CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ayasofya Camisi’nde düzenlenen törendeki sözleri tepki çeken Mustafa Demirkan’a “O meczup acaba İstanbul’un işgalini biliyor mu” diye seslendi
Meclis’teki grup toplantısında konuşan CHP lideri, Demirkıran’ın sözlerini gündeme getirdi.
Kılıçdaroğlu, devlete büyük hizmetler vermiş kişilerin hep saygıyla anıldığını, bu işin partisi olmadığını belirterek bugün yaşamayan insanlardan saygı ve sevgiyle söz etmek gerektiğini aktardı.
CHP lideri, “Sen Yunus Emre’yi de mi bilmiyorsun? Kinden, öfkeden beslenen bir din insanı olmaz, acıtan bu zaten” dedi.
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Ayasofya’yı Atatürk’e hakaret etmek için mi açtınız? Hayatını bu millet için vermiş… O meczup acaba İstanbul’un işgalini biliyor mu? O meczup acaba işgal altında Dolmabahçe’de Atatürk’ün ‘Geldikleri gibi gidecekler’ dediğini biliyor mu? Bu meczup kişi acaba Kahramanmaraş’ın kurtuluşunda ilk kurşunu atan Sütçü İmam’ı ve ne söylediğini biliyor mu acaba? Söyleyeyim, ‘Her kim ki Mustafa Kemal ve Kuvayi-i Milliye aleyhine fetva verip, düşmanlık yapar bilin ki onların damarlarında kafir kanı vardır’ diyor. Baskı altında yaşamayı kabullenmişler, hafızalarının bir yerinde tutuyorlar. Tarih kitabı okumuyor musunuz siz?”
CHP liderinin açıklamasından satır başları şöyle:
* Finlandiya başbakanı 300 avroluk sabah kahvaltısını devletin kesesinden ödedi mi ödemedi mi diye polis bunu araştırıyor. “300 avro için devlet hazinesine el uzattıysan ben bunun hesabını sorarım” diyor. Peki biz 128 milyar doları sorduk, tık yok. Şimdi soruyorum kim ahlaklı, kim adaletli? Kim kul hakkı yiyor, kim yemiyor? Buyurun beyler ne diyeceksiniz? Onlar 300 avronun hesabını soruyorlar, biz “128 milyar dolar nerede” dedik suçlu ilan edildik. Soru sormak ne zamandan beri suç oldu?
‘Devlet suçlular tarafından yönetiliyor’
* Bir ülkede suçu açığa çıkarmak için soru soruyoruz ve sorduğunuz soru suç kabul ediliyorsa orada demokrasi yoktur. Suçluların iktidarı vardır artık. Soru soruyoruz, suçlanıyoruz. Neden? İktidar suçlu o yüzden. Türkiye Cumhuriyeti suçlular tarafından yönetiliyor. Erdoğan dava açacak, açmazsan namertsin. Mahkemede kanıtlayacağım.
* İçişleri Bakanı, TRT’de programa katılıyor. “Bir siyasetçiyi keklemişler” diyor. Rüşvet veriyorlar, ayda 10 bin dolar. Ben söylemiyorum, mafya da söylemiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan kişi söylüyor. Suçu biliyor, suçluyu da biliyor, devletin televizyonundan açıklıyor birilerine mesaj gönderiyor. Emniyet, istihbarat ve Jandarma istihbarat İçişleri Bakanlığı’nın elinde.
‘Bana dokunma mesajı mı?’
* “Savcı çağırırsa gidip açıklayacağım” diyor. AK Partili ve MHP’li kardeşlerimin dinlemesini istiyorum. Yüz kızartıcı suç bir sefer bu. TCK 279’uncu madde “Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiği göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bilgilendirmede bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” diyor. Söyledi, 10 bin dolar. Kime, “Bir siyasetçiye” dedi. Suçu gizlemiyor, suçluyu gizliyor. İçişleri bakanı suçluyu neden gizliyor? Saray’a “Bana dokunma” mı demek istiyor? Normalde suç olduğunu içişleri bakanı bilir.
* Meclis Başkanı Mustafa Şentop bu konuyu açıklamak zorundadır. TBMM’ye düşen bu kara gölgeyi kaldırmak zorundadır. Şentop konuşmuyorsa acaba 10 bin dolar benzeri bir olay her ay ona da mı veriliyor? Saray’dakiler sessiz kalabilir. Onların tamamı zaten bir yerlerden besleniyorlar.
‘Zalim ve kafir’ sözleri!
Reîsü’l-Kurrâ (icazet törenini idare eden kişi) vekili Mustafa Demirkan’ın Ayasofya Camisi’nde 28 Mayıs’taki icazet töreninde sarf ettiği sözler tartışma konusu olmuştu.
Demirkıran, Ayasofya’nın 1934’te bakanlar kurulu kararıyla müzeye çevrilmesine atıf yaparak şunları söylemişti: “Bu ve bu gibi mabetler, mabet olarak devam edilmesi için inşa edilmiş, hediye edilmiş. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içerisinde bu mabed-i şeriften Ezan-ı Muhammedi, namaz, her şey yasak olarak müze haline çevrildi. Kitab-i ezelinde buyuruyorsun… Onlardan daha zalim, daha kafir kim olabilir. Ya Rabbi, o zihniyetin bir daha bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma Ya Rabb.”
Mustafa Kemal Atatürk’ü kast ettiği öne sürülen Demirkıran hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu.