Yaklaşık dört gündür sosyal medyada paylaşımda bulunmayan Sedat Peker, korona virüsüne yakalandığını açıkladı. Organize suç örgütü liderliği suçlamasıyla hakkında yakalama kararı bulunan Sedat Peker, ailesiyle birlikte korona virüsüne yakalandığını duyurdu. Peker, bugün paylaştığı 15 tweet ile hastalığını ağır geçirdiğini ve ağrıları olduğunu söyledi.
İktidarla anlaştığı iddialarına da tepki gösteren Peker, “Kıymetli dostlarım benim anlattıklarımdan en az 50 tane hükümet düşerdi ancak bizim gazetecilerin çoğunun namusu aldığı maaş kadar. Büyük bir kısmı da gazetecilik yapıp bu olayları araştıracağına (hepsi de delilleri ile doğrulanmış olaylar) ağızlarından çıkan tek şey “anlaştı”” ifadelerini kullandı.
Peker’in paylaşımları şöyle:
2-Bulunduğum ülkede covid vakalarının çok az olduğu bilinmekte.Benim şansıma evdeki 3 görevli yardımcı bayan, 2 güvenlik görevlisi arkadaş, Türkiye’den beri yanımda olan bir yol arkadaşım,oğullarım Celalhan ve Boğaçhan,sevgili eşim,küçük kızım Mila ve ben corona virüse yakalandık
— Sedat Peker (@sedat_peker) July 22, 2021
“Bulunduğum ülkede covid vakalarının çok az olduğu bilinmekte. Benim şansıma evdeki 3 görevli yardımcı bayan, 2 güvenlik görevlisi arkadaş, Türkiye’den beri yanımda olan bir yol arkadaşım, oğullarım Celalhan ve Boğaçhan, sevgili eşim, küçük kızım Mila ve ben corona virüse yakalandık.
Benim hastalığım biraz ağır geçiyor, akciğerimde küçük bir bölgeye de nüfuz etmiş ancak Yüce Allah’ın izniyle bize bir şey olmaz. Biz ne savaşlar gördük, bunlar bize olsa olsa tatbikat olur. Sizlerin duası ve Yüce Allah’ın yardımı bizimle olduktan sonra hiçbir şey olmaz.
Bazı onursuz, namussuz, şerefsiz, kahpe kursağında büyümüş, kendini gazeteci zanneden yaratıklar yine benim anlaşma yaptığımı söylemişler.
Kıymetli dostlarım namus sahibi olan gazetecileri bir kenara ayırıyorum, bu şerefsizler de en az namusları maaşları kadar olan şerefsiz gazetecilerle aynı karaktere sahipler. Bu kahpelere söyleyeceğim söz şudur: Ben eğer anlaşma yapmayı düşünseydim normal Türkiye’ye gelirdim, hiç ağzımı da açmazdım. En fazla yatacağım bir kaç aydı. Beni küçültmek istediler dedim…
“Beni öldürmek belki mümkündür, küçültmek asla mümkün değildir.” diyerek savaşımı başlattım. Bu kahpeler, namussuzlar “Bu adam tanımadığı ülkelerde ailesi ile çocukları ile beraber ne yer ne içer, hangi baskıları yaşar, kendisi güvende midir?” diye düşünmez de, ‘Türkiye’de bu adamın yakınlarına bunca eziyetler ediliyor, bu adam hala geri adım atmıyor.” demezler; sanki ben YouTuber’mışım veya fenomenmişim ya da anlattığım şeyler masalmış gibi 3 güne bir yeni bir şey anlat diyorlar.
Ulan kahpeler, biz ailemizin, yanımızdaki arkadaşlarımızın, evlatlarımızın, kendimizin can derdine düşmüşüz. Bunlar hala daha oyun zannediyorlar. Şerefsiz köpekler, sözde gazeteciler (namuslu olanlar baş tacı), ben bu kadar anlattım da ne yaptınız?
Tarihin en büyük skandalı olarak kabul edilen Amerika Başkanı Nixon’ı istifaya zorlayan Watergate Skandalı’nı, bir ufak hırsızlık vakasını gazetecilik yaparak eşeleyen iki gerçek gazeteci başarmıştır.
Kıymetli dostlarım benim anlattıklarımdan en az 50 tane hükümet düşerdi ancak bizim gazetecilerin çoğunun namusu aldığı maaş kadar.Büyük bir kısmı da gazetecilik yapıp bu olayları araştıracağına (hepsi de delilleri ile doğrulanmış olaylar) ağızlarından çıkan tek şey “anlaştı”.
Ben kendimi genç kardeşlerimizin gözünde bitirecek böyle bir kahpeliği asla yapmam. Gerçi ne yazık ki genç kardeşlerimiz de verdikleri söze sadık kalmadılar. Olayın magazine dönmesine izin verdiler.
Hele bir tane namussuz gazeteci tartışma programında (bu gazeteci sözde muhalif bir gazeteci): “Zaten Sedat Peker gibi insanların lafına güvenilmez.” demiş. Bu tip yaratıkları bence anneleri tuvalette sıçarken yanlışlıkla doğurmuşlar; vicdandan, empatiden, duygudan yoksun olan köpek herif. Kıymetli dostlarım Yüce ALLAH’a yemin olsun benim şerefim söz konusu olduğunda, biri aileme saygısızlık yaptığında Azrail’le bile pazarlık yapmam, krallarını tanımam! Bayram gününde böyle kötü sözler söylemek istemezdim.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***