU İSİMLERİ TUTUKLAYIN!
“16 Temmuz sabahı 2 bin 745 hakim ve savcı açığa alınarak, ardından ihraç edildi. Ben de bu hakim ve savcıların içerisindeydim. Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Emniyet’e şu talimatı gönderiyor. Ekte isimleri bulunan 2 bin 745 hakim ve savcıyı gözaltına alın, yurt dışına çıkmasını engelleyin.”
SENİ TUTUKLAMAZSAM, BEN TUTUKLANIRIM
“Sorgulama sırasında ben hakim ve savcılara ısrarla hakkımdaki suçlamanın ne olduğunu sordum. Hakim yüzümüze bakmadı. Ben ısrarla sorunca ve bana şu itirafı yapmak zorunda kaldılar; ‘elimizde bu talimattan başka bir belge yok. Ama göndereceklerini söylediler. Sizi tutuklamak zorundayım. Yoksa ben tutuklanırım.”
BİZ TUTUKLANMADAN, KOĞUŞLARIMIZ HAZIRLANMIŞ!
“20 Temmuz 2016 tarihinde tutuklandım. Cezaevinde 16 Temmuz itibariyle başsavcının talimat verdiğini, koğuşlarımızın hazırlandığını öğrendim. 30 ay cezaevinde kaldım. Hakkımdaki delillere ulaşamadım çünkü dosyamda gizlilik kararı vardı. İddianame açıklandığında anladık ki, dosyada delil yok. Bunun için ‘gizlilik’ kararı alınmış. Beni 7 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırdılar.”
SAÇLARIMI ZORLA KESMEK İSTEDİLER
“Cezaevlerinde bize özel personel gönderildi. Fiziki işkenceye maruz kaldım. Saçlarım uzundu, kesmek istediklerini söylediler. 8 infaz koruma memuru saçlarımı zorla kesmek istedi. Şu anda binden fazla savcı ve hakim hala cezaevinde. Büyük bir kısmı ise cezalarının onanması durumunda yeniden tutuklanma riskiyle karşı karşıya.”
AİHM’NİN TEPKİSİ YETERSİZ
“Türkiye’de bağımsız bir yargı yok. Mahkemeler, Anayasa’nın kendilerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmiyorlar. Ancak benim hayal kırıklıklarındam biri de AİHM’nin tavrı. İnsan hakları ihlalleri ve insanlık suçlarının yaşandığı Türkiye’ye karşı daha etkin bir soruşturma yapılmasını beklerdim. Türkiye benim ve benim gibi 5 bin hakim ve savcı için açık bir cezaevi durumunda.”
AVUKATLARIMIZ BİLE TUTUKLANDI, SAVUNMA HAKKIMIZ YOK SAYILDI
“5 bin hakim ve savcı ihraç edilirken muhalif toplum kesimi de bunlara sessiz kaldı hata destekledi. Barolar da buna dahil. Bazı barolar, avukatları bile bizi savunmamaları için tehdit edildi. Avukatlarımız tutuklandı, ceza aldı. Savunma hakkımızı bile kullanamadık.”
2 BİN 745 HAVİM VE SAVCI HAKKINDAKİ SORUŞTURMA KARARI TEK BİR SAVCI VEREMEZ!
Hasan Dursun’un konuşmasının ardından soru cevap kısına geçildi. Haklarında soruşturma açılmasını sağlayan tek sayfalık belgeyle ilgili soruya şöyle cevap verdi: “2 bin 745 kişi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki bir cumhuriyet savcısı. Bu kararı bir cumhuriyet savcısının tek başına vermesi mümkün değil. Çünkü hakim ve savcılar hakkında bir soruşturmanın başlatılabilmesi için HSYK’nın özel bir izin vermesi ve bu noktada savcılığa ihbarda bulunması bekleniyor. 15 Temmuz gecesinde HSYK’nın üylerinin de bulunduğu yargı kriz masası oluşturuldu ve bizim ihracımıza ve tutuklanmamıza ilişkin karar orada verildi. Her ne kadar altında bir savcının ismi yazıyorsa da burada diğer Adalet Bakanlığı’nın desteği ve kabulü var.”
O LİSTENİN HAZIRLANMASI EN AZ 1 AY SÜRER
“Burada bir listeden bahsediliyor. Böyle bir listenin hazırlanması için en az 1 aya ihtiyacınız var. Tüm dosyalar çıkartılacak, mesleki geçmişi incelenecek ve sonrasında 15 bin hakim ve savcının arasından isimler belirlenecek. Bunlar yapılmadı. 2014 ile 2016 arasında iktidara yakın Yargıda Birlik Platformu tarafından (daha sonra dernek oldu) fişleme yapıldı. HSYK’nın bünyesinde, Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı’nın görevlendirdiği elemanlar tarafından oluşturulan bir komisyon bu fişleme listesini topladı. Adliyeler o tarihe kadar zaten ikiye bölünmüştü. Yargıda Birlik Platformu’na üye hakim ve savcılar ‘vatansever’, diğerleri ise hain olarak kabul ediliyordu.”
GÖREVİ İHMAL YA DA KÖTÜYE KULLANMAKLA SUÇLANAN TEK BİR HAKİM VEYA SAVCI YOK
“5 bin hakim ve savcıyla ilgili iddianamelerde görevlerini ihmal ettikleri, kötüye kullandıklarıyla ilgili hiç bir suçlama yok. O listede yer alan hakim ve savcılar kişisel ilişkileri, mesleki kariyerleri, okudukları gazeteler, çocuklarını gönderdikleri okullar, çalıştıkları bankalar ya da üye oldukları sendikalar nedeniyle suçlandı. Bu yapılan muhalefeti susturma operasyonunun ilk aşaması olduğu konusunda hiç bir tereddütüm yok.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***