TR724 HABER MERKEZİ | ENSAR NUR
Almanya Federal Meclisi’nde düzenlenen halka açık oturuma katılan uzmanlar Türkiye’de güçler ayrılığı ilkesinin sadece kağıt üzerinde kaldığını, mahkemelerin bağımsızlığını kaybettiğini dile getirdi. Katılımcılar, Almanya ve AB’yi “daha kararlı ve sert” önlemler almaya çağırdı.
Türkiye’deki insan hakları ihlalleri Avrupa’nın gündeminden düşmüyor. Berlin’de bulunan Almanya Federal Meclisi İnsan Hakları ve İnsani Yardım Komisyonu, Türkiye’deki insan hakları ihlallerine ilişkin oturum düzenledi. Oturuma katılan uzmanlar Türkiye’de muhalefete ve sivil topluma gittikçe artan baskıyı masaya yatırdı.
Konuşmacılar, Türkiye Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını sistematik olarak baltalamakla suçladı. Muhalefet üyelerinin ve gazetecilerin mahkumiyetleri, ikinci büyük muhalefet partisi HDP’ye yönelik devam eden kapatma davası ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme örnek olarak gösterildi.
Alman Uluslararası ve Güvenlik Meseleleri Enstitüsü (German Institute for International and Security Affairs) Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Gunter Seufert hukukun üstünlüğünün dramatik bir şekilde ortadan kaldırıldığını söyledi. Seufert’e göre, yargının hükümet tarafından araçsallaştırılması sadece bireyin haklarını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda “yasal siyasi eylem” alanını daraltıyor, muhalefetin haklarını kısıtlıyor ve “etkin siyasi katılım kanallarını” kapatıyor.
Uluslararası Af Örgütü Almanya Şubesi’nden Türkiye uzmanı Amke Dietert, Erdoğan’ın mart ayındaki AB zirvesinden kısa bir süre önce sunduğu “İnsan Hakları Eylem Planı” ile sadece “demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek istiyormuş gibi” yaptığının altını çizdi. Ancak durumun tam tersi olduğunu dile getirdi. “İşkenceye sıfır tolerans” söyleminin gerçeği yansıtmadığını, yerel insan hakları örgütlerinin, neredeyse her gün karakollarda, hapishanelerde veya tutuklamalarda işkence vakaları bildirdiğini iletti.
CAN DÜNDAR’DAN AB VE ALMAN HÜKÜMETİNE SİTEM
Oturuma katılan Can Dündar, AB’ye ve Alman hükümetine sitem etti. Türkiye’nin 2016’dan beri OHAL ile yönetildiğini ve ağır insan hakları ihlallerine rağmen Avrupa’nın hala Türkiye ile anlaşmaya hazır olmasının büyük bir hayal kırıklığı oluşturduğunu söyledi. Gazeteci Deniz Tekkal ise Almanya’dan demokrasi yanlısı Türk nüfusunun yanında durmasını ve Avrupa’da dahi muhalifleri tehdit eden ülkü ocaklarının yasaklanmasını istedi.
Açık Toplum Vakfı Almanya Şubesi kurumsal ilişkiler müdürü Selmin Çalışkan ise kadın haklarındaki gerilemeye dikkat çekti. Son yıllarda kadın cinayetlerindeki ve kadına karşı cinsel ve fiziksel saldırılardaki artışların, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle birlikte daha da devam etmesinden korkulduğunu vurguladı.
Öte yandan, iki hafta önce Sol Parti’nin Türkiye’ye silah ambargosu uygulanması için ve Yeşillerin Türkiye’ye denizaltı satışlarının iptal edilmesi için verdikleri teklifler Almanya Federal Meclisi’nde yapılan oylama sonucu reddedilmişti.