CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KHK’larla işlerinden atılanlara sahip çıktı. KHK’larla ekmeği elinden alınan herkesi görevine iade edeceklerini söyledi.
Çorum’da kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve muhtarlarla bir araya gelden Kılıçdaroğlu, ”Sözüm söz; o KHK ile görevden alınan, işine son verilen, ekmeği elinden alınan herkesi göreve iade edeceğim. Yeter ki teröre bulaşmasın. Siyaset kurumu kimsenin aşı ile işi ile uğraşmaz” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, programda AKP iktidarının dış politikasını da eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Esad ile anlaşmamız lazım. Türkiye’den gelen bir tane Suriyelinin bile burnu dahi kanamayacak. Onun güvencesi de biz olacağız.” diye konuştu.
‘Esad’le anlaşmamız lazım, Türkiye’den giden Suriyelilerin burnu bile kanamayacak’
Kemal Kılıçdaroğlu, göçmen sorununa ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. “Kavganın kime ne faydası oldu, biz kaybettik. 24 saatte Emevi Camii’nde namaz kılacaktık, 3 milyon 600 bin Suriyeli geldi. Şimdi Afganlar geliyor.” dedi. Şunları söyledi:
“Bir dönemi kapatacağız, bitecek. Türkiye’de yeni siyaset anlayışını, ahlaklı, hesap veren bir siyaset anlayışını, vatandaşını kucaklayan bir siyaset anlayışını, hiç kimseyi kimliğinden, inancından, yaşam tarzından ötürü ötekileştirmeyen bir siyaset anlayışını Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Kim alın teri döküyorsa, helalinden kazanıyorsa, kul hakkı yemiyorsa başımızın üstünde yeri vardır. Ana kuralımız bu. İki kırmızı çizgimiz var; bayrağıyla sorunu olmayan, vatanıyla sorunu olmayan, ‘bayrak ve vatan benim için vazgeçilmezdir’ diyen herkesle kucaklaşmaya hazırız. Bayrağımız ve vatanımız için yeri geldiğinde canımızı veririz, eyvallah. Dolasıyla yeni bir siyaset anlayışını getireceğiz. Bunu yapmak zorundayız.
Eğer biz 83 milyon olarak Londra’daki bir avuç tefeciye mahkum edilmişsek ve onlardan para gelmeden Türkiye’yi yönetemiyorsak ve biz dünyanın faizini onlara ödüyorsak ekonomik bağımsızlığımız tehlikededir. Siyasi bağımsızlığımız, eyvallah, bir sorunumuz yok. Ama ekonomik bağımsızlığımız tehlikededir.
Uluslararası Mutluluk Endeksi yayınlanmış. 150 ülke arasında 104’üncü sıradayız. Kimsenin yüzü gülmüyor. Parası olanın da yüzü gülmüyor. Sanayicinin de yüzü gülmüyor. Çiftçinin, işsizin zaten yüzü gülmüyor. Üniversiteden mezun olmuş çocuğu var, iş arıyor, bulamıyor, onun da yüzü gülmüyor. Cebinde para olması gerekmiyor.
Kavganın kime ne faydası oldu, biz kaybettik. 24 saatte Emevi Camii’nde namaz kılacaktık, 3 milyon 600 bin Suriyeli geldi. Şimdi Afganlar geliyor. Ben ırkçılık yapmam ve ırkçılığa karşıyım. Allah’ın yarattığı insana her zaman saygı duyarım. Altını çizmek isterim; Suriyelilere kızmıyorum, Afganlara da kızmıyorum. Onları Türkiye’ye getirenlere kızıyorum.
Asıl sorumlu olan sensin, biz sorumluyu unutuyoruz, Suriyeliler’e saldırıyoruz. Sınırı açan Suriyeli mi? Kavgayı başlatan Suriyeli mi? Sen kavgayı başlatırsan, kapıları açarsan Suriyeliler de gelir, Afganlar da gelir. Dolasıyla benim bu millete sözüm var. Allah nasip eder de sizin oylarınızla iktidar olursak bu o Suriyelileri davulla, zurnayla kendi ülkelerine göndereceğim.
Nasıl yapacağız onu da söyleyelim. Büyükelçilikler açacağız karşılıklı. Oturup anlaşacağız, Suriyelilerin okulunu, yolunu, kreşini, evini yapacağız. Avrupa Birliği fonlarıyla hepsini yapacağız, bizim müteahhitler yapacak. Yeter mi, hayır. Bizim iş insanlarına diyeceğiz ki, gidin orada fabrikalar kurun. Size her türlü teşviki veriyoruz.
Bir şey daha yapmamız lazım. Esad ile anlaşmamız lazım. Türkiye’den gelen bir tane Suriyelinin bile burnu dahi kanamayacak. Onun güvencesi de biz olacağız. Böylece Ortadoğu’da huzuru sağlayacağız.
Türkiye mülteci, göçmen, sığınmacı ambarı değil kardeşim ya. Biz hepsine nasıl bakacağız bunların? Erdoğan açıklama yapıyor; ‘Finansmanı iyi yönettiğimiz için mülteciler Türkiye’ye alıyoruz, daha da almaya devam edeceğiz.’ Buyurun şimdi, kıyameti kopardık. Parti sözcüsü diyor ki ‘Bir tek mülteci bile almayacağız.’ Sen mi doğru söylüyorsun, Cumhurbaşkanı mı doğru söylüyor? En son Taliban dedi ki ‘Biz burada Türk askeri de istemiyoruz. Çıkın bizim topraklarımızdan’. Türkiye niye bu hale düşsün. Bu devletin bir onuru, şerefi yok mu? Dış politika bu kadar ucuz mu?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***