İsmail S. Gülümser / Aktif Haber
Öğrenme eğitim-öğretim ve deneyimlerle kazanılan kalıcı davranış değişiklikleri olarak tanımlanır. En etkin öğrenme şekillerinden biri sosyal öğrenmedir ki; bu toplum içinde yaşayarak başkalarının davranışlarını gözlemleyip model alarak taklit etme şeklinde ortaya çıkar. İnsan etkilendiği birinin hareketlerini merak eder yaptıklarını daha dikkatle gözlemleme ihtiyacı hisseder, onunla iletişim kurmaya daha isteklidir, adeta böyle birinden gelecek her türlü telkine kapılarını aralar.
Temel eğitim çağındakiler etkileşime daha açık olsa da aslında her yaş grubunda insan hayatının sonuna kadar etrafındaki olayları gözlemleyerek birçok şey öğrenir rol model gibi gördüğü insanları taklit eder. Yaşam için gerekli şeylerin öğrenilmesi, his ve duyguların gelişmesi, olaylar karşısında verilecek tepkilerin oluşması, çevre ile sağlıklı ilişkiler kurulmasında saygı duyulan insanların ortaya koyduğu tavırların rolü büyüktür.
Davranış kalıpları üzerinde; evde anne baba, okulda öğretmen, sosyal yaşamda toplumun önde gelen insanları (siyasiler-aydınlar-medya organları…) etkilidir. Bireyler çevresinde yaşanan olayları model alarak davranış geliştirir. Bu sorumluluğun farkında olan öğretmenler; etkili öğretim yöntemleriyle öğrencilere gerekli bilgileri aktarmanın yanında onların problem çözme becerilerini geliştirmesi sağlıklı duygu ve düşünceye sahip olması için olumlu örnekler sunmaya çalışırlar.
Türkiye’nin de aralarında olduğu değerler eğitimi yapılamadığı iyi örneklerin az olduğu toplumlarda;
-Anne babaların çoğu davranış hatalarından kendini kurtaramaz,
-Öğretmenler toplumun genelinden etkilenip yeterince iyi örnek sergileyemez,
-Basın yayın organları güçlülere yaranıp menfaat devşirmek için ahlaki ve mesleki ilkelerini unutur,
-Siyasiler her gün toplum önünde diğerlerine hakaretler yağdırarak başarılı olmayı hedefler,
-Devlet görevlileri suç örgütüne dönüşmüş siyasilerin şerrinden korunmak ya da menfaat için zulme alet olur,
-Aydınlar sorumluluklarını unutup yağmadan hisse kapma yarışına girişir…
olumlu örnekler olmayınca, meydan suç örgütlerine kalır, toplum karanlık güçlerin oyuncağı haline gelir.
Ahlaki değerleri önemseyen toplumlarda huzur hâkim olmuş yöneticilerin uzaklaştıkları yerlerde ise ya zulüm ya kargaşa yaşanmıştır. Rol model olma konusunda dünyada en iyi örneklerden biri İslam peygamberidir.
Onun Allah’a itimadı tamdır, en ağır imtihanlar karşısında sabretmesini bilmiş asla kolaycılığa kaçıp kısa yoldan sonuç almayı düşünmemiştir Çok varlıklı bir hayat sürmesi mümkünken o en fakirin yaşanıma göre bir hayat seçtiğinden bazı günler yiyecek bile bulamadığı anlatılmaktadır. Sahip olduğu şahsi imkânlarını toplum yararına kullanmış, farklı vesilelerle gelen kaynakları bir gece bile bekletmeden dağıtmayı prensip edinmiştir.
Onun en önemli özelliklerinden biri alçak gönüllüğüdür, krallar gibi insanlara tepeden bakması mümkünken o tevazusuyla arkadaşlarına güzel örnekler sunmuş bu terbiye ile yetişen ashabı da gurudan uzak kalmıştır. Yaşantısındaki titizlik sayesinde dinin temel kaynakları onu rol modelliğinde gelişmiş, arkadan gelenler hakkı hukuk gözetmede onu örnek almış gücü ellerine geçirdiklerinde kişisel yaşam standartlarını değiştirmemiştir.
Dört büyük halifeden başlayarak bu eğitimle yetişen insanlar bulundukları ortamlarda sabırlarıyla en zor şartlarda bile hakları olmayana yalana hileye asla tenezzül etmemiş hep müstağni bir hayat yaşamışlardır. Çok büyük işler başarmış bu insanlar hizmetleri karşılığında dünyevi bir beklentiye girmemiş, mal mülk biriktirmeyi düşünmemiş dar imkânlarla hayatlarını tamamlamış, kendilerine takdir edilen maaştan zaruri ihtiyacı kadar olanı kullanmış kalanını kendinden sonrakilere bırakacak kadar titiz bir hayat yaşamıştır.
Bazıları koca bir devletin başında iken sade mütevazı bir hayat sürerek gelecek nesillere rol model olmuştur. Halkın sofrasında olmayan bir yiyecek önlerine getirilince onu geri gönderenler, İslam’a girdikten sonra lüks içinde hayatını terk edip her şeylerini insanlık yararına harcadıkları için öldüklerinde kefeni bile olmayanlar, toplumsal değerleri yükseltmek için canlarını ve mallarını feda edenler, yaptıkları fedakârlıklar karşısında hiçbir beklentiye girmeyenler…
Değerler eğitimine önem verildiği günümüz şartlarında günlük dedikodularla uğraşmak yerine gelecek nesillere İslam peygamberi, dört büyük halifenin de aralarında olduğu dünyada iz bırakmış büyük önderlerin örnek yaşamlarındaki söz ve davranış bütünlüğü rol model olarak aktarılmalıdır. Geçmişte yaşanmış olaylar aynen tekrarlanmasa bile iyi örnekler ortaya koyan insanların izinden gitmede gerekli titizlik korunabilirse insanlar yeniden ahlaki değerler etrafında birleşir, günlük yaşamı daha düzeyli olur, toplumsal sorunların çoğu çözülür.
Sahabe hikâyeleri dinleyerek onların davranışlarından etkilenen birinde öğrendiklerinin kalıcı olması onların geçmişte kalmış hikâyeler gibi görmemesi için aynı titizliği sürdüren insanları görmesi şart. Toplum ıslahında başarılı olmak için görev yapanların hayatlarını güncel ihtiyaçlar ve ahlaki prensipleri dikkate alarak düzenlemesi ve yaşantılarındaki titizlikle inançları hakkındaki kuşkuları gidermesi şarttır.
Bunlardan faydalanan genç nesiller insani değerler bakımında daha donanımlı yetişirken çevrelerindeki olumsuzlukları taklit edenler ise her an patlamaya hazır bir bomba gibi toplumsal dejenerasyonun kaynağı olmaktan kendini kurtaramamakta birçok kötülüğün yayılmasında rol almaktadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında dindarların yanlışları yüzünden tüm dini değerlere başkaldırı olmuş eğitim sistemi dinle ilintili her şeyi reddeden bir anlayışla düzenlenmiştir. Din adamlarının laubaliliğe girdiği bir dönemde Bediüzzaman ve talebelerinin sade yaşantılarını sürdürmesi çok tesirli olmuş, devletin karşı çıkmasına rağmen etkileri artmıştır. Bugün zaaflarının esaretinden kurtulamayan insanlar yaptıkları hataları mazur göstermek için sahabe hayatını yaşanmaz bir ütopya olduğunu söylüyor farkına varmadan inandığı değerlerin geçersizliğini ifade ediyor.
Örnek hayatların konuşulacağı yerde zaaflarının esiri sporcuların, sinema yıldızlarının hayatları gündemi meşgul ediyorsa ahlaki değerleri korumak kolay değil. Eğitimde gençlerin popüler insanları merak ettiği kadar hayatı örnek davranışlarla süslenmiş büyük önder ve düşünürlerin tanınması şarttır. Dini yaşama ve yorumlama konusunda problemleri olanlar topluma faydalı olamaz.
Devleti yönetenlerin yaptıkları hatalar da toplum tarafından taklit edilir, onlar kötü önek olurlarsa halk yanlışa açık hale gelir böyle bir ortamda kargaşaları önlemek zorlaşır, baskıcı rejimlerin önü açılır. Sırf baskın konumunu korumak isteyen idareciler rol model olduklarını görmezden gelmekte medyanın gözü önünde muhaliflerine karşı en aşağılayıcı hakaretler yapmaktadır. Devlet televizyonları dâhil tüm basın organları muhalifler için her türlü kötülüğü caiz görmekte ülken saygın gibi görünen yazarçizerleri küçük menfaatler karşılığında ahlaki ve mesleki ilkelerini bırakıp siyasetçilerin yanlışlarına hizmet etmektedir.
Bugün ülkemizi yönetenler mafya liderleriyle ortak iş tutmakta herkes kısa sürede zengin olmanın yollarını aramaktadır.
Ortaya saçılan suçlara bakıldığında,
-Kimisi gözüne kestirdiği otelleri, medya organlarını, holdingleri devlet gücünü kullanarak zorla gasp etmekte,
-Bazıları yönetim yetkisini kullanarak uyuşturucu trafiğini yönetmekte,
-Bazıları rantı yüksek devlet arazilerini imara açıp çevresiyle paylaşmakta,
-İhale kanunu yüzlerce kez değiştirip fahiş fiyatlarla yapılan devlet hizmetlerinden keselerini doldurmakta,
-Terör listesine dâhil ettikleri iş adamlarından tehditle para toplanmakta,
-Kadın ayarlayıp görüntüsünü kaydettirdikleri muhalifleri şantajla tek tek devre dışı bırakılmakta,
-Partiler dâhil yüzlerce insanın planlı ölümüyle tek başına ülke yönetimine el konulmaktadır.
Son günlerde Türkiye’de gençliğinin en önemli rol modellerinden birisi ne yazık ki bir mafya lideridir. Milyonları aşkın genç onun videolarını izlemekte, onun devlet görevlilerinin hatalarını açıklarken kullandığı küfür içerikli ifadeleri taklit etmektedir. Küfür hakaret karşılığı para ödenen troller devlet imkânları ile kötülük yayılmada kullanılmaktadır.
Devleti yönetenler tüm kanunları yok sayıp her türlü hukuksuzluğu işlemekte, muhaliflerini ise tutuklatıp susturmaktadır. En üst makamda olan insanlar partililere hırsızlık rüşvet, yalan, sahtekârlık konusunda rol model olunca hayatlarında suça bulaşmamış insanlar arasında suç dalgası hızla yayılmaktadır.
Dini değerleri önemsediği sanılan insanlar menfaat şebekesine dönüşmekte, dinin kurallarını yok sayılmaktadır,
-El kesme cezasından bahsedenler kendileri için hırsızlığı suç olmaktan çıkarıp devlet mallarını yağmalamaktadır.
-Tüm birimlerde rüşvet çarkı kurulmuş, memurlar bütçesine göre devlet hizmetlerinden kendine pay almaktadır
-Halk geçim sıkıntısı yaşarken partililer huzur hakkı adı altında 4-5 yerden ballı maaşlarla semirtilmektedir.
-Din adaletle hükmetmeyi emrederken, onlar adalet sopasını kullanıp muhaliflere hayatı zindan etmektedir.
-Güvenlik güçleri menfaat elde etmede kullanılmakta polis tehdidi ile kişisel mülklere el konulmaktadır.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***