“Ne yazık ki şimdi yargı tümüyle siyasetin tasallutu altına girdi” diyen Günay, yargı “siyasetin kılıcı” haline geldi dedi.
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Avrupa Adalet İnisiyatifi, Justice TV ve Tespit TV ortak yayınında Kemal Karanfil ve Mustafa Özmen’in sorularını yanıtladı, önemli değerlendirmelerde bulundu. Halihazırda Türkiye’de adaletin askıya alındığını kaydeden Günay, yargının da siyasetin tasallutu altına girdiğini savundu. İktidarın oluşturduğu medya gücü sayesinde istediği kesimi terörist ilan ettiğini kaydeden Günay, muhalefetin ve toplumun ikircikli ve destekleyici tavrının da iktidara alan açtığını kaydetti.
‘YARGI SİYASETİN KILICI HALİNE GELDİ’
Ertuğrul Günay’ın öne çıkan açıklamaları şöyle:
“27 Mayıs’tan bu yana bütün darbelerde çok haksız yargılamalar oldu. Adalet hiçbir zaman çok mükemmel işlemedi. Ama galiba bu son dönem olduğu kadar hiç adalet askıya alınmadı. Hiç bu kadar yargı, evet yargı geçmiş dönemlerde de siyaseten yönlendirilirdi ama, hiç bu kadar siyasetin kılıcı haline gelmedi.”
‘ASKERİ YARGITAY’DA BİLE DOSYA BOZULABİLİYORDU’
“Ben 12 Mart’ta hem sanık oldum, hem de avukat oldum. Bütün süreci içinden fiilen takip ettim. Bize bir davanın başında ne kadar ağır ithamlarla başlarsa başlasın, bunun sonucu şuraya varır: ‘Eninde sonunda Yargıtay’dan bir merciden burada sonuçlanır, iddianamede söylendiği olmaz’, diyebiliyorduk ve yüzde 90 bunların olduğunu yaşadım ben. Askeri Yargıtay’da, bırakın sivil Yargıtay’ı. Askeri Yargıtay’da nice haksız dosyanın bozulabildiğini 12 Eylül’de bizzat yaşamış bir hukuk tatbikatçısıyım. Ne yazık ki bugün herhangi bir hukuki problemle karşı karşıya kalınca yurttaşlarımıza yasama meclisi üyesi, hükümet üyesi çalışmış bir Türkiye Cumhuriyeti kıdemli hukukçu yurttaşı olarak bu güvenceyi veremiyorum.”
‘TUTUKLU KALDIM, DARBECİLER MEMUR OLAN EŞİME, ŞİMDİKİ GİBİ DOKUNMADILAR’
“Adalette büyük bir yıkım yaşanıyor. 12 Eylül’de tutuklu kaldım, ancak darbeciler memur olan eşime, şimdiki gibi dokunmadılar. O dönemde, askeri yargıdan bile haksız davalar geri dönebiliyordu. Bir umut vardı. Son dönemde olduğu kadar hiçbir dönem bu denli adalet askıya alınmadı. Yargının siyasete tam bir teslimiyet ortamı var.”
‘TÜRKİYE YIKIM YAŞIYORSA, TEMEL NEDEN EN BAŞTA ADALETİN YIKILMIŞ OLMASI’
“Ne yazık ki şimdi yargı tümüyle siyasetin tasallutu altına girdi. Hiçbir direniş yok. Hiçbir kurumsal yapısını korumak konusunda içeriden bir ses yükselmiyor. Tam bir teslimiyet ortamı var. Bizim öğrendiğimiz birinci sözcük, ‘Adalet mülkün temelidir.’ Yani ekonomi mülkün temelidir değil, askeriye silahlı kuvvetler mülkün temelidir değil, adalet mülkün temelidir diyoruz. Bir devlet adaletle kaimdir. Adalet yıkıldığı zaman her şey yıkılıyor. Türkiye şu an bir büyük yıkım yaşıyorsa, bürokrasisinde, ekonomisinde, siyasetinde, ahlakında hatta, inançlarında bir büyük yıkım yaşıyorsa, bütün bunların altında yatan temel neden en başta adaletin yıkılmış olmasıdır.”
‘MUHALEFET ‘NE ALAKASI VAR’ DEMEK YERİNE TESLİMİYET NOKTASINA GERİ ÇEKİLİYOR’
“İktidar 2010’dan sonra yeni bir Türkiye dizaynını kafasına koyduğu için medyaya egemen oldu. Medya egemenliği, ne yazık ki muhalefetin zihin altını da büyük ölçüde etkiledi. İktidar şimdi şu terör örgütüdür, bu terör mensubudur, şu terörle iltisaklıdır dediğinde muhalefet ‘Ne alakası var bunun?’ demek yerine bir teslimiyet, bir kabuk noktasına geri çekiliyor.”
‘MUHALEFETİN İKİRCİKLİ, TOPLUMUN DA KORKAK DAVRANDIĞI EŞİKLERDE İKTİDAR MEVZİ KAZANDI’
“Bu ülkenin Anayasa Mahkemesi 15 Temmuz’dan sonra kendi üyeleri hakkında ‘kanıt aranmaz söylenti yeterli’ diye hüküm verdi. Kendi üyelerini teslim etti. Ben o zaman ‘Anayasa Mahkemesi Türkiye’de hukukun olmadığını ilan ediyor’ demiştim. Aslında olan oydu. Bunun kanıtlanması gerekirdi. Bunlar yapılmadı. Bunlar yapılmayınca muhalefetin ikircikli, toplumun da korkak davrandığı eşiklerde iktidar bir adım daha ileri gitti ve mevzi kazandı. 2011 iktidarı ile bugünkü iktidar arasında hiçbir benzerlik yok. Buraya sadece iktidarın tasallutu ile değil muhalefetin ikircikli tavrı, toplumun korkak ve edilgen tavrı yüzünden geldik.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***