Diyanet İşleri Başkanlığı, sosyal medyada hukuki düzenlemelerin yetersiz kaldığı alanlarda ‘fıkıh’ın devreye girebileceği önerisini, ‘Sosyal Medya Ahlakı’ adlı kitabında yer verdi.
AKP’nin sosyal medya düzenlemesi kamuoyunda tartışılırken Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu yılın başında yayımladığı “Sosyal Medya Ahlakı” adlı kitapta, “sosyal medyada hukuki düzenlemelerin yetersiz kaldığı alanlarda ‘fıkıh’ın devreye girebileceği önerisinin” yer alması dikkat çekti.
Cumhuriyet’te yer alan haberde, kitabın önsözünü yazan Başkan Ali Erbaş, sosyal medya için düzenleme çağrısı yaparak “Sosyal medyanın kullanımıyla alakalı hukuki çerçeveyi belirleyen yasal mekanizmanın yanı sıra güçlü bir bilincin inşası elzemdir. Bilhassa, Yüce Allah’ın tüm zaman ve zeminlerde murakaba ettiğinin bilinciyle şekillenen bir otokontrol sistemi geliştirmek; hakikat dünyasından kopmadan, sanal ortamlara mahkûm olmadan asil bir yaklaşımı kuşanmak gerekir” dedi. Kitapta ayrıca “sosyal medyaya hukuki düzenleme getirmek” ve “sosyal medyada ahlak” gibi konular da tartışıldı. Yasal düzenlemelerin sosyal medyada yetersiz kalabileceği belirtilen kitapta, “Bu noktada bireylere, sergilediği davranışlar karşılığında hem dünyevi hem de uhrevi sorumluluk yükleyen, onların vicdanına hitap etme yönü de bulunan fıkıh etkili olmaktadır” denildi. “Fıkıh ile insanların öteki dünyada hesap vereceği bilincinde olacağı” kaydedilen kitapta, şu ifadelere yer verildi:
“Sosyal medyayı kullanan mükellefin ürettiği sahte deliller ya da kimliğini ele vermeyecek şekilde kullandığı sahte hesaplar, bu dünyada kendisini cezadan kurtarsa bile uhrevi sorumluluğu ortadan kaldırmayacaktır. İnsanın her daim yaratıcısı tarafından izlendiğini ve hiçbir amelinin karşılıksız bırakılmayacağını hatırlatan naslar (hadisler), kanunların çaresiz kaldığı durumlarda adeta bir otokontrol işlevi görmektedir.”
ÖRF VE ADET ÖNERİSİ
Öte yandan kitapta, hukukun “itibar suikastı” gibi olayları engellemede “yavaş ve yetersiz” kalabileceği de belirtildi. Bu noktada “örf ve adetin” girebileceği önerilen kitapta, şunlar kaydedildi:
“Esasen hukukun konusunu teşkil etmeyen alanlarda, toplumsal yaşamı düzenleme hususunda hukukla ortak işlevsellik taşıyan örf ve adet kurallarından ya da ahlaki normlardan belli ölçüde istifade edilebilir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***