ANKARA – HDP Sözcüsü Ebru Günay, yaşanan yangın ve sel felaketlerine dikkati çekerek, “Ekolojik felaket yönetim felaketiyle birleşince ülke yangın yerine dönüyor” dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, haftalık basın toplantısını partinin Genel Merkezi’nde düzenledi.
Günay, konuşmasına başlarken Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikasına üye olduğu için Kod-29 ile işten atılan Dilbent Türker ve TOMİS İstanbul temsilcisi Onur Eyidoğan’ın İstanbul’dan Ankara’ya başlattıkları yürüyüşe dikkati çekti. Günay, “Direnişçi işçiler bugün partimizi de ziyaret ederek temaslarda bulundular. 200 gündür, Kod-29’un kaldırılması, herkese iş ve gelir güvencesi, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması ve işe iade talebiyle direnen Simbo işçisi Dilbent Türker’in talepleri bizim de taleplerimizdir. Emekçilerin direnişini selamlarken, haksız ve hukuksuzca atılan bütün emekçilerin derhal işlerine iade edilmesi, Kod-29 hukuksuzluğun derhal kaldırılması ve sendikal örgütlenmenin önündeki engellere son verilmesi çağrısı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
KARADENİZ’DE SEL
Günay, sel ve yangınları gündemine alarak, şunları söyledi: “Ne yazık ki insanlık bir yandan pandemi bir yandan ekolojik felaketlerle boğuşuyor. Bir taraftan sel felaketleri, diğer taraftan hepimizin yüreğini yakan orman yangınları ne yazık ki devam ediyor.
Öncelikle başta Samsun olmak üzere Karadeniz’in birçok ilinde etkili olan sel felaketinden etkilenen yurttaşlara geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor ve herkesi Karadeniz halkıyla dayanışmaya çağırıyoruz. Gelen bilgilere göre 5 yurttaşımız hayatını kaybetti. En büyük dileğimiz can kaybının artmamasıdır. Bu felakette hayatını kaybeden yurttaşlara Allahtan rahmet sevenlerine ve Karadeniz halkına başsağlığı diliyorum. Bu can kayıplarının sadece doğal afetlerden kaynaklanmadığını, doğa düşmanı politikaların bu ölümlerde ve felaketlerde payının olduğunu hepimiz biliyoruz.
7 CAN KAYBETTİK
Sel felaketiyle birlikte Türkiye aynı zamanda büyük bir yangın felaketi de yaşıyor. Yangınlar büyük bir yıkım, büyük bir tahribat yaşandıktan sonra kontrol altına alınmış veya söndürülmüştür. Bu yangınlarda hayatını kaybeden 7 vatandaşımıza da Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Can kayıplarının yanında, on binlerce hektar ormanın, tarım arazisinin, yüzlerce dekar seranın, binlerce arı kovanının, ahırın zarar gördüğü, yüzlerce büyükbaş ve küçükbaş hayvanın ve binlerce kanatlı hayvanın hayatını kaybettiği açıklandı.
Bunlar sadece tespit edilenler, bunların dışında ormanda yaşayan hayvanların ve ağaçların, canlıların, canların istatistiği ise henüz açıklanmadı ya da bilinmiyor. Ama hepimizin bildiği bir gerçek var ki o da büyük bir ekolojik yıkım ve felaketle karşı karşıyayız. Bu felaketler, yangınları izleyen, söndürmeyen, doğayı ranta açarak selin can kayıplarına yol açmasına neden olan yönetim felaketiyle birleşince ne yazık ki Türkiye yangın yerine dönüyor.
Bütün bu kayıplar sadece bu toprakların değil aynı zamanda büyük insanlık ailesinin ortak mirası. Ülkeler yapay sınırlar çizmiş olsalar da doğal varlıklar ve canlılar bu sınırların çok ötesinde bir ortak yaşama sahiptir.”
Ayrıntılar geliyor….
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***