YORUM | ALPER ENDER FIRAT
AKP Genel Başkanı Recep T. Erdoğan’ın parti tabanına konuşurken uyukladığı, kelimeleri birbirine karıştırdığı videosunun, kamuoyuna yansıması ortalığı karıştırdı. Acziyet içinde bir Erdoğan görüntüsünün ortalığa dökülmesi bir kaza mı yoksa kasıt mıydı tartışmaları kamuoyunu meşgul ediyor.
Böylesine bir zamanda hayatta en istemeyeceği şekilde görüntü vermesi bir kaza dahi olsa, Erdoğan’ın yorgunluğunu hesaplamayan ekibi için büyük soru işareti oluşturur. Bu denli kritik kazaları önleyemiyorsa Erdoğan arkasını yaslayacağı karargahı yüzünden başına her iş gelebilir.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
https://www.youtube.com/watch?v=oDjNBJf4mSM
Yorgun ve hasta Erdoğan ifşası, korku imparatorluğunun yüzüne derin bir çizik atacak görüntüdür. Nihayetinde kimse bir ölümlüye her şeyini bağlamak istemez.
Muhtemel bir Erdoğan-Ergenekon kavgasında göreceğiz ki, bugün Erdoğancı gibi görünen pek çok grup ve kişi gerçek tarafına geçecek ve en güvendiği yerler bile onu yalnız bırakacak. Bu konuda Erdoğan’ı büyük sürprizlerin beklediğini söylemek kahinlik olmasa gerek. Kavganın başlamasıyla Erdoğan’ın etrafını saran danışman, trol vs gibi tiplerin görevlerini bihakkın yapmış olarak asıl saflarına geçeceklerdir.
AKP’yi analiz ederken şunu hiç unutmamak lazım, siyasal İslamcılar ilk günden beri devletin güvenlik bürokrasisinde neredeyse hiç var ol(a)madılar. Yani bu anlamda devleti neredeyse hiç bilmiyorlar ve bu alana hiçbir zaman nüfuz edemediler. Onlar, daha çok, akçeli iş olan belediye hizmetleri, imar, kupon arazi gibi konulara odaklandılar Para kazandırmayan, sabit bir maaşa talim edeceğin devlet yönetimine kafa yorduklarını söylemek bir hayli zor.
7 Haziran seçimleri sonrasında yeniden iktidarı alabilmek için ülkeyi güvenlik öncelikli bir hale sokmak ve daha sonra da Cemaat’i buralardan temizlemek onlar açısından çok büyük bir tuzaktı ve o tuzağa gözlerini kırpmadan atladılar. İnsaf ve izan sahiplerini, insafsızlarla bir olup ortadan kaldırdılar.
Erdoğan, Ergenekon’un kayığına binip 7 Haziran’da kaybetmek üzere olduğu iktidarı yeniden kazanmakla kalmadı onlarla beraber suçun her çeşidinin dibine vurarak 15 Temmuz rejimini kurdu. Ergenekon da bu ittifak sayesinde devlette kendisine büyük rakip olarak gördüğü insanları Erdoğan eliyle temizledi.
Şimdi iki taraf için de büyük bir kambura dönüşen bu ittifaktan kurtulma zamanı. Hatırlayacaksınız Erdoğan geçen hafta düşmanların affedilmesinden ve kurulacak yeni ittifaklardan bahsetmişti.
Evet iki taraf birbirinden kurtulmak istiyor ama ortada beraber ürettikleri çok büyük günahlar var. Kavgadaki asıl mesele bu günahların kimin üstüne yıkılacağı faturayı kimin ödeyeceği meselesidir. Bugünlerde 15 Temmuz’un tartışmalı görüntülerinin yavaş yavaş ortaya çıkması, bugüne kadar soykırımı oturup izlemiş bazı kesimlerin Cemaat’e yapılanları seslendirmeye başlamasını bu amaca yönelik davranışlar olarak okumak mümkün.
Ortada suç dosyası olarak kocaman bir 15 Temmuz ve sonrasında yapılanlar, anayasanın askıya alınması, yüzbinlerce kişinin yasalarda yazılmayan suçlardan dolayı cezalandırılması, işkencelerle öldürülmesi var.
Ancak bir de 15 Temmuz’a gelinceye kadar yapılmışlar var ki onun kapağı henüz açılmadı. 7 Haziran 2015’ten Ocak 2017’ye kadar meydana gelen ve büyük oranda faili meçhul kalan terör eylemlerinin örtüsü daha aralanmadı. Ceylanpınar suikastından, Diyarbakır, Suruç, Ankara Garı, Genelkurmay Kavşağı, Beşiktaş patlamalarına, İstanbul Havaalanı ve Reina baskınlarından, Lavrov cinayetine kadar Türkiye’yi bir yere doğru sevk eden bütün terör eylemlerinin ödenmemiş, ödemesi ertelenmiş faturaları var.
Tarafların biraz zayıflaması halinde bu konuda bilgi ve belgesi olanların çok daha cesaretle ortaya çıkıp konuşacağını öngörmek zor değil.
Muhtemelen bundan sonra iki tarafın da ödemesi gereken çok fatura var.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***