İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için New York’a gitti.
Uçakta gazetecilere konuşan Johnson, Fransa ile yaşanan gerilimle ilgili daha düşük bir ton kullanarak “İngiltere ve Fransa birbirleri için çok önemli ve son derece dostane ilişkileri var. İngiltere’nin Fransa sevgisi sökülüp atılacak türden bir sevgi değil.” dedi.
AUKUS’un “dışlayıcı olmak gibi bir hedefi olmadığını” belirten Johnson, “Bu kimsenin endişe etmesini gerektirecek bir anlaşma değil, özellikle Fransız dostlarımızın” dedi.
Johnson bu açıklamaları yaparken Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan Fransa Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili, Fransız Savunma Bakanı Florence Parly’nin bu hafta Londra’da bir araya gelmeyi planladığı İngiliz mevkidaşı Ben Wallace’la olan görüşmesini iptal ettiğini söyledi.
İki gün sürmesi planlanan görüşmelere ev sahipliği yapacak olan İngiltere’nin eski Paris büyükelçisi Lord Ricketts, görüşmenin “ileri bir tarihe ertelendiğini” açıkladı.
İngiltere Dışişleri Bakanı Truss, Fransa ve Çin’in eleştirdiği anlaşmayı savundu
İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, ABD ve Avustralya ile imzalanan ve AUKUS Paktı olarak adlandırılan güvenlik anlaşmasının yüzlerce yeni iş imkanı yaratabileceğini söyledi.
Güvenlik anlaşması ABD ve İngiltere’nin Avustralya’ya nükleer enerji ile çalışan denizaltı yapmak için teknoloji transferi yapmasını da içeriyor.
Dışişleri Bakanlığı görevine bu hafta başlayan Truss, İngiltere’nin çıkarlarını koruma konusunda “inatçı” olmaya devam edeceğini belirtti.
Sunday Telegraph gazetesine konuyla ilgili bir makale yazan Truss, bu anlaşma ile İngiltere’nin Hint-Pasifik bölgesi istikrarına verdiği önemi gösterdiğini söyledi:
“Özgürlüklerin korunması gerekir bu yüzden dünyanın dört bir yanında güçlü güvenlik bağları kuruyoruz.
“Bu sadece kavramsal bir dış politika değil aynı zamanda benzer görüşlere sahip ülkelerle ortaklıklar yapıp, ortak değerler ve ortak çıkarlar üzerine koalisyonlar kurarak, İngiltere ve ötesindeki insanlara hizmet etmektir.”
Truss bu anlaşmanın İngiltere’nin güvenliğini artırdığını, ülkedeki fabrikalar ve tersanelerde yüzlerce uzmanlık gerektiren iş imkanı yaratabileceğini de ekledi.
Bu anlaşma sonucunda, Avustralya ile yapmış olduğu denizaltı anlaşması iptal edilen Fransa ile eleştirilerine devam ediyor. Fransa, geçen hafta ABD ve Avustralya’daki büyükelçilerini geri çağırdı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, tarihlerinde ilk defa ABD’deki büyükelçilerini çağırdıklarını hatırlattı ve “Bu iki ülke arasındaki krizin boyutunu gösteriyor” dedi.
İngiltere’deki büyükelçilerini çağırmaya gerek duymadıklarını, çünkü İngiltere’nin “her zaman fırsatçı olduğunu” belirten Le Drian “Bütün bu hikayede İngiltere’ye düşen rol yancılık gibi olmuş” diye konuştu.
Bakan Le Drian, ABD ve Avustralya’yı yalancılıkla suçladı.
Avustralya ise suçlamayı reddetti.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison, ülkesinin çıkarlarını savunduğunu söyledi.
Morrison, Fransa ile 2016’da imzalanan ve 37 milyar dolar karşılığında 12 geleneksel denizaltı inşasını öngören anlaşmanın Avustralya’nın stratejik çıkarlarına uygun olmadığını ve Fransa’nın da bunu bilmesi gerektiğini belirtti.
Morrison “Tabii ki bu Fransız hükümeti için büyük bir hayal kırıklığı, bunu anlıyorum” dedi ve ekledi:
“Fakat aynı zamanda Avustralya’nın her bağımsız ulus gibi kendi ulusal çıkarlarına uygun karar almaya hakkı vardır.”
Bazı uzmanlar da anlaşmanın Çin’i provoke edeceği ve bölgedeki savaş riskini artırdığı görüşünde.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, anlaşmayla ABD ve İngiltere’nin Avustralya’ya nükleer teknoloji desteği vermesinin “büyük bir sorumsuzluk” olduğunu söylemişti.
Avustralya bu anlaşma ile nükleer denizaltıya sahip yedinci ülke olacak.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***