HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN
Kızı Nursena Küçüközyiğit’in 9 aydır süren çabaları sonuç verdi. KHK’lı eski Başbakanlık raportörü Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in 9 ay sonra Sincan Cezaevi’nde olduğu öğrenildi. Haberi yine kızı Nursena Küçüközyiğit sosyal medya hesabından, “Babamın cezaevinde olduğuna dair telefon aldım. Netleşmesi için bekledim biraz, artık duyurabilirim. Babam yaşıyor. :)” cümleleriyle duyurdu.
İki yıldan fazla süredir kayıp olan Yusuf Bilge Tunç’tan hala bir haber yok. Ayrıca Gülistan Doku, Hürmüz Diril, Mehmet Bal da kayıp edilen isimlerden. Bu insanların yakınları da sevdiklerinin bir an önce ortaya çıkarılmasını bekliyor.
Hüseyin Galip ten haber varmış.Ben oğlumdan 25aydir haber bekliyorum.Belirsizligin nasıl acı olduğunu biliyorum.Gozunuz aydın.Ben de Yusufum dan haber haber alabilir miyim ?Allahım bize de nasip eyle.
— Mustafa Tunç (Yusuf Bilge Tunç’un babasi) (@Mustafa29042933) September 14, 2021
Yusuf Bilge Tunç’un babası Mustafa Tunç, “Hüseyin Galip’ten haber varmış. Ben oğlumdan 25 aydır haber bekliyorum. Belirsizliğin nasıl acı olduğunu biliyorum. Gözünüz aydın. Ben de Yusuf’umdan haber alabilir miyim? Allah’ım bize de nasip eyle.” diyor.
ÖLÜMÜ GÖSTERİP, SITMAYA RAZI EDİYORLAR
19 yıllık AKP rejimi sonrası Türkiye, insanların yakınlarının ‘cezaevinde’ olduğunu öğrendiğinde ‘sevindiği’ bir ülke haline geldi. Öyle ki rejim, insanlara ölümü gösterip sıtmaya razı ediyor.
Nursena Küçüközyiğit’in önceki gece yaptığı paylaşım bunun en son ve somut örneği. Tıp fakültesi öğrencisi Nursena, 29 Aralık’tan bu yana kaçırılan babasını arıyor. Babasıyla en son 29 Aralık 2020’de görüşmüşlerdi. O gün yaptıkları görüşmede babası, yılbaşını beraber geçirmek için Kocaeli’ye geleceğini söyledi. Ancak kendisinden bir daha haber alınamadı.
GÖRÜNTÜLERE RAĞMEN SAVCILIK SORUŞTURMA AÇMAMAKTA DİRENDİ
Nursena Küçüközyiğit’in çalmadığı kapı kalmadı. Ancak devletin hiç bir yetkili makamı doyurucu bir açıklama yapmadı. Aksine çelişkili ifadeler ailenin korkusunu daha da büyüttü.
Dedektif gibi çalışan Nursena Küçüközyiğit, babasının kaçırılmadan hemen önce Ankara’da çalıştığı ofisin yakınında 3 kişi tarafından takip edildiğini ortaya çıkardı. Görüntülerle birlikte savcılığın kapısını çaldı ancak haftalarca ‘yetkili’ savcı bulamadı.
Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in yaşamından endişe eden ailesi 31 Aralık 2020 tarihinde Kocaeli Bekirpaşa Karakolu’na, 1 Ocak’ta CİMER’e, 5 Ocak 2021 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, 12 Ocak 2021 tarihinde Birleşmiş Milletler’e, 22 Ocak 2021 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Ancak önceki güne kadar hiç bir sonuç alamadı.
ANNESİ ARANDI: OĞLUNUZ SİNCAN CEZAEVİ’NDE
Ancak önceki gece sürpriz bir gelişme yaşandı. 23.30 sıralarında Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in annesini arayan polis, “Oğlunuz Sincan Cezaevi’nde.” dedi. Gelişmeyi sosyal medya hesabından duyuran Nursena Küçüközyiğit, “Dün akşam babamın cezaevinde olduğuna dair telefon aldım. Netleşmesi için bekledim biraz, artık duyurabilirim. Babam yaşıyor. :)” ifadelerini kullandı.
Dün akşam babamın cezaevinde olduğuna dair telefon aldım. Netleşmesi için bekledim biraz, artık duyurabilirim. Babam yaşıyor. ?
— Nursena Küçüközyiğit (@NeredeBabam) September 14, 2021
9 AYDIR NEREDEYDİ?
Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in kaçırılması ve sonrasında yaşananlarla ilgili cevap bekleyen çok fazla soru var. Öncelikle Hüseyin Galip Küçüközyiğit’i kimler ve neden kaçırdı? Eğer bir suçu vardıysa neden normal şekilde gözaltına alınıp, sorgulanmadı? 9 aydır nerede tutuluyordu? 9 ay boyunca işkence yapıldı mı? Öyle görünüyor ki tıpkı diğer vakalarda olduğu gibi Hüseyin Galip Küçüközyiğit de devletin elindeydi. O halde neden bugüne kadar ailesinin bütün ısrarlarına rağmen hiç bir açıklama yapılmadı? Mahkemesi ne zaman yapıldı? Ailesine ya da avukatlarına neden haber verilmedi? Ne zaman ve hangi gerekçeyle tutuklandı?
ERDOĞAN, ‘HAYDUTLUĞU’ İTİRAF ETMİŞTİ
Devlet tarafından kaybedilen tek isim Hüseyin Galip Küçüközyiğit değil. Daha önce benzer bir çok olay yaşanmış ve kaçırılan insanlar aylar sonra ‘karakollarda’ ortaya çıkmıştı. Devletin yurtdışından bile insan kaçırdığı bizzat Erdoğan tarafından itiraf edildi.
Eğitimciler Orhan İnandı ve Selahattin Gülen bunun son örneği. İki isim de bulundukları ülkeden MİT operasyonuyla kaçırılmış, günlerce kaybedilmiş ve işkenceye maruz kalmıştı. Orhan İnandı’nın kolunda 3 kırık olduğu ortaya çıktı. ‘İftiracı’ olması için günlerce işkence edilmiş ancak İnandı kabul etmemişti.
YAPILAN İŞKENCELER KAYDA GEÇİYOR
Hüseyin Galip Küçüközyiğit olayının ardından Türkiye’nin ‘haydut devlet’ olduğu bir kez daha tescillenmiş oldu. Hiç bir hukuk devletinde bu yaşananlar ‘mazur ve meşru’ görülemez. Bu rezaletlerin uluslararası hukukta karşılığı olacak. Yurt dışından ya da yurt içinden gariban insanları kaçırarak işkence eden AKP rejimi, yaptığı hukuksuzlukların hesabını uluslararası arenada verecek. Türkiye milyonlarca dolar tazminata mahkum edilmekle kalmayacak, işkence gibi insanlık suçuna bulaşan herkes yargı önüne çıkartılacak.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***