Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İzmir il binasına silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda parti çalışanı Deniz Poyraz hayatını kaybetti. İzmir Valiliği saldırganın yakalandığını duyurdu.
HDP Van milletvekili Tayyip Temel’e göre bir süredir İçişleri Bakanlığı’na bağlı valilikler ve emniyet müdürlükleri ile ilintili gruplar HDP’nin parti binaları önünde provokasyon yapıyor. İzmir HDP il binasına yapılan saldırıyı da bunun bir parçası görüyor.
”Bu gruplar aslında Diyarbakır’dan başlayarak Şırnak, Van ve en sonunda da İzmir il binamızın önüne çadır kurdu. Çok organizeler ve hatta ücret aldıkları ifade ediliyor. Son olarak İzmir’de il binamız önündeki provokatif eylem için defalarca emniyet ile görüşüldü. Polis de o kişiyi korumak için etrafını bariyerlerle kapattı.”
Temel saldırının zamanlamasına dikkat çekiyor. Çünkü saldırının gerçekleştiği gün saat 15.00’da HDP parti eş başkanlarının da aralarında bulunduğu 40 kişi toplantı halinde olacaktı. Aynı zamanda HDP İzmir il binasında HDP ekoloji komisyonunun öncülüğünde Prof. Dr. Beyza Üstün’ün çıkardığı kitabın da imza günüydü. HDP Van milletvekili Tayyip Temel, ”Muhtemelen saldırıyı organize eden güçler bu saati şaşırdı.” diyor ve olaya dair şu detayları paylaşıyor.
”Kişi girdiği gibi etrafa ateş etmiş. Onlarca kurşun duvarlara ve pencerelere isabet etmiş. Aynı zamanda da Sabahat Tuncel’in fotoğrafına defalarca ateş edilmiş. Belli ki istihbarat sağlanmış. Saldırganın da fotoğrafları hemen ortaya çıktı. Görüyoruz ki Suriye’de eğitilmiş, donatılmış. Bu kişinin SADAT ile ilişkisi olduğu iddia ediliyor. Zaten SADAT’a bağlı kişiler biraz gayrimeşru çalışmalar yürüttükleri için devletin belli kurumlarında resmi ve gayriresmi çalışabiliyorlar. Böyle bir bilgi de aldık. O nedenle saldırganın bağları araştırılırsa bunun çok organizeli bir şekilde gündemi değiştirmeye yönelik olduğu ortaya çıkar.”
Konuyla ilgili HDP olarak araştırmalarına devam ettiklerini söyleyen HDP Van milletvekili Temel, saldırının sorumlusu olarak İçişleri Bakanlığı’nı gördüklerini ifade ediyor. Ve bu saldırının tesadüf olmadığını, sürecin bilinçli bir şekilde örüldüğünün altını çiziyor. Temel’e göre bu süreci örenler devlet kademelerinde görev yapanlar.
HDP’li vekil Temel, ”İçişleri Bakanlığı’nın son zamanlarda gündem olması sebebiyle, gündemi değiştirmek için bazı gayrımeşru güçlerin bir şekilde bu saldırı veya benzer saldırıları teşvik ettiğini düşünüyoruz.” açıklamasında bulunuyor.
”Araştırmalarımız sürüyor, ama kişinin kendi kaynaklarında tehdit ve fotoğraflar var. Bunların görülmemiş olması mümkün değil. Polisin gözü önünde gerçekleşen bu saldırının organize bir saldırı olduğu şüphesi artırıyor bizde. Bu konuda adres iktidardır. Daha büyük saldırıların olma ihtimali kesinlikle var. İçişleri Bakanı bu olayı önlemek ile mükellef güçtür. Kapıda nöbet tutan polisler İçişleri Bakanlığının talimatları ile hareket ediyor. Türkiye’de İçişleri Bakanı istifa etmesi gereken bir durumdadır. Bugün yaşanan saldırı mahkeme salonlarından başlayan, Meclis kürsülerinden katliam çağrılarıyla devam eden ve il binalarımızın önünde çeşitli provokatif gruplarla provoke edilen bir sürecin cinayete dönüşmüş halidir.”
İzmir’deki saldırının sonrasında Adalet Bakanı Abdülhamit Gül sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak saldırıyı lanetledi ve olayın tüm yönleriyle aydınlatılacağını belirtti.
Euronews’e bu açıklamayı değerlendiren HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün açıklamalarını anlamlı bulmadığını söylüyor.
Gül’ün vermiş olduğu tepkiyi kamuoyunun tepkisine bağlayan Kurtulan, ”O zaman bu zihniyeti değiştirmeleri lazım. Eğer bunu doğru bulmuyorlarsa bunun gereğini yapmalılar” diyor.
”Bizzat iktidarın ortağı ile birlikte her gün partiye saldıran, kriminalize eden ve hedef gösteren bu iktidarın demeçlerini çok anlamlı görmüyorum. Bundan beslenen klikler buna katılmıyor ve bunu doğru bulmuyorsa devlet veya kendi içlerindeki bir kiliğin yaptığı iş olarak görüyorlarsa bunun gereğini yapmalılar. Bunun arkasındaki azmettiriciler bizzat devlet içindeki klikler ve bu iktidardır.”
”HDP’ye yönelik daha çok insanın ölümünü hedefleyen bir konseptin devrede”
HDP’ye yönelik saldırıların arkasında devlet içi kliklerin olduğunu ve bu nedenle de saldırıların cezasız kaldığını düşünen HDP Grup Başkanvekili Kurtulan, HDP’ye yönelik daha çok insanın ölümünü hedefleyen bir konseptin devrede olduğu kanısında.
”2015’te HDP Mersin il binasına yapılan ‘bombalı çiçek’ saldırısında, kişi elini kolunu sallayarak geliyor ve daha sonra Türkiye’nin dışına çıkıyor. Sözde partinin korumaları var, devlet resmi olarak güvenlik sağlıyor. Ama her saldırı sonrasında, partimizi korumakla görevli olan polisler dışarı çıkıyor. Bizler ve demokrasi güçlerinin defalarca söylediği şeyi Sedat Peker şimdi itiraf ediyor. Böyle olduğu için herkes tarafından dikkate alınıyor. Ama bizler sürekli dedik. Mesela Tahir Elçi’nin, Ape Musa’nın katilleri neden hala bulunmuyor? Devlet içindeki yapıların işi olduğu için bulunamıyor, bulunmak istenmiyor. Bu durum da aynıdır. Şimdi iktidar kanadından açıklamalar olacak bu kişinin yargı önüne çıkarılacağına dair. İyi de bu tetikçi meselesi değil ki. Mesele onu azmettiren zihniyet. Bu katilleri ortaya çıkaran, yetiştiren, üzerimize salan zihniyeti ele almak lazım.”
İktidarın sandıkta ve siyaseten HDP ile baş edemediğini söyleyen Kurtulan, İçişleri Bakanını ‘güvenlikçi politikaları en pervasız kullanan, yetkisini en kötüye kullanan kişi’ olarak suçluyor. Tüm hak taleplerinde bulunan herkes bu ülkede tehdit altında diyen HDP’li Kurtulan, bunun sorumluluğunu da İçişleri Bakanına yüklüyor.
”HDP çok doğru bir yerde duruyor. Parti binalarını kapatma derecesine varan baskılara rağmen yeni kongrelerle daha da büyüyoruz. Bununla baş edemeyen bir güç kendi önünde engel olarak gördüğü partimizi kriminalize ederek diz çöktürmeyi düşünüyor. Koltuklarının ömrünü uzatmak ve ceplerindeki paraların miktarını büyütmeye odaklanmış bir zihniyet. Kendi geleceklerini bizim yokluğumuz üzerine kurguladıkları için bu saldırıyı sorunsuz sürdürmek istiyorlar. Ama HDP diz çökmez.”