ABD yargısı, Sezgin Baran Korkmaz’ın 133 milyon dolar kara parayı Türkiye’de akladığını iddia ederken, 2020 ortalarında İstanbul’da başlatılan soruşturma ise şaibelerle dolu. Sürece dahil olan isimler ise sessiz.
Kars’ın Digor ilçesinde 1977 yılında yoksul bir ailenin ferdi olarak dünyaya geldi. Çocukluğunda ayakkabı boyacılığı yaparken son yıllarda ise bir anda “hayırsever iş insanlığına” yükseldi. Yoksul semtlerin bakkallarındaki yurttaşların borçlarını ödeyen, tüm pazarı satın alıp halka ücretsiz dağıtan, birçok kuruluşa bağışta bulunan Sezgin Baran Korkmaz, bir dönem medyanın yıldızıydı. SBK Holding’i kuran Korkmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşebilen iş insanları arasında yer aldı.
Ancak Korkmaz, dramatik bir şekilde kara paradan aranan firari bir şüpheli oldu.
Türkiye kamuoyu, organize suç örgütü şüphelisi Sedat Peker’in ortaya döktüğü kirli ilişkilerin ve cinayet suçlamalarının soruşturulmasını beklerken iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’la ilgili iddiaların boyutu ise ABD’de hazırlanan iddianame ile birlikte giderek büyüyor. ABD ve Türkiye’de kara para iddiasıyla aranan ve Avusturya’da şu anda tutuklu bulunan Korkmaz’ın hangi ülkeye iade edileceği ise şimdilik belirsiz, Korkmaz’la ilgili Türkiye’deki soruşturma süreci ise şaibelerle dolu.
Korkmaz’la ilgili tartışma Peker’in, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 5 Aralık 2020’de Korkmaz’ı İçişleri Bakanlığına çağırarak “45 milyonluk borcu sil, yurt dışına çık” dediği, Korkmaz’ın 6 Aralık’ta yurt dışına çıktığı açıklamasıyla alevlenmişti. Bugüne kadar açıklama yapmayan Soylu, bu görüşmeyi hiçbir şekilde yalanlamadı. Veyis Ateş ile Korkmaz arasında geçen ve 10 milyon Euro istenen konuşma ise konuyu gündemin bir numarasına taşıdı.
Korkmaz’ın içinde siyasiler, yargı mensupları ve bürokratların olduğu bir “klik” tarafından organize bir şekilde önünün açıldığı şüphesiyle ilgili sürece dâhil olan isimler “sessizliğini” korurken ABD’den gönderilen 133 milyon dolar kara paranın Türkiye’de nasıl aklandığı ve buna kimlerin yardım ettiği “hiç” araştırılmadı.
Sezgin Baran Korkmaz vurgunun neresinde?
Korkmaz’ın şüpheli hale gelmesine ilişkin süreç 2018’te ABD’de açılan bir kara para davasıyla başladı. Kingston kardeşler, 2013 yılında Utah eyaletinin “en büyük temiz yanan ve sürdürülebilir biyodizel üreticisi olmak” iddiasıyla ortaya çıktı. Washakie Renewable Energy adlı şirketin yüzde 50 hisselerini alan Kingston kardeşler, ABD hükümetinden “ülke içerisinde kullanılan ve üretilen yenilenebilir yakıt miktarını artırmak için” çeşitli vergi indirimleri aldı. Bu yolla ABD’den 511 milyon dolar maddi destek sağlandı. Ancak şirket, 2014’te biyodizel üretimini durdurdu.
Bunun üzerine adli süreç başlatan ABD Utah Bölgesi Federal Savcılık Bürosu, 2018 yılında ilk davasını açtı. İddianamede Jacob O. Kingston, İsaiah E. Kingston , Rachel A. Kingston, Sally L. Kingston ve Lev Aslan Dermen (Levon Termendzhyan) şüpheli oldu. Ancak Sezgin Baran Korkmaz, bu iddianamede yer almadı. İddianamede, bu şüphelilerin vergi teşviklerinden ve kredilerinden yararlanabilmek için teşekkül kurmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık yapmak, gerçeğe aykırı belgeler düzenlemek, kara para aklamak, ulusal ve uluslararası düzeyde kara para aklama faaliyetlerini gizlemeye yönelik faaliyetlerde bulunmak gibi 46 ayrı suçlamayla karşı karşıya kaldı.
ABD adli makamlarına göre, Kingston kardeşler ile Lev Aslan Dermen’in ABD’yi dolandırarak elde ettiği 511 milyon dolar kara parayı aklamak amacıyla bunun 133 milyon dolarını Sezgin Baran Korkmaz’ın Türkiye’deki şirketlerine aktardı. Kingston kardeşler, 2019’da savcılıkla anlaşarak tüm suçlamaları kabul etti. Jacob O. Kingston ifadesinde, Dermen’in yönlendirmesi sonucu elde ettiği haksız kazancı Türkiye’deki ortaklarına aktardığını söyledi.
Türkiye’deki soruşturmada ne oldu?
ABD adli makamları kara para iddialarını hızlı bir süreçte araştırırken, Türkiye’deki soruşturmada ilginç gelişmeler yaşandı. Korkmaz’ın sahibi olduğu SBK Holding ve holdinge bağlı 6 şirketin hesaplarından kara para aklandığı iddiasına ilişkin soruşturma ancak 2020 yılı ortalarında soruşturma başlatıldı.
İrfan Fidan’ın başında bulunduğu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliği, 30 Eylül 2020 tarihinde arasında Sezgin Baran Korkmaz ve ABD’deki sanıkların da olduğu 14 kişinin malvarlıklarına el konulmasına karar verdi. Ayrıca tedbir kararı konulan şirketler de kararda şöyle sıralandı: Mega Varlık Yönetim A.Ş., Komak Isı Yalıtım sistemleri, SBK Holding, Biofarma İlaç Sanayi, Münir Şahin İlaç Sanayi, Ecem İlaç Pazarlama, İstanbul Doğu Batı Derneği, Bugaraj Elektronik Ticaret, Heksağon Mühendislik, Auto Alsat Bilişim Otomotiv, Vaniköy Sigorta, Komak Madeni Yağ Akaryakıt, Boğaziçi Cam Sanayi, Bukombin Bilişim, Ünosan Kimya, Noil Yatırım, Blane Teknoloji, Umut İlaç, İsaanne SARL.
Bir gün sonra ise bu kişilere yurt dışı çıkış yasağı konuldu.
Bu arada savcılığın talebi üzerine şüphelilere ilişkin kara para incelemesi yapan Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), 5 Kasım 2020 tarihinde söz konusu kişilerle ilgili sürpriz bir şekilde “temiz” raporu verdi.
Yasaklar kalktı, SBK’ya yol açıldı
Ancak bu aşamadan sonra bir anda soruşturmanın seyri değişti. İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği, savcılığın talebi üzerine 6 Kasım 2020’de mal varlığına tedbir konulması kararını kaldırdı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosundan sorumlu Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz, aynı gün Türkiye Bankalar Birliği’ne yazı göndererek şirketlerin bankalardaki blokajların kaldırılmasını istedi. Korkmaz hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı ise İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği, 17 Kasım 2020’de de şüphelilerin yurt dışı yasaklarını kaldırdı. Bu kararın alınmasında savcılığın “yasaklar kaldırılsın” yönündeki mütalaası etkili oldu.
Soylu devrede iddiası
Soruşturmanın bu aşamasında siyasilerin devreye girdiği gündeme geldi. Bu iddiaya ortaya atan Sedat Peker’in açıklamalarına göre, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Dairesi’den sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Resul Holoğlu aracılığıyla Sezgin Baran Korkmaz’ı Ankara’ya çağırdı. Korkmaz, İçişleri Bakanlığında Soylu ile 5 Aralık’ta görüştü. İddiaya göre Soylu, Korkmaz’dan Karsan Holding’in hisselerinin devri anlaşmazlığında İnan Kıraç’ın 45 milyon dolarlık borcunu silmesi, hisseleri devretmesini ve yurt dışına çıkmasını istendi. Bu görüşmeden bir gün sonra Korkmaz, yurt dışına çıktı.
Sezgin Baran Korkmaz ise yakın çevresinde bu görüşmede Soylu’nun kendisine “devlet işi” diyerek Karsan’daki hisselerini İnan Kıraç’a devretmesini istediği anlattı. Ancak Korkmaz, İsviçre’de otel işi olduğunu belirterek yurt dışına çıktı ve hisseleri devretmedi. SBK’ya yönelik operasyon ise bu aşamadan sonra yeniden raftan indirildi.
Veyis Ateş devrede
Korkmaz, yurt dışına çıktıktan iki hafta sonra ise Veyis Ateş ile telefonda görüştü. Korkmaz’la Ateş arasında geçen ve kaydı kamuoyuna da yansıyan telefon görüşmesine göre Soylu ile Korkmaz arasında arabuluculuk yapan Ateş, sorunun çözümü için “bir klik ve lobi”ye verilmek üzere 10 milyon euro istedi.
Bu arada Eylül 2020’de soruşturmasının ilk başlarında Korkmaz’ın bazı isimlerle yollarının kesişmesi de dikkat çekiyor. Örneğin Ankara Bölge İdare Mahkemesi Bakanı Esat Toklu, 2020 Eylül ayı sonlarında Paramount Otel’de tatil yaparken Korkmaz ile tanıştı. Veyis Ateş de aynı otelde Eylül ayında Korkmaz ile tanıştı. Kara para davalarına bakan Yargıtay 7. Ceza Dairesi üyesi Tekman Savaş Nemli’nin, Ankara’da bir lüks lokantada Korkmaz, avukatı Mehmet Demir ile birlikte yemek yediği fotoğrafın çekildiği tarih de 24 Eylül 2020 oldu. Bu arada Mehmet Demir’in Gülen yapılanmasının üyesi olmak iddiasıyla Ankara’da yargılanıp beraat ettiği, dosyasının ise Yargıtay’da olduğunu not düşmek gerek.
Firardan sonra operasyon
29 Aralık 2020 tarihinde ise SBK Holding’e operasyon düzenlendi. 11 kişi gözaltına alındı, 1 kişi tutuklandı. Yurt dışında olan Korkmaz hakkında “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” iddiasıyla 31 Aralık 2020 tarihinde yakalama kararı çıkarıldı, 23 Şubat 2021 tarihinde ise gıyabında tutuklama kararı alındı.
Bu arada Korkmaz’ın yeniden mal varlığına tedbir konulmadı. O süreçte başsavcı olan İrfan Fidan AYM üyesi, başsavcı vekili Hasan Yılmaz ise Adalet Bakan Yardımcısı yapılarak ödüllendirildi. Her iki isim, soruşturmadaki tartışma yaratan kararlarla ilgili DW Türkçe’nin telefonlarına geri dönüş yapmadı.
İddianamede Türkiye’deki karanlık ilişkiler yok
İstanbul Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede ise Korkmaz hakkında yalnızca 7,5 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede, yalnızca ABD’deki suçlamaların bir kısmına yer verildi. Şüphelinin, SBK Holding A.Ş. vasıtasıyla 2013-2016 tarihleri arasında toplamda 46 milyon 608 bin 135 dolar haksız kazancı, 2015-2016 tarihleri arasında Lüksemburg’da kurmuş olduğu ISANNE SARL şirketi ve SBK Holding’in alt şirketlerinden olan Biofarma ilaç Sanayi A.Ş. vasıtasıyla akladığı anlatıldı.
Şüphelinin 40 milyon dolar haksız kazancı ve şahsi hesapları üzerinden ABD’de bulunan Bank Of America isimli bankadaki hesabına gönderdiği ifade edilen iddianamede, Korkmaz’ın 6 milyon Amerikan Doları haksız kazancın ise zincir şeklinde ilerleyen işlemlerle çeşitli banka işlemlerine tabi tutarak akladığı kaydedildi.
Ancak soruşturma kapsamında, Sezgin Baran Korkmaz’ın Türkiye’deki faaliyetleri, bu şirket ve gayrimenkulleri nasıl aldığı konusu ile siyasetçiler, bürokratlar, gazeteciler ve yargı mensuplarıyla girdiği parasal ilişkilerin hiçbiri araştırılmadı. İddianamedeki suçlamalar, tamamen ABD adli makamlarının iddialarıyla sınırlı kaldı.
Yeni iddianamede ne var?
Sezgin Baran Korkmaz’ın İsviçre’den geçtiği Avusturya’da 19 Haziran’da tutuklanmasıyla süreç yeni bir boyut kazandı. Tam da bu sırada ABD’de Sezgin Baran Korkmaz hakkında iddianame hazırlandı ve iadesi istendi. Korkmaz, Türkiye ve Lüksemburg’da kontrol ettiği banka hesapları aracılığıyla 133 milyon doların üzerinde dolandırıcılık gelirini akladı.
İddianamede Korkmaz’a bir adet kara para aklamak için komplo kurma, 10 adet elektronik dolandırıcılık ve bir adet resmi kovuşturmayı engelleme suçlamasına yer verildi. Korkmaz ve suç ortaklarının, dolandırıcılıktan elde edilen geliri Türk havayolu Borajet’i, Türkiye ve İsviçre’deki otelleri, Queen Anne adlı bir yat ve İstanbul’da Boğazı’na bir villa ve apartmanı satın almak için kullandıkları iddia edildi.
Yanıt bekleyen sorular?
Şaibelerle dolu Sezgin Baran Korkmaz ilgili iddiaların açıklığa kavuşturulması için Türkiye’deki soruşturmada da yanıtlanması gereken yanıt bekleyen çok sayıda soru var.
– Sezgin Baran Korkmaz, ABD’den aldığı 133 milyon dolarlık kara parayı Türkiye’de somut olarak nasıl, kimlerle akladı? Türkiye’de aldığı şirket ve otelleri hangi yöntemle edindi? Bunun önünü açan bürokrat ve siyasetçiler kimler?
– Sezgin Baran Korkmaz’ın malvarlığına tedbir kararı ile yurt dışı çıkış yasağı neden kaldırıldı? Bu süreçte İstanbul Adliyesi’ni yöneten dönemin başsavcısı İrfan Fidan ve Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz neden susuyor?
– İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bakanlıkta Sezgin Baran Korkmaz ile neden görüştü, ne konuştu? Soylu, Korkmaz’a Karsan’ın hisselerinden dolayı alacağı 45 milyon doları silmesini, hisseleri İnan Kıraç’a devretmesini ve yurt dışına çıkmasını istedi mi?
– Sezgin Baran Korkmaz’ın bürokrat, gazeteci, siyasetçi ve yargı mensuplarıyla ilişkisi neler? Kimlere, ne kadar maddi yardımda bulundu?
Bu soruların yanıt bulması için soruşturmanın genişletileceğine ilişkin ise şimdilik bir girişim yok.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – ALİCAN ULUDAĞ