Yangın nedeniyle kül olan Manavgat’ta TOKİ, evleri zarar gören vatandaşları kredi vermek için aradı. Ressam Burhan Kum, evlerin külleri soğumadan gelen borçlandırma girişimine tepki gösterdi.
Antalya’nın Manavgat ilçesinde 4 gün süren yangında komple kül olan mahallelerin yanı sıra sıçradığı mahallelerde de çok sayıda ev, ahır, tarla küle döndü. Kalemler Mahallesi’ndeki evi küle dönen Ressam Burhan Kum da yangının külleri soğumadan TOKİ tarafından kredi için aranmasına tepki gösterdi. Kum “Yangın daha sönmeden, evlerin dumanı üstünde, TOKİ’den aradılar. ‘Size kredi verelim, 3 yıl ödemesiz’ teklifini sundular. Önce bir yangını söndürün! TOKİ ev yapacakmış, nereye ne yapacak belli değil. Çadır verse hadi derim ki ‘en azından bir çadır verdiler’, kredi teklif ederek beni borçlandırma derdine düştüler çok sinirlendim” sözleriyle öfkesini dile getirdi. Yangının telafisi mümkün olmayan hasarlar meydana getirdiğini belirten Kum şöyle devam etti: “Ahşap oyma tavanlar, el oyması kapı, pencereler, müze gibi evler yandı. Evlerimiz değil müzeler yandı! TOKİ ev yapacakmış. Pencereyi oval yapınca o ev aynı ev olmuyor! Yüz yıllık zeytin ağaçları, 200 yıllık meşe ağaçları yandı. Onları nasıl yerine koyacaksın? Sigorta şirketi ya da kimse o ağaçların odun değerini verecek. 200 yıllık ağacın değerini karşılayabilir mi?”
“HEYELANLARA HAZIRLIKLI OLMAK LAZIM”
Evrenseki Mahallesi’nde yaşayan Mustafa İşbilir, “Evden hiçbir şey alamadık. Büyük kızımın düğünü yakındı. Çeyizi vardı hepsi gitti. Hasar tespit için geldiler fotoğraf çektiler, numaramızı aldılar gittiler” diye konuştu. Kışın sel felaketlerine karşı hazırlık yapılması uyarısında bulunan Orhan İşbilir ise “Bizim memleketimiz yağışlı olduğu için eskiden toprak suyu emmeden ağaç tutardı suyu. Şimdi o da tutmayacak. Yani heyelana sebep olacak” dedi.
“EVDE DURAMADIK YARDIMA KOŞTUK”
Yangından zarar görenlere kendi imkanlarıyla yardım götüren Ali Küçük ise “Maalesef yeşil bir yer kalmadı. Şu an yangın kontrol altına alındıysa yanacak bir yer kalmadığı içindir” dedi. Küçük’ün hemşire olan eşi ise, “Ben sağlıkçıyım hastanede nöbetçiydim. Gelenlerin durumu çok kötüydü. Onu gördükten sonra duramadık zaten” diyerek yardım için yola düştüklerini anlattı. (Evrensel)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***