DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Şu andaki döviz kurunun geldiği nokta 21 Şubat 2001 krizine göre çok daha kötü bir noktada” dedi. Sinop’ta partisinin 1. Olağan Gerze İlçe Kongresi’nde konuşan Babacan, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
“Çiller döneminde para pul oldu. 2001 krizinde kur fırladı gitti, gecelik faizler yüzde 7500’ü buldu. Şu andaki döviz kurunun geldiği nokta hem 5 Nisan 1994 hem de 21 Şubat 2001 krizine göre çok daha kötü bir noktada” diyen Babacan ayrıca “Faiz ve enflasyonda Avrupa birincisiyiz” ifadelerini kullandı.
Babacan, “Sayın Erdoğan, ‘Yetkiyi verin, faizle ve enflasyonla nasıl mücadele ederim, göstereceğim’ diyordu. Hani faiz düşecekti? Bütün dünyada pandemi var. Bütün dünya pandemiden etkilenirken niçin bizim Merkez Bankası faizi Avrupa’nın en yüksek faizi? Yüzde 19, o da taban. Piyasa faizi 25, 30… ÜFE yüzde 42, enflasyon son yirmi yılın rekoru. Avrupa’nın en yüksek faizi ve enflasyonu bizde. Halkımızın hissettiği gerçekler resmî enflasyondan çok daha kötü. Ne kadar gizlemeye saklamaya da çalışsalar halkımız gerçekleri yaşıyor” dedi.
“Anayasa’da ‘Bahçeli hariç’ diye bir hüküm yok”
DEVA Partisi Genel Başkanı ayrıca, Anayasa’da “‘Bahçeli hariç’ diye bir hüküm yok” açıklamasında bulundu.
Babacan, “Krizlerin ortağı sayın Bahçeli’ye sesleniyorum. Güçler ayrılığını yok sayarak ihlal ettiğiniz mevcut anayasada bile ‘Anayasa Mahkemesi kararları herkes için bağlayıcıdır’ diyor. İstisnası yok, hele Anayasa’da ‘Bahçeli hariç’ diye bir hüküm hiç yok” şeklinde konuştu.
“Euroları bozdurup harcıyorlar, elbette depoları fulleyecekler”
Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Eskiden arabalarının depolarını doldurup öyle sınırlarımızdan içeri girerlerdi, şimdi iş tersine döndü depoları fullleyip sınır dışına çıkıyorlar” açıklamasına şu sözlerle yanıt verdi;
“Sayın Erdoğan; 1 euro 10 lirayı geçti. Euroları bozdurup harcıyorlar, elbette depoları fulleyecekler. Yabancıları bırakın da kendi vatandaşlarımıza bakın. Yabancıların depolarını fullemeleriyle övünmek cumhurbaşkanının tespiti olamaz. Sevinecekse onlar sevinsin. Kendi vatandaşımız deposunu fulleyebiliyor mu, buzdolabını doldurabiliyor mu ona bakın”.