İHD 2020 yılı hasta tutuklular raporuna göre, Türkiye cezaevlerinde 604’ü ağır olmak üzere 1.605 hasta tutuklu bulunuyor.
Adli Tıp Kurumu (ATK) hasta tutuklular hakkında ‘cezaevinde kalamaz’ raporu vermiyor, verse bile hasta tutuklular serbest bırakılmıyor.
Türkiye’de yüzlerce hasta tutuklu, bozulan sağlık koşullarına rağmen, cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. Sağlığı bozulan hasta tutuklular cezaevinde yaşamını yitiriyor.
Ömer Faruk Gegerlioğlu’nun kanalı ÖFG TV’de, hasta tutuklular ve hasta tutuklulara karşı uygulamalar konuşuldu. Programa konuk olan Ayşe Özdoğan, kanser teşhisi konulması ve sonrasında cezaevine girme durumuna dair yürütülen süreç ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Başından geçenleri anlatan Özdoğan, kamudan ihraç edildikten sonra eşiyle birlikte gözaltına alındığını söyledi. Kanser hastası olduğunu dile getiren Özdoğan, yaşadıklarını şöyle anlattı:
‘KALORİFERLER YANMIYOR, YERDE YATIYORDUM’
“2-3 hafta ameliyattan sonra iki mahkemeye katıldım. Bütün kanser raporlarını, solunum, ameliyat raporlarını sundum. Mahkeme de kendimi savunurken bayıldım, beni ayılttılar tekrar mahkemeye devam ettik. Derken ceza aldım ve tutuklandım. Tutuklandıktan sonra cezaevinde kaldım biraz. Cezaevine gittiğimde tanınmayacak haldeydim, ameliyat yerim şişmişti. İlk cezaevine girdiğim anda karşılayan gardiyanlar şok oldular. Dediler ki: ‘Siz yoğun bakımdan hasta mı kaçırdınız?’ diye tepki verdiler. Hastane, koğuş içinde yaşama, 3 kişinin yardımıyla yatıyorum. Aralıkta girdim cezaevine kaloriferler yanmıyor, yerde yatıyorum, yemeğimi hazırlayamıyorum, çamaşırımı yıkayamıyorum. Böyle hem psikolojik hem biyolojik zorlu bir 15 gün geçti ve sizlerin de desteği ile 15 günün sonunda tahliye olmuştum ama o rapor alma aşaması çok zordu benim için.”
AYŞE ÖZDOĞAN, ADLİ TIP KURUMU’NUN RAPORUNU BEKLİYOR
Kanser sürecinin devam ettiğini aktaran Özdoğan, ATK raporunu beklediğini ifade etti: “2 hafta önce, 2-3 haftaya sonuç belli olur dediler. Önümüzdeki günlerde belli olması lazım. Ben de çok endişeliyim çünkü sosyal medyadan görüyorum, duyuyorum. ‘Cezaevinde kalabilir’ diye rapor veriyor İstanbul ATK. O yüzden çok endişeliyim. Şu anda aslında bu programa çıkıp eşimin tahliye olmasını talep etmek istiyordum. Benim asıl gayem o çünkü bana bakan bir annem vardı o da şu an kanser teşhisi ile hastanede. Ben oğlumun önüne pişmiş yemeği ısıtıp koyamıyorum. Artık benim infazımın ertelenmekten çok ben eşimin tahliye olmasını istiyorum.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***