Reuters’ın kamu bankalarına sermaye enjeksiyonu yapılacağı yönündeki kulis haberini değerlendiren Sabah yazarı Dilek Güngör, “Bildiğim kadarıyla, şu anda Halkbank dışında ne Ziraat Bankası’nın ne Vakıfbank’ın böyle bir isteği var. İngiliz ajansın haberin devamında suyu bulandırmak isteği açıkça belli oluyor” dedi.
“Peki şu anda kamu bankalarına tekrar sermaye enjekte edip, yeni kredi hamlesine girişmek doğru mu?” diye soran Güngör, kendi sorusuna şu yanıtı verdi:
“Malum, Mayıs 2020’de pandemiden kaynaklanan sıkıntıları hafifletmek için bu yola başvuruldu. Kamu bankalarına 21 milyar lira sermaye enjekte edildi. O dönemde bu bir zorunluluktu. Zira, özel bankalar kapılarını tamamen kapatıp, köşelerine çekilmişti. Mecburen kamu bankaları ekonomiyi sırtlamıştı.
O dönemde kamu bankaları devreye girmeseydi, Türkiye bugün farklı bir fotoğrafla karşı karşıya kalırdı.
Fakat şimdi pandeminin zor kısmını atlattık. Kapatmalar sona erdi. Hizmetler ve turizm dışındaki sektörlerde gözle görülür bir canlanma var. Keza, turizm ve hizmetler sektöründe de aşılamanın hızlanması, 1 Temmuz’da başlayan normalleşmeyle yavaş yavaş işler açılıyor.
Hal böyleyken, yükün tamamını hala kamu bankalarına çektirmeye çalışmak doğru bir politika mı?
Bırakalım, hazır ekonomide çarklar dönmeye başlamışken, kredi talepleri için biraz da özel bankalar elini taşın altına koysun.
2015’ten bu yana kamu bankalarının aktifteki payı yüzde 33’ten 46’ya çıktı. Kredilerdeki payı yüzde 34’ten 47’ye, mevduattaki payı da 33’ten 45’e yükseldi.
Düşünsenize, bankacılık sisteminde 48 banka var.
3 banka Türkiye’de verilen kredinin yarısını karşılıyor.
Bu sürdürülebilir bir sistem değil…”