İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs’ta Maraş’ın statüsünü değiştirmeye yönelik tek taraflı kararı hakkında endişesinin dile getirerek, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uyulması çağrısında bulundu.
Erdoğan Kıbrıs’ta yaptığı konuşmada, “Maraş’ta hayat yeniden başlayacaktır. Mülkiyet haklarına riayet edilerek yürütülen bu çalışmalar ışığında artık Maraş’ta herkesin yararına olacak yeni bir dönemin kapıları açılacaktır” ifadesini kullanmıştı.
Erdoğan’ın açıklamalarına ilişkin, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’den sonra İngiltere’den de tepki geldi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab’ın Twitter’den paylaştığı yazılı açıklamada, “Birleşik Krallık, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Maraş’ın kapalı alanının yüzde 3,4’ünü oluşturan bir bölgenin yeniden açılması ve yeniden yerleşimine ilişkin yaptığı açıklamaları için derin endişe duymaktadır” ifadesi yer aldı.
Açıklamanın devamında ise, “Söz konusu açıklama , BM kararlarına ve Türkiye’yi Maraş’taki eylemlerini durdurmaya ve tersine çevirmeye çağıran 8 Ekim 2020 tarihli Güvenlik Konseyi kararına aykırıdır. Birleşik Krallık, Maraş meselesine ilişkin Güvenlik Konseyi kararlarını güçlü bir şekilde desteklemekte ve tüm tarafları bunlara uymaya çağırmaktadır. Bu konuyu diğer Güvenlik Konseyi üyeleriyle acil bir konu olarak tartışacak” ifadeleri yer aldı.
‘Hayalet Şehir’ Maraş, 46 yıldır kapalıydı
1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ele geçirilen ve yerleşime kapatılan Maraş’ın açılım süreci uluslararası tepkiye neden oldu.
Bir dönemin en gözde tatil yöresi ve Hollywood yıldızlarının uğrak yeri olan kapalı Maraş, Ada’yı ikiye ayıran yeşil hat üzerinde ve bir tampon bölge konumunda bulunuyor.
46 yıldır kapalı olan ve “Hayalet Şehir” olarak da anılan Maraş, yıllardır devam eden Kıbrıs müzakerelerinde pazarlık konusu oldu.
BM himayesinde sürdürülen görüşmeler
Maraş konusu, Birleşmiş Milletler (BM) himayesindeki Kıbrıs müzakerelerinde kapsamlı bir çözümün parçası olarak da görüşülüyor.
Maraş, 1980 ve 1990’lı yıllarda masaya getirilmiş olmasına rağmen bu sorunun çözümü neticeye kavuşturulamadı.
1993’te dönemin BM Genel Sekreteri Butros Gali’nin önerdiği güven artırıcı önlemler paketi çerçevesinde, Türk tarafı, Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın açılması karşılığında, Maraş’ın BM idaresinde iki tarafın ortak kullanımına açılmasını kabul etti ancak bu plan Rumlar tarafından kabul görmedi.
KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın 2003’te Rum lider Tasos Papadopulos’a, Kıbrıs’ın her iki tarafına yönelik ve buralardan gerçekleşecek dış ticaret, ulaşım, seyahat ve kültürel ile sportif aktivitelere uygulanan tüm kısıtlamalar kaldırılması karşılığında, Maraş’ın Rum kesiminin kontrolüne verilmesi önerisi de Rum tarafında karşılık bulmadı.
2004’te yapılan Annan Planı referandumunun Rum kesimi tarafından kabul görmesi halinde, Maraş, Rum tarafının denetimine bırakılacaktı. Kıbrıs Türklerinin Annan Planı’na yüzde 64,91 ile “evet” demesine rağmen Rumların yüzde 75,83 ile “hayır” demesi bu çözüm fırsatını da ortadan kaldırdı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***