26 Eylül’de yapılacak seçimde Almanya Başbakanlığı görevini bırakacak olan Angela Merkel’in yerine adaylıkları öne çıkan 3 siyasetçi televizyon tartışmasında karşı karşıya geldi.
Almanya’yı son 16 yılın 12’sinde kurdukları “Büyük Koalisyon”la yöneten iktidar partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) başbakan adayları 27 Eylül Federal Seçimleri için yapılan ikinci canlı yayın tartışmasında birbirlerini hedef aldı.
SPD’nin adayı Olaf Scholz, muhafazakar rakibi, Angela Merkel’in halefi Armin Laschet’in ataklarını savuşturmayı başardı ve tartışmanın kazananı seçildi.
Devlet kanalları tarafından yayımlanan 3 canlı yayın tartışmasının ikincisinde CDU lideri, anketlerdeki durumu tersine çevirebilmek için Scholz’u Maliye Bakanlığı döneminde ortaya çıkan yozlaşma ve para aklama iddialarıyla sıkıştırmaya çalıştı.
Aynı zamanda Kuzey-Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı olan Laschet, Scholz’a “Eğer benim finans bakanım senin gibi çalışıyor olsa onunla ciddi bir problemimiz olurdu” dedi.
Scholz, “kendisinin yanlış bir şey yapmakla suçlanmadığını” ifade ederken rakibi Laschet’in “dürüst olmadığını” dile getirdi.
Geçen hafta Almanya’nın federal Adalet ve Finans bakanlığına bir para aklama soruşturmasıyla ilgili bilgi toplanması için baskın düzenlenmişti. Soruşturmanın Finans Bakanlığı’na yönelik olmadığı bildirildi. Daha önce federal Mali Denetleme Kurumu’nun (BaFin), 2020’de kayıp olan 1,9 milyar Euro’yu da fark etmediği Wirecard skandalı üzerinden yapılan saldırılar da sonuçsuz kalmıştı.
Laschet’in finansal sorunların bir tartışma programında anlatılamayacak kadar uzun veya anlatsa bile iktidarda olan kendi partisinin de suçlu görülebileceği gerekçesiyle bu konuya girmekten kaçındığına inanılıyor.
Sahnedeki 3. aday olan Yeşiller’den Annalena Baerbock ise Almanya’nın en büyük iki partisini karbon emisyonlarını kesme konusunda çok basit hedefler koymakla suçladı. Baerbock, planlandığı üzere kömürle çalışan santrallerin 2028’e kadar kapanması gerektiğini ifade etti.
Yeşiller’in lideri, SPD ve aşırı solcu Die Linke ile bir koalisyon kurulma ihtimalinin masada olduğunu ifade etti. Scholz da Die Linke’yle görüş farklılıkları olsa da olası bir koalisyonda yer alabileceğini ifade etti.
Laschet, partisinin mevcut CDU-SPD koalisyonunun tersine dönmüş bir versiyonunda küçük ortak olarak görev yapmayı kabul edebileceğine dair sinyaller verdi.
Tartışmadan sonra yapılan ankete göre gecenin kazananı büyük bir farkla SPD’li Scholz oldu. İzleyicilerin yüzde 41’i Scholz’u, 27’si Lacshet’i, 25’i de Baerbock’u ‘en ikna edici’ bulduklarını ifade etti.
Genel anketlerde de ağustos sonu itibariyle SPD öne geçti ve mevcut durumda farkı giderek açıyor. Politico’nun tüm büyük anketlerden topladığı verilerden aldığı ortalamaya göre oyların yüzde 25’ini SPD, 21’ini CDU/CSU, 16’sını Yeşiller, 12’sini Hür Demokratik Parti (FDP), 11’ini AfD, 6’sını Sol Parti (Die Linke) ve 3’ünü bağımsızlar alacak.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***