Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları kura töreninde konuştu. Erdoğan, yargının iş yükünü hafifletme amacıyla yakında her ilde sulh komisyonlarını devreye sokacaklarını duyurdu.
Cumhurbaşkanı ve AKP genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hâkim ve savcılara “Adaleti sağlamanın ölçüsü sosyal medyada atıp tutan gerçek niyeti ve kimliği meçhul kalabalıkların tutumu değil, kanundur, nizamdır, mahşeri vicdandır. Vicdanınızla kararlarınız arasına hiç kimsenin, hiçbir gücün, hiçbir maddi değerin girmesine müsaade etmeyin. İnşallah sizlerin de çabalarıyla adalet sistemimizin işleyişini güçlendirecek yargıya ve kararlarına güveni en süt seviyeye çıkarmaya devam edeceğiz” diye seslendi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 24. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni’nde konuştu. “Şu an ülkemiz genelinde toplam 21 bin 844 hakim ve savcı görev yapmaktadır bugünkü kura törenimizle bu sayı 22 bin 859’a yükseltmiş olacağız. Kurayla atandıkları yerlerde vazifeye başlayan tüm hakim ve cumhuriyet savcılarımıza meslek hayatlarında muvaffakiyetler diliyorum” diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, “İnşallah biz de bu süreçte hiçbir sıkıntı yaşamadan görevinizi en iyi şekilde yapabilmeniz için sizlere gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz” dedi.
“Adalet terazisinin doğru tatması kadar adaletin gecikmemesi de önemlidir”
“Nitekim son 19 yılda bu amaç doğrultusunda adliye kapısını adaletin kapısı haline getirmek için tarihi nitelikte birçok adım attık” diyen Erdoğan’ın sözlerine şöyle devam etti:
“İnfaz koruma memurlarının yıpranma payına, mübaşirlerimizin genel irade sistemine alınmasına; hakim ve savcılarımızın özlük haklarından çalışma şartlarına kadar her alanda önemli iyileştirmelere gittik. Yargı mensuplarının görevlerini huzur ve güven içinde yapabilmelerini temin için hiçbir fedakârlıktan kaçmadık. Hepimiz şu gerçeği gayet iyi biliyoruz adalet mülkün temeli olduğu kadar, sosyal barışın refahın istikrarın kalkınma ve büyümenin de lokomotifidir. Temel hak ve özgürlerin teminat altına alınmadığı adaletin sağlanmadığı, adaletin güvenin zedelendiği bir toplumda siyasi iradenin ekonomik kalkınma ve ilerleme yönünde yapacağı hamlelerde eksik kalmaya mahkumdur. Suriye başta olmak üzere yakın coğrafyamızda yaşanan müessif hadiseler adaleti temel hak ve özgürlükleri hukuk ve insani değerleri hiçe sayan ülkelerin ayakta kalamayacaklarını acı bir şekilde göstermiştir. Adalet terazisinin doğru tatması kadar adaletin gecikmemesi de önemlidir. Hep söylediğimiz gibi geciken adalet adalet değildir. Bu ilkeden hareketle göreve geldiğimizden beri adalet mekanizmalarının etkin çalışması ve hızlı işlemesi için çaba harcıyoruz. Hâkim ve savcılarımızı merdiven altlarında kurulan masalarda adalet dağıtma gibi utanç sahnelerinden kurtararak adalet hizmetlerinin mehabetine uygun alanlarda yürütülmesini sağladık.”
“Adalet kurumlarının modern ve fonksiyonel mekanlara kavuşturulmasına ayrıca önem ve öncelik veriyoruz. Türk adaletine hakimlerimize savunucularımıza avukatlarımıza o kurumlarda görev yapan insanlarımıza yakışır adalet sarayları inşa ediyoruz” diyen Erdoğan, 2002 den bu yana modern 275 adalet hizmet binası inşa ettiklerini ifade etti, “İnşallah 2021 yılı bitmeden yeni adliye binamızın temelini atmayı planlıyoruz” dedi.
“2002’den bu yana Türkiye’yi temel hak ve özgürlükler alanında da büyütmenin çabası içinde olduk”
Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Adaletin tecellisi hakkın yerini bulabilmesi için sağlıklı bir çalışma ortamının önemi elbette tartışma götürmez. Ancak sadece modern ve ihtişamlı binalar yapmakla adaletin tesis edilmeyeceği de bir gerçektir. Adalet terazisindeki mizanın bozulmaması için temel şart güçlü tarafsız ve bağımsız ve uluslararası normları özümsemiş bir hukuk sisteminin varlığıdır. Türk hukuk sisteminin en büyük açmazı neredeyse her 10 yılda bir antidemokratik bir müdahaleye e maruz kalmış olmasıdır. Aynı şekilde yargı camiamız uzun yıllar boyunca ya vesayetçilerin ya da halka rağmen halkçılık yapan jakoben zihniyetin tasallutu altında kalmıştır. Öyle ki bu ülke sadece belli siyasi görüşe ve meşrebe mensup hâkim ve savcı almakla övünen adalet bakanı görmüştür. Güya adaleti tesis etmek adına bir sağdan bir soldan gençlerin dar ağacına gönderilen dönemler yaşandık. Uyduruk davalarla bakanlar ve başbakanların yargılandığı asıldığı şehit edildiği yüz kızartıcı durumlara şahitlik ettik. Darbeciler tarafında duran, darbecileri ayakta alkışlayan vesayetçilerin önüne cübbesini seren sözde yargı mensupları gördük. Son 19 yılda bir taraftan mevzuatımızdaki vesayet kalıntılarımızı temizlerken diğer taraftan Türk yargısına musallat olan bu zihniyetle amansız bir mücadele yürüttük. Haksız ithamlara rağmen 2002’den bu yana demokrasiyi hâkim kılmak, insan hakları ve demokrasi standartlarını yükseltmek için reform irademizi daima canlı tuttuk. Türkiye’yi sadece ekonomide ve demokraside değil temel hak ve özgürlükler alanında da büyütmenin çabası içinde olduk.
“İfade özgürlüğünü ilgilendiren konularda hak arama yollarını genişlettik”
Yargı reformu strateji belgesiyle insan hakları eylem planı reform irademizin en son örnekleridir. Bu iki belge cumhuriyetimizin 2. yy’ına yürürken hukuk ve demokrasi alanında yol haritamızı oluşturmaktadır. Vizyonumuzu güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi olarak belirledik. Birinci yargı paketinde hak ve özgürlükleri koruyan ve güçlendiren bir yaklaşımla ceza muhakemesinde ciddi değişiklikler yaptık. Özellikle ifade özgürlüğünü ilgilendiren bu konularda hak arama yollarını genişlettik. Basit yargılama gibi işi kolay kılan ve adil bir şekilde çözen usulleri hukuk sistemimize kazandırdık. İkinci, yargı paketinde infaz sistemimizin iyileştirme ve topluma yeniden kazandırma işlevini insan odaklı bir anlayışla güçlendirdik.
“Hukukun insanımızın hayatında yük olan değil yük alan bir rol üstlenmesini istiyoruz”
Hukukun insanımızın hayatında zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı, yük olan değil yük alan bir rol üstlenmesini istiyoruz. Reform adımlarımızın gerisindeki temel yaklaşım da çözüm odaklı bir şekilde yargıda iş ve işlem kolaylığı sağlamaktır. Bu bakımdan reform kavramı bizim için siyasetin ve vatandaşımıza hizmet etmenin en önemli araçlarından biridir. Türkiye’nin adalet ve kalkınma başarısının sırrı devletim milletle beraber yol yürümesi ve yol boyunca da kendisini yenileyebilmesidir.
“Ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi yaşanmaktadır, yargının da bu değişime bigâne kalması düşünülemez”
Devlet-birey ilişkisi köklü bir şekilde değişirken ülkemizde de hemen her alanda büyük bir zihniyet devrimi yaşanmaktadır. Elbette siyaset gibi yargının da bu değişime bigâne kalması düşünülemez. Adalet sisteminin işleyişini güçlendirmek yargıya ve kararlarına güveni en üst düzeye çıkarmak önümüzdeki dönemde de en önemli önceliğimiz olacaktır.
İcra konularını aile hukuku alanında çocukla kişisel ilişki kurulmasından tamamen çıkaracağız. Bunun yerine mağdur hizmetleri mekanizmasını tesis ederek çocuğun üstün yararını hâkim kılacağız. Vatandaşın kamu ile olan işlerinde öngörülebilirlik hukuk güvenliğini artıracak yeni adımalar atacağız. İdari sulh usulü sistemi rahatlatacak bir yeniliğimiz olacak.”
“Yakında her ilde sulh komisyonlarını devreye alıyoruz”
“Yakında her ilde sulh komisyonlarını devreye alıyoruz. Böylece külfeti azaltan, zahmeti kaldıran, yargının iş yükünü düşüren bir alternatif çözüm yolunu daha hukuk sistemimize kazandırmayı hedefliyoruz.”
“Vicdanınızla kararlarınız arasına hiç kimsenin hiçbir gücün hiçbir maddi değerin girmesine müsaade etmeyin”
“Adaleti sağlamanın ölçüsü sosyal medyada atıp tutan gerçek niyeti ve kimliği meçhul kalabalıkların tutumu değil kanundur nizamdır mahşeri vicdandır. Vicdanınızla kararlarınız arasına hiç kimsenin, hiçbir gücün, hiçbir maddi değerin girmesine müsaade etmeyin. İnşallah sizlerin de çabalarıyla adalet sistemimizin işleyişini güçlendirecek yargıya ve kararlarına güveni en süt seviyeye çıkarmaya devam edeceğiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***