HDP İzmir İl Örgütü’ne yönelik saldırı ve Deniz Poyraz’ın katledilmesinin üzerinden bir ay geçmesine rağmen katil Onur Gencer’e ilişkin hâlâ birçok soru yanıt bekliyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına 17 Haziran’da gerçekleştirilen silahlı saldırı ve parti çalışanı Deniz Poyraz’ın katledilmesinin üzerinden bir ay geçti. 24 saat önünde polis bekletilen parti binasına saldırarak, Poyraz’ı katleden Onur Gencer olayın üzerinden 24 saat geçmeden tutuklanırken, aradan geçen süreye rağmen halen birçok soru yanıtlanmayı bekliyor.
‘İSMİN NE ABİCİM?’
Katil Onur Gencer, saldırıyı gerçekleştirdikten saatler sonra parti binasının bulunduğu binada gözaltına alındı. Polislerin, Gencer’i kelepçelemeden gözaltına alması ve sevecen bir tonla “İsmin ne abicim” sorması büyük tepki topladı. Katlettiği Poyraz’ın fotoğlarını çekerek, whatsap durumunda paylaşan Gencer, ilk ifadesinde saldırıyı tek başına planladığını iddia etti. Gencer, whatsap durumunda fotoğraf paylaşmasını da , “daha fazla HDP’liyi öldürmek” şeklinde açıkladı.
GENCER’İN İFADELERİ
Gencer gözaltındayken, elinde silahla çekilmiş fotoğrafları sanal medya hesapları üzerinde paylaşılmaya başlandı. Gencer’e ait “onur_gencer1994” isimli instagram hesabında, farklı model ve çaplarda silahlarla Suriye’nin çeşitli kentlerinde fotoğraf çektirdiği ortaya çıktı. Gencer, ifadesinde sağlık çalışanı olarak Suriye’nin Minbic kentinde görev yaptığını söyledi. Gencer, kullandığı silahın ruhsatını ise bir ay önce aldığını itiraf etti. Gencer, ayrıca ifadesinde kullandığı “iç keşif” ve “dış keşif” tanımlamalarını Minbic’teyken öğrendiğini aktardı.
Gencer, alelacele çıkarıldığı mahkemece “tasarlayarak öldürmek” suçlamasıyla tutuklanırken, emniyetin Gencer’in “örgütle bağlantısı olmadığı” yönünde kanaat bildirmesi dikkati çekti.
SALDIRI ÖNCESİ KEŞİF
Gencer’in saldırı anında parti binasındaki tüm odalara zarar verdiği olay yeri tutanaklarına yansıdı. Ayrıca Gencer’in, binaya ilk kez girmediği, saldırı için defalarca taksiyle iş hanına geldiği ve binadaki bir dil kursuna kayıt yaptırdığı açığa çıktı. Gencer’in yaz ortasında deri eldivenle içeriye girmesi de dikkat çeken ayrıntıların başında geldi.
MÜDAHALE GECİKTİ
Gencer’in 8 katlı binada ellerini yıkamak için tek tek katları gezdiği ise tanık ifadeleriyle kamuoyuna yansıdı. Bu süre zarfında polislerin neden müdahale etmediği de çokça tartışılan konulan başında geldi. Gencer’in halen içeride olduğu vakit parti binası önüne gelen HDP İl Eşbaşkanı Kadir Baydur, o anları şöyle anlattı: “Saat 10.45 gibi aracımı park edebilmek için partinin bulunduğu sokakta 3 tur attım. Sonra büfeden sigara ve kahve alıp parti binasının önüne geldiğimde üç sivil polisin kapıda beklediğini gördüm. Onlara ne oluyor diye sorduğumda, bana binanın ikinci katına baskın olduğunu söylediler. Ben de onlara binanın ikinci katında HDP il binasının olduğunu, il eşbaşkanı olduğunu söyledim. Bunun üzerine ‘Evet HDP il binasında’ diye yanıt verdiler. O anda saldırganın HDP il binasına gittiğini kapıdaki sivil polisler biliyordu. Ama nasıl biliyor, ben de bilmiyorum. O polislere neden müdahale etmediklerini sorduğumda ise, çelik yelek beklediklerini belirttiler. 15 dakikalık tartışmamız sürerken, silah sesleri geldi. Sonrasında ise, güvenlik güçleri geldi. Güvenlik güçleri geldikten yaklaşık 15 dakika sonra da saldırganı yakaladılar. O ara Deniz arkadaşımızın öldüğünü öğrendik.”
OLAY YERİ İNCELEME
Gencer tutuklandıktan sonra olay yeri incelemenin eksik yapıldığı gündeme geldi. Olay Yeri İnceleme ekipleri tarafından bulunmayan 10’uncu kurşun, saldırıdan birkaç gün sonra partililerin fark etmesiyle bulundu.
SUÇ DUYURUSU
HDP, saldırının ardından 25 Haziran’da İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na hem İzmir Valiliği hem müdahaleye geç gelen polisler hem de parti binası önünde bekletilen kişiler ve polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. HDP, söz konusu kişi ve kurum hakkında, “tehdit, hakaret ve iftira”, “siyasal hakların kullanılmasının engellenmesi”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “görevi kötüye kullanma” ve “suçu bildirmeme” suçlamalarıyla işlem yapılmasını istedi.
TALEPLER
Soruşturma için İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar olaya ilişkin 30 kişilik bir komisyon kurdu. HDP Genel Merkezi avukatlarından Türkan Aslan, 18 Haziran ve 21 Haziran tarihlerinde etkin ve etkili bir soruşturma yapılması için savcılığa dilekçe sundu. Dilekçelerde, Gencer’in yakınlarının da HTS ve baz sinyal bilgilerinin istenmesi, azmettiricileri ve yardım edenlerin ortaya çıkarılması istendi. Dilekçelerde, olay yeri incelemede eksik bırakılan hususların tamamlanması, katil zanlısı Gencer’in silah eğitimi aldığı poligonların araştırılması ve poligon yetkililerin ifadelerini alması, Gencer’in hangi çalışma prosedürüne göre görevlendirildiği, Suriye’deki ilişkilerin incelenmesi gerektiğine de yer verildi.
HDP avukatı Aslan, olaydan sonra ajansımıza verdiği röportajla, katledilen Poyraz’ın öldürülmeden önce işkenceye uğramış ihtimali olduğu ve DAİŞ yönteminden izler taşıdığına işaret etti. Av. Aslan, katilin üzerindeki bıçaklarda DNA testi yapılmasını istedi.
20 GÜN SONRA İFADE
Olay sırasında partiye girişi polisler tarafından engellenen HDP İl Eşbaşkanı Kadir Baydur ve 3 partili, olaydan 20 gün sonra tanık olarak ifade verdi. Polisler, Poyraz’ın babasını, attığı slogan nedeniyle cenaze töreninde aile yakınları üzerinden tehdit etti.
HÜKÜMET VE ORTAĞININ TUTUMU
Kamuoyunda büyük tepkiye neden olan saldırıya ilişkin AKP ve ortağı MHP’nin tavrı çokça tartışıldı. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2 gün sonra, “İzmir’deki provokatif saldırıyı kınadık, kınıyoruz ve benzerlerini de kınayacağız. Yakalanan failin önündeki ve arkasındaki tüm ilişkiler ortaya çıkartılarak en ağır cezayı da alacağına inanıyoruz” açıklaması yaptı. Sık sık HDP’yi hedef alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, bugüne kadar saldırıya dair herhangi bir açıklama yapmış değil. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de ülkücü işaretleriyle fotoğrafları ortaya çıkan Gencer’in katlettiği Deniz Poyraz’ı suçladı.
BÜYÜK DAYANIŞMA
Saldırı sonrası hem HDP’yle hem de Poyraz ailesiyle büyük bir dayanışma açığa çıktı. Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz’ın “Bir Deniz gitti, bin Deniz gelecek” mesajı toplumun tüm kesimleri tarafından sahiplendi. Muhalefet partileri ve sivil toplum örgütleri de bu süreçte büyük bir dayanışma içerisinde oldu.
İSMİ ÇOCUKLARA VERİLDİ
Saldırıda katledilen Poyraz için, katledildiği yerde “Deniz Poyraz Köşesi” kuruldu. Yine Deniz Poyraz adına parti binasında kadın odası açıldı. Birçok aile ise, Deniz Poyraz adını yeni doğan bebeklerine verdi. Ayrıca Metin Altıok Şiir Ödülü’nü alan şair Seyyidhan Kömürcüi, ödülünü Poyraz’a armağan etti.
MİTİNG
Poyraz’ın katledilmesi ve HDP’ye saldırılar ayrıca alanlarda da protesto edildi. En son İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Poyraz’ın katledildiği İzmir’de 8 Temmuz’da “Demokrasi için bir nefes” mitingi gerçekleştirdi. Toplumun tüm kesimlerinden binlerce kişinin akın ettiği Gündoğdu Meydanı’nda, Deniz Poyraz’ın posterleri dalgalandı. Mitingin temel sloganı ise, “Denizlere sözümüz barış olacak” oldu.
YANITSIZ KALAN SORULAR
Tüm bu yaşananlara rağmen HDP’ye yönelik saldırı ve Poyraz’ın katledilmesi olayına dair halen birçok soru yanıtsız bırakıldı. Halen yanıtlanması beklenen soruların bazıları şöyle: “Gencer, Minbic’te kimlerle ilişkideydi? Sağlık çalışanı olarak gitmesine rağmen neden silahla fotoğraf çekilmesine izin verildi?, Askeri mevzilerde ne işi vardı?, Gencer’in iletişimde olduğu kişilerin HTS kayıtları da istendi mi?, Sanal medya hesabından silahla poz verdiği resimler olmasına rağmen neden işlem yapılmadı?, Gencer’in HDP’ye girmesi ve saldırı ardından 8 katlı binada dolaşmasına kadar geçen sürede neden müdahale edilmedi?, Atış yapmak için gittiği poligonda kimlerle irtibat kurdu? Saldırının yapıldığı işhanın polisler arama yaptı mı?, Gencer’in üzerinde çıkan bıçaklarda DNA örneği alındı mı? Poyraz’a işkence iddiaları araştırıldı mı?”
KAYNAK: MEZOPOTAMYA AJANSI – BERİVAN ALTAN
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***