Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün kadına yönelik şiddetle, kadınların insan olarak sahip oldukları haklarını kullanabilmesi konusunda nasıl mücadele ediyorsak bugün de yarın da mücadeleyi sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bugün resmî olarak çekildiği İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin olarak, “Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi ile başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değil” görüşünü savundu.
Erdoğan, “TCK’daki suç tipleriyle, ısrarlı takip, siber şiddet, zorla evlendirme gibi şiddet türlerinin yeniden değerlendirilmesini planlıyoruz” açıklamasını yaptı.
Erdoğan, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı Tanıtım Toplantısında konuştu.
“Aile yapımızla ilgili hassasiyetlerimizde kadın ne kadar sorumluluk sahibiyse erkek de o derece mesuliyet sahibidir”
Erdoğan, “İnsanları sadece cinsiyetlerinden dolayı üstünlük sınıflamasına tabi tutan anlayışın bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde yeri yoktur. Bizim inancımızda bildiğimiz ve bilmediğimiz varlıklar içinde hasıl olan insandır. Diğer tüm ayrımlar diğer tüm vasıflar diğer tüm farklılıklar bu ulvi sıfatın gerisinde kalır. Toplum ve aile de erkek ve kadının müşterek varlığıyla ortaya çıkar. İnsanları sadece cinsiyetlerinden dolayı üstünlük sınıflamasına tabi tutan anlayışın bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde yeri yoktur. Şayet ortada bu noktada bir sorun yaşanıyorsa konunun bir tarafında erkek bir tarafında kadın vardır. Aile yapımızla ilgili hassasiyetlerimizde kadın ne kadar sorumluluk sahibiyse erkek de o derece mesuliyet sahibidir. Her ne sebeple olursa olsun şayet aile yapımızda bir bozulma varsa bunun sorumluluğun sadece kadına veya erkeğe yüklemek sorunun yarısını görmezden gelmek demektir” dedi.
“İktidara geldiğimiz günden beri kadına yönelik şiddetle mücadele öncelikli konularımız arasında yer almıştır”
Erdoğan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Kadına şiddet meselesinde ortada bir mağdur varsa bir de fail mevcut demektir. İşte bunun için iktidara geldiğimiz günden beri kadına yönelik şiddetle mücadele öncelikli konularımız arasında yer almıştır.
“Bazı çevreler bugün resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi’ne kadına yönelik şiddetle mücadelede geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor”
Bazı çevreler bugün resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi’ne kadına yönelik şiddetle mücadelede geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi ile başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir.
Sözleşmeden çekilme gerekçelerimizi o dönemde kamouyuyla zaten paylaştık, bizim kadına yönelik şiddetle mücadele çerçevesinde aldığımız tedbirlerin, düzenlemelerin, kadınların, haklarına, hukuklarına onurlarına sahip çıkmamızın tek sebebi, insan sıfatıyla kendilerine olan saygımızdır. Dün kadına yönelik şiddetle, kadınların insan olarak sahip oldukları haklarını kullanabilmesi konusunda nasıl mücadele ediyorsak bugün de yarın da mücadeleyi sürdüreceğiz. Elbette bu mücadelenin uzun bir süreç olduğunun farkındayız.
Kadına yönelik şiddetin tamamen ortadan kalkması tüm kesimlerin inancı ve çabasıyla mümkündür. Şiddetin her türü ile mücadelemiz sürerken kadına yönelik şiddet kavramının altını özellikle çizmemizin sebebi bu sorunun adını koymak gerektiğine olan inancımızdır. Kadına yönelik şiddet pek çok faktörden etkilenen genel şiddetten farklı dinamiklere sahip olan bir olgudur.
Evvela kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasına neden olan faktörlerin incelemesi ve bertaraf edilmesi gerekiyor. Kadına yönelik şiddet, kadının hayatı başta olmak üzere kendini güvende hissetme, eğitim, iş ve sosyal süreçlere katılma gibi temel hakları kullanmasını da engelleyen bir sorundur.
“TCK’daki suç tipleriyle, ısrarlı takip, siber şiddet, zorla evlendirme gibi şiddet türlerinin yeniden değerlendirilmesini planlıyoruz”
TCK’daki suç tipleriyle, ısrarlı takip, siber şiddet, zorla evlendirme gibi şiddet türlerinin yeniden değerlendirilmesini planlıyoruz. Uyuşmazlıklarda haksız tahrik ve takdiri indirim müesseselerinin nasıl uygulandığının analizlerini yaparak, gerekli değişiklikler için harekete geçilecek.
“İkinci hedef, tüm plan ve programlara yerleştirerek 5 strateji belirledik”
İkinci hedef, tüm plan ve programlara yerleştirerek 5 strateji belirledik. Her düzeyde kamu personeline eğitim verilmesi, işbirliği protokoller, işbirliğinin geliştirilmesi, komite ve komisyonlarının hedeflerinin artırılması gibi eylemler yer alıyor.
Üçüncü hedef, koruyu hizmetlerin etkili sağlanmasıdır. Vaka bazlı özel müdahale programların hayata geçirilmesi, kolluk programlarını etkisinin artırılması, sağlık erişimine erişimin kolaylaştırılması, önleyici hizmetlerin hazırlanması stratejilerini uygulayacağız. Hayata geçireceğimiz faaliyet sayısı 65’i bulacaktır.
Temelini oluşturan mağdurun korunması ve desteklenmesi ile kurumsal hizmetler daha da önem kazanmaktadır. Önlemek, kovuşturmak, ortadan kaldırmak doğru müdahaleyi gerçekleştirmek kurumsal yapılar ve programlarla mümkündür. ŞÖNİM’lerle beraber kadın konuk evlerinde kurumsal hizmetler yürütülüyor. Şiddetle Mücadele İrtibat Noktalarına mağdurların kolay ulaşabilmesini sağlıyoruz. Bu merkezlerde rehberlik ve danışmalık, hukuk, sağlık, istihdam ile çocuklara burslarla destek veriyoruz. Konuk evinden ayrıldıktan sonra psiko-sosyal destek vererek, mesleki eğitimlerden faydalanmalarını temin ediyoruz.
“Faillerin ve uygulama ihtimali olanların öfke kontrollerinin sağlanması için eğitimlere başlıyoruz”
Şiddeti gerçekleşmeden durdurmayı biliyoruz. Bu doğrultuda faillerin ve uygulama ihtimali olanların öfke kontrollerinin sağlanması için eğitimlere başlıyoruz. Alkol ve madde bağımlılığından kurtulması için çok ciddi faydalar elde edeceğimize inanıyorum. Denetimli serbestlik, tutukluluk, teknik takiple yürütülmesini planlıyoruz.
Konuk evlerinde; 682 bini kadın 54 bini erkek, 96 bini çocuk olmak üzere 833 bin kişiye hizmet verildi. Önümüzdeki dönemde 7 ilimizde kadın konuk evi daha açılacaktır. 9 ilimizdeki mevcut konuk evlerini dönüştürüyoruz. Özel güvenlik önlemleri alıyoruz. Barınma amacıyla kuruluşlarımıza müracaat eden kadınlarımıza gereken desteği veriyoruz. Hizmet kalitesini artırmak amacıyla rehber hazırladık. İletişim teknolojilerini de etkin bir şekilde kullanıyoruz. 183 destek hattı tüm kadın ve çocuklar için psikolojik, hukuki ve ekonomik danışma hattı olarak hizmet veriyor.
4. hedef toplumsal farkındalığın arttırılması olarak belirlenmiştir. Kurumsal iletişim kanallarının güçlendirilmesi, eğitimin tünm kademelerine şiddetle topyekün mücadele anlayışının yerleştirilmesi, medyanın sorumlu ve etik hareket etmesi gibi hususlarda çalışmalar yürütülecektir. 77 faaliyeti önümüzdeki 5 yıl içinde gerçekleştireceğiz. Erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele edilmesi amacıyla babalara yönelik eğitim çalışması düzenlenmesidir. Şiddet içermeyen olumlu dil kullanımını sağlamak amacıyla kampanyalar düzenlenecektir.
Eylem planımızın kadına yönelik şiddetle mücadelede sorumluluğu olan tüm tarafların katkılarıyla hazırlandığının altını bir kez daha çiziyorum. Eylem planımızın asıl amacı toplumun kadına yönelik şiddete bakış açısını etkilemeye, değiştirmeye yönelik bir farkındalık oluşturmaktır. Bunun için düzenleyeceğimiz kampanyalarla eğitici çalışmalar yürütmeyi düşünüyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadele ancak toplumun tamamının iştirakiyle ve samimi katkısıyla başarıya ulaşabilir. Eylem planına sorumlu ve ilgili tarafların gerekli adımları atacağına yürekten inanıyorum. Bu güne kadar kadınlarımızın şiddet konusu başta olmak üzere her alandaki hak arama mücadelelerinde yanlarında oldum, bundan sonra da inşallah yanlarında olacağız.
Kadına karşı şiddeti sıradanlaştıran, özellikle bu yaklaşımları insani ve ahlaki değerleri güçlendirerek ortadan kaldıracağız. Üniversitelerin, yerel yönetimlerin, medyanın yapacağı her çalışma önemlidir.
Kadına yönelik şiddetle mücadele aynı zamanda her biri canımızdan bir parça olan annemizin, eşimizin, kızımızın hakkını, hukukunu, onurunu korumanın da mücadelesidir. Verdiğimiz uzun mücadele dönemin ardından geldiğimiz nokta bu yöndeki kararlılığımızı artırmaktadır. Milletimizin vicdanına ve sorumluluk duygusuna inanıyorum.”