Aşı Komisyonu’nun endişelerine rağmen Almanya’da, 12 yaşından büyük çocuk ve gençlere korona aşısı olma imkânı tanınacak. Ebeveynler ise çocuklarını aşılatıp aşılatmama konusunda kararsız.
Çocuk ve ergenlerin aşılanmasında son durum nedir?
AB’de BioNTech/Pfizer ve Moderna aşıları, halihazırda 12 ila 17 yaş arası çocuk ve gençler için onaylanmış durumda. Moderna, söz konusu yaş grubundaki deneklerle yapılan klinik çalışmada, aşısının yüzde 100 etkinlik gösterdiğini ve iyi tolere edildiğini açıkladı.
Ancak Almanya’da Aşı Daimî Komisyonu (STIKO), 12-17 yaş grubunda olup da sadece “önceden var olan bir hastalık nedeniyle COVID-19’un ciddi seyretme riski altında bulunanlar” için aşı öneriyor. Bu temkinli tavsiye, Alman siyaseti tarafından paylaşmıyor. Zira 2 Ağustos’ta, federal eyaletlerin sağlık bakanları, 12 yaş ve üzerindeki herkesin aşı olmasına imkân vermeyi kararlaştırdı.
Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn’a göre, bu yaş grubundaki 900 binden fazla kişi en az birkez aşılandı ve bu da söz konusu yaş aralığındakilerin yaklaşık beşte birine tekabül ediyor.
Diğer ülkelerdeki uygulama nasıl?
İngiltere de şimdiye kadar temkinli davrandı: 12 yaş ve üzerindekilerin, COVID-19’un ağır bir seyir riski altında olmaları veya bağışıklık sistemi ciddi şekilde zayıflamış bir kişiyle yaşamaları durumunda, aşılanmalarına izin veriliyor.
ABD ve Kanada’da BioNTech/Pfizer aşısı, mayıs ayından bu yana ergenlerde ve büyük çocuklarda kullanılıyor. ABD’de 12-15 yaş grubundaki 4,4 milyondan fazla çocuk iki kez aşılandı. 3,8 milyon çocuğa ise birinci doz tatbik edildi.
Aralarında Japonya ve İsrail’in de bulunduğu pek çok ülke, bu yaş grubunun aşılanmasını onayladı.
Çocukların aşılanması neden hâlâ tartışılıyor?
Birçok ülkede, çocuk ve ergenleri COVID-19’a karşı aşılamanın ne kadar yararlı ve gerekli olduğuna dair uzmanlar farklı görüşte. Örneğin Almanya’da Aşı Komisyonu, temkinli tutumunu yeniden teyit etti ve bu konudaki veri eksikliğine işaret etti.
DW, söz konusu tartışmalara açıklık getirmek amacıyla konuya dair bazı yaygın argümanları gözden geçirdi: 12-15 yaş arası çocuklar, salgınla mücadelede ne kadar rol oynuyor? Bu yaş grubu, COVID-19’a karşı ne kadar hassas? Peki ya çocuk ve ergenler için aşıların güvenliği ne durumda? Bu sorulara yanıt ararken sadece gerçeklere odaklandık. Doğru ve yanlışların ayrıştırılmaya çalışıldığı bu olgu kontrolünde, fayda-risk değerlendirmesi ve çocuklarla gençlerin temel haklarına dair etik sorular kapsam dışı bırakıldı.
Çocukları sürü bağışıklığı yoluyla korumak için yetişkinleri aşılamak yeterli değil mi?
Çocukların, sadece yetişkinlere aşı yapılarak COVID-19’dan korunabileceği varsayımı yanlış. İstatistiksel olarak, dünya nüfusundaki çocuk ve ergenlerin oranı, sürü bağışıklığı hesabı dışında bırakılamayacak kadar yüksektir. Bundan bir yıl önce, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sürü bağışıklığının oluşabilmesi için toplumun yüzde 60 ila 70’lik bölümünün aşılanmasının yeterli olduğunu düşünüyordu. Ancak pandemi sürecinde, birçok uzman bu oranın yüzde 85’lere ulaşması gerektiğine vurgu yaptı.
BM Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi’nin tahminlerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 30,2’si 17 yaşına kadar olan çocuk ve ergenlerden oluşuyor. Bu da toplam 2,35 milyar kişiye tekabül ediyor. Aynı yaş grubunun Almanya’daki nüfusa oranı ise Federal Almanya İstatistik Dairesi verilerine göre yaklaşık yüzde 16,4 ile dünya ortalamasının neredeyse yarısı kadar. Bu nedenle Almanya söz konusu olduğunda, tüm yetişkinlerin aşılanmasının sürü bağışıklığı için yeterli olacağı varsayılabilir. Nitekim şu anda nüfusun yüzde 62’si en az bir kez aşı olmuş durumda.
Alman Çocuk ve Gençlik Doktorları Meslek Birliği, hedeflenen sürü bağışıklığının sağlanabilmesi için 12-16 yaş grubunun da mutlaka aşılanmasından yana görüş bildirdi. Birliğin basın sözcüsü olan çocuk doktoru Axel Gerschlauer, Almanya’da çeşitli nedenlerle henüz aşı olmayan ya da olmak istemeyen çok sayıda yetişkin olduğu için 12-16 yaş grubundaki yaklaşık üç milyon kişinin aşılanmasının, sürü bağışıklığı açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor.
DW’ye konuşan Dalhousie Üniversitesi pediatrik enfeksiyon dalı öğretim görevlisi, Kanadalı aşı araştırmacısı Karina Top da benzer ifadeler kullanıyor: “Sürü bağışıklığının oluşması, yeterli yetişkinin aşılanıp aşılanmamasıyla doğru orantılıdır. Çok sayıda ülkenin bu konuda endişelendiğini biliyorum, çünkü birçok yetişkin aşı olmak istemiyor.”
Öte yandan Alman Robert Koch Enstitüsü (RKI), “Virüsün ortadan kaldırılması ve hatta yok edilmesi için sürü bağışıklığı elde etmenin bile yeterli ve gerçekçi olmayabileceğine” dikkat çekiyor.
Enfekte olan çocuk ve ergenlerde hastalığın nispeten hafif seyretmesi ve ölüm oranın çok daha düşük olması, tehlikeyi azaltır mı?
Çocuk ve ergenlerin hastalığı ağır geçirmediğini söylemek yanıltıcı olabilir. RKI’ya göre, çocukların çoğunda asemptomatik (tipik belirtilerden yoksun) veya hafif bir hastalık seyrinin söz konusu olduğu doğrudur.
İtalya’da 2020 verilerine göre 18 yaşından küçük 3836 hastanın yüzde 4,3’ü ağır bir hastalık süreci geçirirken, dört kişi de hayatını kaybetti. Uluslararası pediatri kardiyologları, korona nedeniyle yoğun bakım ünitelerinde tedavi edilmesi gereken çocukların oranının yüzde 0,6 ila 2 arasında olduğunu belirtiyor. Enfeksiyondan sonra çocuklarda nadiren de olsa kalp yetmezliği gibi bazı komplikasyonlar da meydana gelebiliyor.
Amerikan Pediatri Akademisi, salgının başlamasından bu yana ABD’de yaklaşık 4,2 milyon çocuğun COVID-19 testinin pozitif çıktığını açıkladı. Bunların yüzde 0,1 ila 1,9’unun hastanede tedavi edilmesi gerekiyordu. Enfeksiyona yakalanan çocukların yüzde 0,03’ü hayatını kaybetti.
Federal Alman Eğitim ve Araştırma Bakanlığı’na (BMBF) göre, çocuklar da yetişkinler kadar sık enfekte oluyor. Ancak genellikle hastalık semptomları görülme oranı, özellikle küçük çocuklarda çok daha düşük seviyede. Bakanlığın internet sitesinde “Yaşla doğrudan bağlantılı bu durum, diğer bulaşıcı hastalıklarda da benzer şekilde görülmekte olup, çocuk ve ergenlerin bağışıklık hücrelerinin, patojenlere yetişkinlerden farklı tepki vermesinden kaynaklanmaktadır” deniyor. Genel olarak bağışıklık sisteminin etkinliğinin, ilerleyen yaşla birlikte azaldığı biliniyor. Ancak bu durumun korona enfeksiyonu için de geçerli olup olmadığı henüz bilimsel olarak araştırılmış değil.
Mevcut verilere göre salgının ilk ortaya çıkışından buyana Almanya ve Avusturya’da SARS-CoV-2 tespit edilen 1680 çocuk ve ergen hastaneye yatırıldı. Bunlardan 84’ü (yüzde 5) yoğun bakım ünitesinde tedavi edildi. Vakaların yaklaşık yüzde 29’unda çocuklar 6 ila 15 yaşları arasındaydı. Bununla birlikte en kalabalık çocuk hasta grubunu yüzde 46 ile 1 yaş ve altındaki bebekler oluşturdu.
Yetişkinlere yapılan COVID-19 aşısı çocuklar için de uygun mu?
COVID-19 aşılarının çocuk ve ergenler üzerindeki etkisiyle ilgili henüz yeterli araştırmalar yapılmadı. Zira aşılar genellikle ilk olarak yetişkinler üzerinde test ediliyor. BioNTech/Pfizer aşısının 12-15 yaş grubundaki çocuklar için Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylanması, 2000’den fazla çocukla yapılan bir çalışmaya dayanıyor. Korona aşısı uygulanan yaklaşık 1000 kişiden birinin bile COVID-19’a yakalanmadığı; plasebo enjekte edilen karşılaştırma grubundaki çocuk ve ergenlerden ise 16’sının enfekte olduğu saptandı.
Kanada ve ABD’de BioNTech/Pfizer aşısı, aynı yaş grubundaki 2260 katılımcı ile yapılan bir deneme sonrasında onaylandı. 1131 katılımcı aşılanırken, diğerlerine plasebo uygulandı. Şirkete göre aşı bu yaş grubunda yüzde 100 etkili oldu. Bu da aşının, şimdiye kadar test edilen diğer yaş gruplarına kıyasla çok daha etkili olduğu anlamına geliyor.
12 yaşın altındaki çocuklarda durum nasıl?
12 yaşın altındaki çocukların aşılanması söz konusu olduğunda, gerek Alman çocuk doktoru Axel Gerschlauer gerekse Kanadalı aşı araştırmacısı Karina Top hemfikir: Yetişkinlere uygulanan korona aşılarının küçük çocuklara da aynı şekilde yapılması kesinlikle doğru olmaz.
Karina Top, pek çok başka hastalıkta aynı tür aşının hem çocuklarda ve yetişkinlerde aynı şekilde kullanılmasının yaygın bir uygulama olmakla birlikte, örneğin tetanoz aşılarında olduğu gibi, aşı bileşiminin bebekler için ayrı, çocuk ve ergenler için ayrı olduğunu hatırlatıyor. Diğer bazı aşılar içinse farklı yaş grupları için farklı dozlar kullanılıyor. Örneğin (rahim ağzı kanserine karşı uygulanan) HPV aşısı, 14 yaşın altındakilere genelde iki doz uygulanıyor. Ancak 15 yaşın üzerindekiler üçüncü doza ihtiyaç duyuyor, çünkü etki bakımından iki doz aşı onlarda yetersiz kalıyor.
Uzmanlara göre, küçük çocukların bağışıklık sistemi, aşılara ergenlerden ve yetişkinlerden farklı tepki veriyor. Bu nedenle, ilgili aşının güvenliliği ve etkili dozajına dair ayrıntılı bir araştırma yapılması gerekiyor. BioNTech/Pfizer ve Moderna, halihazırda altı aydan 11 yaşına kadarki çocuklarla ilgili farklı araştırmalar yürütüyor. BioNTech/Pfizer, Eylül ayında ilk alt grup için elde ettiği verileri açıklamayı planlıyor. AstraZeneca da aşısını küçük çocuklar üzerinde test ediyor, ancak henüz bu konuda bir sonuç açıklanmadı. Johnson & Johnson da 12 yaşın altındaki çocuklarla ilgili araştırmalar yapmayı planlıyor.
Peki çocuklar koronavirüse karşı aşılanmalı mı?
Veri ve uzman görüşlerinin de ötesinde, bu konuyu aile hekiminiz veya çocuk doktorunuzla görüştükten sonra çocuğunuza aşı yapıp yaptırmamaya birlikte karar vermeniz en doğrusu. Zira doktorlar, çocuğun mevcut durumu ışığında aşılamanın gerekli olup olmadığını, olası fayda ve risklerini en iyi değerlendirebilecek ve tavsiyede bulunabilecek kişilerdir.
Tetyana Klug, Kathrin Wesolowski, Ines Eisele
©️ Deutsche Welle Türkçe
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***