YORUM | M. NEDİM HAZAR
Yalçın Ayaslı, Amerika’da yaşayan Türk asıllı bir iş adamı. Çok iyi bir eğitim ve başarılarla dolu bir iş hayatı var. ODTÜ, MIT gibi okullarda okumuş, bununla beraber sivil toplum konusunda da mühim çalışmalara ve başarılara imza atmış. Kendisiyle ilgili detaylı malumatı şuradan okumak mümkün.
Türkiye’de BoraJet isimli özel bir havayolu şirketi vardı ve enteresan şekilde iktidar cenahı Ayaslı’nın bu şirketine çökmüştü. Bunu yaparken elbette klasik “FETÖ borsası” taktiklerini uyguladılar.
Çökme döneminde Türkiye’de medya denilen platformlara bakıldığında çok enteresan bir konsorsiyumun birlikte hareket ettiğini görüyoruz. Havuz dediğimiz iktidar medyası ile Ergenekon dediğimiz iktidarın gizli ortağı örgüt medyası ortak hareket edip Ayaslı’yı şeytanlaştırmış.
Söz gelimi Oda TV’den Soner Yalçın ile Takvim’den Ergün Diler birlikte katılmışlar BoraJet’e çökme kampanyasına. Ve tabi bahsini ettiğim iki kesimden irili ufaklı pek çok medya leşkeri eşlik etmiş bu çökme operasyonuna.
BoraJet’e çöken isim ise bugünlerde pek popüler olan tanıdık biri: Sezgin Baran Korkmaz.
Bu konuyla ilgili haberleri sitemizde önceden okuyanınız vardır. Adem Yavuz Arslan detaylıca yazmıştı vaktiyle.
Ayaslı malına nasıl çöküldüğünü en ince detaylarına kadar anlattığı 127 sayfalık bir şikayet dilekçesiyle ABD’de dava açtı.
Neden Türkiye değil?
Cevabı çok basit, çünkü Türk hukuk sistemi diye bir şey yok, Saray’a bağlı bir sistem var ve zaten çökenler onlar!
Esas soru ise şu:
Neden ABD?
İşte bu noktada iki dosya tek isimde birleşiyor. Çünkü BoraJet’e çöküldüğü esnada kullanılan para SBK’nın (Sezgin Baran Korkmaz’ın) ABD’den tokatladığı paralar. Aslında bu dava ülkede Erdoğan Rejiminin çöktüğü paraların nerelerde kullanıldığına dair çok önemli veriler barındırması açısından önemli ve ilk.
Çünkü SBK bu paralarla başka fırıldaklar da çevirmiş.
Sözgelimi Nedim Şener gibi gazetecileri fonlamış, ABD’de bir takım tekaüt bürokratlara akıtıp Cemaat ile ilgili olmadık işlere girişmiş.
Mesela sadece bir tanesini Sputnik’ten okuyalım:
“İşte bağımsız gazeteciler tarafından oluşturulan ‘Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi’ OCCRP araştırmasına göre Sezgin Baran Korkmaz’ın 2016’da FETÖ’den tutuklanıp, 2018’de serbest bırakılan Rahip’le ilgili ilginç temasları:
“Brunson’ın serbest kalması için Trump’ın seçim öncesinde bağış kampanyasında destek veren iş adamlarından Tommy Hicks Jr. ve eski CIA Başkanı James Woolsey’nin Eylül 2018’de Türkiye ziyareti sırasında SBK uçağını, aracını kullandığı ve Korkmaz tarafından ağırlandığı ortaya çıktı.
“Bu ziyareti organize eden isim CIA Başkanı Woolsey’in lobi şirketi olan Nancy Miller. İzmir ve İstanbul’da gerçekleşen bir haftalık ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmek istediler ama başarılı olamadılar. Fakat sürekli Ankara ile bir telefon trafiği içinde oldukları anlaşılıyor.” (BKNZ)
Görüyorsunuz değil mi çökülen paraları nerelere akıtıyor saray!
Neyse ana konumuz bu değil.
Ancak, çöküş dönemine giren ve yıllardır tıka basa istiflediği devasa kamyonu yokuş aşağı hızla inen Tayyip Erdoğan ve kurduğu siyasal İslamcı rejimi SBK olayının ikinci Rıza Zarrab vakasına dönmesinden çok korkmuş olacak ki, geçtiğimiz günlerde enteresan bir adım attı.
Çünkü Sezgin Baran Korkmaz önce Erdoğan’ın talimatıyla yurtdışına gönderildi. Ancak kısa süre sonra buna çok pişman oldukları anlaşılıyor. Öyle pis bir duruma düşmüşlerdi ki, SBK ülke içinde kalsa Amerika tepelerinde, yurtdışına kaçsa SBK her an kontrolden çıkıp yediği haltları anlatmaya başlayabilir.
Tıpkı Sedat Peker gibi.
Ve olacaktı olmakta olanlar.
İş insanı Yalçın Ayaslı sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşım yaptı:
Düşünün vatan haini deyip malına mülküne çöktüğünüz bir insanı resmi olarak üstelik büyük elçi düzeyinde ziyaret ettiriyorsunuz. Şüphesiz böyle bir ziyareti sayın büyükelçinin kendi başına karar verip yapması düşünülemez. Onu kimin ve ne adına oraya yolladığını az çok tahmin etmek mümkün ve ne talep ettiğini…
Erdoğan iktidarı yeni bir cismin hızla saraya doğru yaklaştığını artık çok iyi biliyor. Ve Amerika’nın bırakınız yüz milyonlarca doları, on bin doların bile peşini bırakmayacağını da öğrenmiş durumda. Dolayısıyla atar-gider yaparak meseleyi kapatamayacağını da çok iyi biliyor.
Ancak dedim ya, yokuş aşağı freni patlak, sürücüsü aylak bir kamyon misali hızla inen iktidar kamyonunun biçare el frenine asılma çabalarından sadece biri olarak kaldı bu hamle.
Gazeteci kılıklı değnekçi Veyis Ateş olayı vesilesiyle ortaya saçılan iğrenç ilişkiler ağında ismi geçen ve geçecek olan gazeteci kılıklı tetikçilerin haddi hesabı yok. Şu anda hepsi tutuşmuş durumda. Nedim Şener’den Mahmut Övür’e, Soner Yalçın’dan Ahmet Hakan’a kadar çok renkli ve geniş bir liste var SBK’nın notları arasında.
Film dün koptu sevgili okur. SBK, ABD’nin isteği üzerine Avusturya’da yakalandı ve büyük ihtimalle Amerika’ya gönderilecek ve moda tabirle “ötecek”…
Daha Rıza Zarrab hasarını tam onaramayan Erdoğan için yeni bir gedik açılacak.
Yazı uzadı ancak şu noktada bir ilginçliği hatırlatmama izin verin.
Bakınız, nasıl bir sistem kurmuş durumda Erdoğan rejimi. Birilerinin malına çöküp elde ettiği parayla pis işlere girişiyor. Bunun için havayolu şirketi (Kabil havaalanına teşne olmasının sebebi belli) marina, gemi vs aldırtıyor. Bunların hepsi SBK gibi isimler üzerinden. Yoksa SBK’nın ele geçirdiği BoraJet, hemen Venuzüella uçuşlarına niye başlasın? Ve özellikle Maduro darbesi esnasında yüzlerce Türkiye-Venezüella seferi niye düzenlensin?
Tarihte bu tür vakalar çok. Hatta çok daha zeki, çok daha güçlü insanlar tevessül etmişler bu tür pis işlere ama hiçbirinin yanına kalmamış.
Anlayacağınız Erdoğan ve siyasal İslamcı rejim için yolun sonu görünürken, GORA filmindeki o sempatik cücenin dediği gibi: “Bir cisim yaklaşıyor.”
Vaziyet alın, benden söylemesi.
Kaynak: Tr724