Tr724’ten İlker Doğan’ın haberine göre Torba yasada yer alan düzenlemeye göre terörle mücadele kapsamında ek gözaltı ve kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılması, ihracı gibi uygulamaların süresi 31 Temmuz 2021’den itibaren 1 yıl daha uzatıldı. İktidar, söz konusu düzenlemeye dayanarak bugüne kadar yaptığı gibi 1 yıl daha kamuda çalışanları mahkeme kararı bile olmadan ihraç edebilecek.KAYYIM ELİYLE GASP
Terör örgütlerine iltisakı bulunan kişilerin sahibi veya ortağı oldukları şirketlere yönelik yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda TMSF’nin kayyum olarak atanmasına ilişkin hüküm ise 31 Temmuz 2024’de kadar uzatıldı. Rejim, 3 yıl daha insanların mal varlıklarına ‘terörle iltisaklı’ oldukları bahanesiyle çökmeye devam edecek.
Yine düzenlemeye göre valiler toplantı ve gösteri yürüyüşlerini sınırlama ya da erken dağıtma gibi yetkilerini üç yıl daha sürdürecek.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TSK’da 15 Temmuz’dan sonra yapılan kırımın bilançosunu açıkladı. İstanbul’da 5. Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu’nda konuşan Akar’ın açıklamasına göre 6 yılda Hizmet Hareketi ile mücadele kapsamında bugüne kadar toplam 23 bin 364 kişi Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmiş. Söz konusu ihraçların tamamı OHAL uygulamalarına dayanılarak yapıldı. Binlerce insan terör örgütüyle ‘iltisaklı’ oldukları gerekçesiyle ihraç edildi.
15 Temmuz ‘sözde’ darbe girişimi sonrası 15 hukuksuz KHK’larla resmi rakamlara göre en az 132 bin kişi ihraç edildi. Söz konusu rakam geçtiğimiz yıla ait. Bugün bu sayının 135 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.
EMNİYET, MEB VE TSK’DA KIYIM
Emniyet, TSK ve MEB’den yapılan toplam ihraç sayısı 97 bin civarında. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamaya göre sadece Emniyet’ten ihraç edilenlerin sayısı 33 binden fazla. Aynı şekilde MEB’den ihraç edilenlerin sayısı ise yaklaşık 34 bin.
AKP rejimi, ülkeyi OHAL’in konforuyla yönetmeye alıştı. Söz konusu lüksten kolay kolay vazgeçmeyecek gibi görünüyor. Siyasi muhalefetin iktidarı Türkiye’yi olağanüstü hal koşullarında seçime götürmekle suçlamasına neden olan torba yasa, dün TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.
İŞVERENE AYLIK 75 TL ASGARİ ÜCRET DESTEĞİ!
Düzenlemeyle karşılıksız çek suçlarına düzenleme geldi. Tarım ve Orman Bakanlığından yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara yönelik getirilen cezanın yürürlük tarihi 1 Ocak 2022 olacak. İşverenlerin, işgücü maliyetlerini düşürerek istihdamı korumaları ve artırmalarını desteklemek için 2016-2020’de uygulanan asgari ücret desteği 2021’de de sağlanacak.
3 YIL DAHA GASP
Torba yasanın en önemli maddeleri ise ‘terörle’ mücadele kapsamında alınan kararlar. Buna göre terörle mücadele kapsamında ek gözaltı ve kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılması, ihracı gibi uygulamaların süresi 31 Temmuz 2021’den itibaren 1 yıl daha uzatıldı.
İktidar, söz konusu düzenlemeye dayanarak bugüne kadar yaptığı gibi 1 yıl daha kamuda çalışanları mahkeme kararı bile olmadan ihraç edebilecek.
Yine torba yasayla getirilen düzenlemelere göre ‘terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı bulunan veya irtibatlı kişilerin sahibi veya ortağı oldukları şirketlere yönelik yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda TMSF’nin kayyum olarak atanmasına ilişkin hüküm, 31 Temmuz 2021’den itibaren 3 yıl daha uygulanacak.
Özetle, rejim 3 yıl daha insanların bütün mal ve mülklerini hiçbir mahkeme kararı olmaksızın kayyım eliyle gasp edebilecek.
ANAYASA İHLALİ TAM GAZ
Türkiye’de OHAL koşulları ‘olağan’ hale geldi. Düzenlemeye göre valiler, kentin belli yerlerine belli kişilerin 15 gün boyunca giriş ve çıkışını yasaklama yetkisine üç yıl daha sahip olacak. Valiler aynı zamanda belli yerlerde ve belli saatlerde kişilerin sokağa çıkmasını, araçların trafiğe çıkmasını yasaklama yetkisine de üç yıl daha sahip olacak.
DW Türkçe’ye konuşan idare hukukçusu Prof. Dr. Metin Günday, böylelikle Anayasa’nın 19. maddesindeki kişi hürriyeti ve güvenliği ile 23. maddesindeki yerleşme ve seyahat hürriyetinin ihlal edileceğinin açık olduğunu söylüyor.
Yine düzenlemeye göre ‘valiler toplantı ve gösteri yürüyüşlerini sınırlama ya da erken dağıtma gibi yetkilerini üç yıl daha sürdürecek.’
Anayasa hukukçusu Prof. İbrahim Kaboğlu, bu düzenleme ile anayasada toplantı ve gösteri hakkını düzenleyen 34. maddenin ihlalini doğuran işlem ve uygulamaların üç yıl daha süreceğini anlatıyor.
OHAL ORTAMINDA SEÇİM MEŞRU OLMAZ
Siyaset bilimci Prof. Murat Somer ise “OHAL koşullarında iktidar cephesi istediği toplantıyı yaparken, muhalefet cephesi yapabilecek midir? Bu düzenleme Türkiye’nin seçim sürecine girdiği bir dönemde tüm temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanabileceği anlamına geliyor ki, bu yüzden Türkiye’de seçimlerin tarafsız bir ortamda yapılamayacağını söylüyoruz. Özgürlüklerin kısıtlandığı bir düzende yapılacak her seçim meşru olmayacaktır.” diyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***