HDP İzmir il binasına düzenlenen ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırı sonrasında HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan yaptıkları açıklamalarda Cumhur İttifakı’nı suçladı.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, İzmir’deki saldırıya ilişkin “Bugün parti binamızda 40 kişinin katılacağı bir toplantı vardı. Son anda iptal oldu. Katilin amacı katliam yapmaktı” dedi.
Sancar, HDP Genel Merkezi’nde yaptığı açıklamada, “İzmir il binasına girip tabloyu görmüş olan arkadaşlarımız bir iki kurşunla hedef gözeterek öldürme ile sınırlı bir amaç olmadığını görüyorlar. Çünkü tam anlamıyla tarama yapmış katil, yani kim varsa öldürmek üzere ateş açmış. Bu katliam aynı zamanda bir provokasyondur, bunun çok tehlikeli bir provokasyon olduğunu herkesin çok net görmesi gerekiyor” dedi.
Cumhur İttifakı’nın ve özellikle MHP’nin saldırıdan sorumlu olduğunu kaydeden Sancar, “Hukuk ve siyaset yoluyla bizimle baş edemeyenler şimdi silahlı katillerini devreye sokmuşlardır. Burada yapılmak istenen geçmişte benzerlerini gördüğümüz kanlı oyunların tekrarı gibidir. 7 Haziran-1 Kasım arası yaşananları boşuna hatırlatmıyoruz. Ama sadece biz hatırlamıyoruz, iktidarın başı da AKP’nin genel başkanı da açıkça 7 Haziran’ı unutmadıklarını söylüyorlar. 7 Haziran-1 Kasım 2015 arasında neler yaşandığını şimdi ayrıntılı anlatmama gerek yok. Bu saldırıdan iktidar ve küçük ortağı MHP sorumludur. Bir kaos planı, iç çatışma hesabı devreye sokulmuştur. Biz bunun farkındayız. Bütün bu oyunlara ve Deniz kardeşimizin katledilmesine karşı sesimizi en gür biçimde yükselteceğiz. Bu oyunları boşa çıkarmak için yürüyüşümüzü sürdüreceğiz” dedi.
Muhalefet cephesine yönelik “demokrasi ittifakı” çağrısını yinelediği gözlemlenen Sancar, “Her türlü çekingenlik, kaos planlarının sahiplerini cesaretlendirmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Demokrasi ve muhalefet çevreleri bu mücadeleyi sadece HDP’ye bırakırsa, bu, kaos planı sahiplerini sevindirir. Buradan çağrı yapıyorum; Meclis’te bulunan ve bulunmayan bütün siyasi parti başkanları en kısa zamanda biraraya gelelim. Ortak tutumu Türkiye halklarına hep birlikte gösterelim” diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da, İzmir’deki açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Daha bunlar iyi günleriniz’, derken bugünleri mi kastediyordunuz?” diye sordu.
Buldan, İstanbul’daki programlarını iptal ederek geçtiği İzmir’de saldırıya sahne olan il örgütü önünde, partililere hitap etti. Buldan, “Cumhurbaşkanı size sesleniyoruz; “Daha bunlar iyi günleriniz” derken bugünleri mi kastediyordunuz? “Daha bu iyi günleriniz derken” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu katliamın gerçekleşeceğini biliyor muydunuz? Elbette biliyordunuz, çünkü bu ülkede uçan kuştan haberiniz var. HDP’liler nerede nefes alıyor ondan haberiniz var. Ama bugün bu binaya ellerinde silahla giren ve bu katliamı gerçekleştiren bu katilin kimler tarafından organize edildiğini açıklamak zorundasınız. Bu olayın sorumluları elbette bu ülkeyi yönetenlerdir. Başta AKP hükümeti ve onun küçük ortağı MHP’dir. Her gün TV kanallarında grup toplantılarında HDP’yi hedef gösterenler, HDP’ye hakaret, edenler HDP’yi kriminalize etmeye çalışanlar bu işin doğrudan sorumlularıdır” dedi.
Buldan, “Hiç kimsenin bize ‘Bu katilin akli dengesi yerinde değildi’ zırvalamasını yapmasını kabul etmiyoruz. Biliyoruz, eminiz birkaç gün sonra bu katil için akli dengesi yerinde değildi diyecekler. Artık bizim bu yalanlara karnımız tok. Hiç kimse böyle bir zırvalama içine girmesin. Böyle yalanları uydurmasın” tepkisini gösterdi.
Muhalefet partilerine de tepkili olduğu gözlemlenen Buldan, “Deniz’e sıkılan kurşun sadece Deniz’in şahsına sıkılan kurşun değil, parti binamıza giren ve orada yapılan katliam sadece HDP’ye yönelik yapılmış bir katliam değildir. Bugün tüm demokrasi güçlerine bu ülkede demokrasiyi savunanlara, barışı savunanlara sıkılan bir kurşundur. Bu böyle bilinmelidir. Şimdi yan yana gelme zamanıdır. Kenetlenme zamanıdır. Bu faşizme hep birlikte dur deme zamanıdır. Demokrasi ve adalet çığlığını daha fazla yükseltme zamanıdır. Kimse bize ‘Başsağlığı diledik, telefon açtık twit attık ve başsağlığı diledik onların yanında duruyoruz’ demesin. Bugün işte tam da biraraya gelme zamanıdır, yan yana olma zamanıdır. Herkesin burada olma zamanıdır. Bugün bize yapılan yarın mutlaka ama mutlaka size yapılacaktır. Bunu hiç kimse unutmasın” ifadesini kullandı.
Bahçeli’den açıklama
Muhalefet partilerinin saldırı sonrasında söylemlerini eleştirdiği MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de twitter üzerinden yayınlanan bir açıklama yaptı.
Bahçeli açıklamasında, “Toplumsal huzur ve iç barış ortamımızı sabote etmek isteyen karanlık emeller bu defa İzmir’de sahneye çıkmıştır. Türkiye’nin karışmasını; etnik, ideolojik ve siyasi fay hatlarının kırılarak fitne depremlerinin oluşmasını hedefleyen iç ve dış provokasyonlar devreye alınmıştır. Suçluların menfur eliyle, sokakların melun izbeliğinde hıyanet ve husumet arayışına çıkan mihraklar bugün İzmir’de ateşle oynamaya kalkışmışlardır. Bu haliyle HDP’nin İzmir il binasına yapılan saldırı kanlı bir prova, toplumun sinir uçlarını test eden kalleş bir tertiptir” dedi.
Olayın her yönüyle aydınlatılması gerektiğini dile getiren Bahçeli, HDP’ye ve Halk TV’ye seslendi: “Bu vahim olayın içyüzü mutlaka deşifre edilmeli, önü ve arkası aydınlatılmalıdır. HDP’li yöneticilerin, Halk Tv’nin program akışını planlayan ve tahrikleri canlı tutan kişilerin sahip oldukları bilgi, belge ve bulguları derhal adli ve emniyet birimlerine ulaştırmaları şarttır. Bundan sonraki soruşturma ve kovuşturma safhalarının her aşamasına özel izin alarak katılmalarını beklediğimiz HDP’li ve CHP’li yöneticiler, konuyu istismar eden gazeteci ve televizyoncular ne biliyorlarsa anlatmalı ve gerçeğin ortaya çıkışına sonuna kadar hizmet etmelidir.”
Bahçeli saldırganın MHP ile özdeşleştirilmesini de eleştirdi: “Hasbelkader veya planlı bir senaryonun çerçevesinde bozkurt işareti yaparak sosyal medyadan yayımlayan bir cani üzerinden Milliyetçi Hareket Partisi’ni suçlamaya, töhmet altında bırakmaya, hatta yargısız infaz etmeye hiç kimsenin harcı olmadığı gibi hakkı da, haddi de yoktur. Katilin daha önceden çektirdiği fotoğraflarının birden bire nasıl tedavüle sokulduğu, buna kimlerin önayak olduğu, meselenin hangi odaklar vasıtasıyla Türk-Kürt ihtilafına taşınmak istendiği adaletin başlıca konusu olmalıdır. İnanıyorum ki, Kürt kökenli kardeşlerim oynanan oyuna ve kurulan tuzağa düşmeyeceklerdir.”