Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) her yıl dünya ülkelerinin işçi hakları açısından değerlendirdiği Küresel Haklar Endeksi raporunu açıkladı.
Koronavirüs (Kovid-19) salgınının tüm ülkelerde işçi haklarına yönelik bir salgına dönüştüğü belirtilen rapora göre aralarında Türkiye’nin de olduğu 10 ülke bu süreci fütursuzca kullandı.
‘Hükümetlerin görmezden gelemeyeceği kadar büyük bir tehdittir’
Konfederasyonun Genel Sekreteri Sharan Burrow, Türkiye’ye ciddi uyarıda bulunarak, “İşçiler küresel pandemi sırasında ön cephede savaştılar ve toplumları ayakta tuttular. Eğer hükümetler, işçilerin güvenliklerini sağlayamazsa işçiler de ekonomileri koruyamaz. Ekonomilerimize ve demokrasilerimize yönelik tehditler hükümetlerin görmezden gelemeyeceği kadar büyük bir tehdittir” dedi.
İşçi hakları açısından en kötü 10 ülke
Cumhuriyet’ten Olcak Büyüktaş’ın haberine göre raporda, 2021’de işçi hakları açısından en kötü 10 ülke; Bangladeş, Belarus, Brezilya, Filipinler, Honduras, Mısır, Kolombiya, Myanmar, Türkiye ve Zimbabve oldu.
Rapora göre 2021 yılında grev hakkı, sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı, sendikal etkinlikler, temel hak ve özgürlükler, ifade özgürlüğü ve toplantı hakkı dünya genelinde ihlal edildi.
‘İşverenler pandemiyi suistimal etti’
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu’nun gözaltına alınması, grev yasakları ve sendikal faaliyetlere yönelik engellemeler raporda yer aldı.
Burrow, rapora ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kovid-19 salgını istihdamı, toplumları ve hayatları mahvetti. Hükümetler ve işverenler pandemiyi suistimal ederek işyerinde virüs bulaşmasıyla ilgili bilgileri teşhir eden işçileri işten attılar, toplusözleşme hakkını ihlal ettiler, işçiler üzerinde denetim ve gözetimi artırdılar, kişisel gizliliği yok saydılar, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü sınırlandırdılar”
“Türkiye’de sendika üyelerine ayrımcılık”
Raporda, Türkiye’nin Kovid-19’un sendika üyelerine ayrımcılıkta bahane olarak kullanıldığının, sendika üyelerinin ücretsiz izne zorlandığının altı çizildi.
Yeni bir toplumsal sözleşmenin ancak istihdam, sosyal haklar, sosyal koruma, eşitlik ve kapsayıcılık temelinde inşa edilebileceğini belirten Burrow, baskıcı hükümetler ve kötü niyetli şirketler tarafından yok edilen toplumsal güvenin tekrar tesis edilebileceğine de dikkat çekti.
TUC Genel Sekreteri O’Grady: Türkiye ile ticari anlaşma askıya alınmalı
Birleşik Krallık İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TUC) Genel Sekreteri Frances O’Grady, raporun Türkiye ile ilgili bölümü konusunda Evrensel gazetesine özel açıklamalarda bulundu.
O’Grady, “Türkiye’de işçilerin en temel çalışma haklarına ve insan haklarına yönelik çok sayıda baskıcı saldırı” olduğunu belirtti. Mevcut koşullar altında Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki ticaret anlaşmasının, Türkiye’de işçilerin haklarının korunmasına katkı sunmadığını ifade eden O’Grady şunları söyledi:
“Birleşik Krallık hükümeti, yürüttüğü ticari müzakerelerin ve yaptığı anlaşmaların emekçileri ve insan haklarını destekler nitelikte olmasını sağlamakla yükümlüdür. Türkiye ile olan ticari anlaşma bu koşulları sağlamamaktadır ve bu nedenle askıya alınmalıdır. Biz Birleşik Krallık hükümetinin, Türk hükümetinin işçilerin haklarını tanıması ve sendikal haklara saygılı olması için, iki ülke arasındaki ticaret anlaşmasından kaynaklı gücünü kullanmasını talep ediyoruz.”
“Bağımsız sendikalar devlet baskısına maruz kaldı”
Raporda dikkat çeken noktalar özetle şöyle:
Belçika, El Salvador, Haiti, Kanada, Macaristan, Malezya, Ürdün, Myanmar ve Slovakya’da işçi hakları geçen yıla göre kötüleşti. Bolivya, Bosna-Hersek, Yunanistan, Meksika, Makedonya, Panama, Sudan ve Togo’da ise işçi hakları iyileşti.
Sendikal faaliyetlerin engellendiği ülke sayısı 2020’de 89’iken 2021’de 109’a yükseldi. Pek çok ülkede bağımsız sendikalar devlet baskısına maruz kaldı.
İşçi haklarının en iyi olduğu ülkeler Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Hollanda, Norveç ve Uruguay oldu.