Yapılan çağrı kapsamında ilk açıklama bugün Ankara’da yapıldı.
LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde polisin şiddet uygulayarak gözaltına aldığı AFP muhabiri Bülent Kılıç’ın ardından başta Türkiye Gazeteciler Sendikası ve DİSK Basın-İş olmak üzere meslek örgütleri İzmir, Ankara ve İstanbul Valilikleri önüne eylem çağrısı yaptı.
Çağrı kapsamında ilk açıklama bugün Ankara’da yapıldı.
Ankara Valiliği önünde yapılacağı duyurulan basın açıklaması, izin verilmemesi üzerine Abdi İpekçi Parkı’nda yapıldı.
Basın açıklamasına Ankaralı gazetecilerin yanı sıra yabancı gazeteciler de destek verdi. Ortak basın açıklaması metni TGS Ankara Şube Başkanı Esra Koçak Mayda tarafından okundu.
Basın açıklamasının ardından bütün gazeteciler kameralarını, fotoğraf makinelerini, mikrofonlarını, kalemlerini ve not defterlerini yere bırakarak gazetecilere yönelik baskılara ve saldırılara tepki gösterdiler.
Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, DİSK Basın-İş, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Samsun Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Haber Kameramanları Derneği tarafından imzalanan ortak açıklama şöyle:
Gazeteciliği boğamayacaksınız!
Anayasa ile güvence altına alınan protesto hakkı fiilen yasaklanmış durumda. Geçim sıkıntısı yaşayan, haksızca işten atılan, mahallesine, ormanına, denizine sahip çıkmak isteyen, kimliklerine saldırılmasına karşı çıkan insanlar polis ve jandarma şiddetine uğruyor, seslerini duyuramıyor. İşte hakkını aramak için sokağa çıkan bu yurttaşları haberleştirmek gazetecinin kamusal görevidir.
Ancak meslektaşlarımız toplum adına görevlerini yürütürken ağır şiddetle karşı karşıya kalıyor. İçişleri Bakanlığının gösteriler sırasında polislerin görüntülerinin alınamayacağına yönelik yasadışı genelgesinin ardından, bu şiddet çok daha tehlikeli bir hâl almış durumda.
26 Haziran Cumartesi günü LGBTİ+ bireylerin ve onlara destek veren yurttaşların düzenlemek istediği onur yürüyüşüne müdahale eden güvenlik görevlileri, uygulanan şiddeti kayda almak isteyen AFP Fotomuhabiri Bülent Kılıç’ı yere yatırıp boyuna bastırarak nefessiz bırakmak istedi. Güçlükle “Nefes alamıyorum” diyebilen Bülent Kılıç ölümden döndü.
Amerika’da bir polis tarafından aynı yöntemle öldürülen George Floyd’un görüntüleri tüm dünyada infial yaratmışken, ülkemizdeki güvenlik güçlerinin bunu örnek alırcasına şiddet uygulaması hepimizi derinden endişelendirmektedir.
Aynı gün başka meslektaşlarımızın da işlerini yapmaları engellendi. Darp edilen, taciz edilen, çektikleri görüntüleri silmek zorunda bırakılan meslektaşlarımız oldu.
Kolluk güçleri bu kanun tanımaz uygulamaları ile halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemektedir. Nefessiz bıraktıkları yalnız meslektaşımız değil, halkın haber alma hakkıdır.
Bu şiddet dalgasının amacı medya çalışanlarını bezdirmek ve görevini yapmaktan uzak tutmak ise, bu amaca ulaşmanın mümkün olmadığını bir kez daha, gür bir sesle haykırıyoruz.
Gazetecilik suç değildir ve bizler gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Gazetecilere şiddet uygulanmasını kanıksamayacağız, asla kabul etmeyeceğiz!
Bu insanlık dışı yöntemlerde ısrar etmeyi düşünen memurları da uyarıyoruz: Cezasızlık zırhına güvenmeyin! Size bu kanunsuz emri verenlerle birlikte mutlaka yargılanırsınız!
Gazeteciliği boğmanıza izin vermeyeceğiz!