Suudi rejim muhalifi gazeteci Cemal Ahmed Kaşıkçı’nın Ekim 2018’de İstanbul’daki Arabistan büyükelçiliğinde alıkonulmasına benzer bir durum Kırgızistan’da yaşanıyor. Kırgızistan’da faaliyet gösteren Sapat Okullarının kurucusu ve eski genel müdürü olan Orhan İnandı, 31 Mayıs’tan beri kayıp. Ailesiyle son olarak 31 Mayıs akşamı saat 21’de görüşen İnandı’dan bir daha haber alınamadı. Aracı ertesi gün evine 6 kilometre mesafede, lastiği patlatılmış ve kapıları açık şekilde bulundu. 31 Mayıs’tan beri kayıp olan Kırgızistan vatandaşı Orhan İnandı’nın, Türkiye’nin Bişkek Büyükelçiliği’nde yasadışı biçimde tutulduğuna ilişkin eşi Reyhan İnandı’dan açıklama geldi.
KIRGIZ VATANDAŞI OLDU
Turkishminute’ten Cehveri Güven‘in haberine göre, 1995 yılında Türkiye’den Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e göç eden Orhan İnandı, daha sonra Kırgızistan vatandaşı oldu ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkmak için başvuruda bulundu. İnandı, farklı ülkelerde Gülen Hareketi’ne bağlı olarak faaliyet gösteren eğitimcilerden biri. Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yaklaşık beş yıldır dünyanın farklı ülkelerinden Gülen Hareketine ait kurumlarda çalışan eğitimcileri kaçırarak Türkiye’ye götürdü. Solidarity with Others’ın bildirdiğine göre bugüne kadar 23 ülkeden 95 Gülen Hareketi üyesi MİT tarafından çeşitli yöntemlerle Türkiye’ye götürüldü. Kaçırma olaylarında Hakan Fidan genel olarak yerel istihbarat birimleriyle işbirliği yaptı ya da yerel mafya gruplarını kullandı.
MİT İLK KEZ BAŞKA BİR ÜKENİN VATANDAŞINI KAÇIRDI
Ancak Orhan İnandı’nın kaçırılması diğerlerinden oldukça farklı bir tepki oluşturdu. İnandı, Kırgızistan vatandaşı ve MİT ilk kez başka bir ülkenin vatandaşını kaçırmak için girişimde bulundu.
İnandı’nın kaçırılmasının ardından Sapat Eğitim Kurumlarının öğrencileri ülkenin farklı yerlerinde eylemler düzenlediler. İnandı’nın Türkiye’ye kaçırılmaması için havalimanı ve sınır kapılarında nöbet başladı. Eylemlerin merkezi ise Kırgızistan’ın Başkenti Bişkek’teki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçilik binası.
ELÇİLİK BİNASININ ALT KATINDA
Reyhan İnandı, kocasının Türk Büyükelçiliğinin alt katında tutulduğunu ve işkenceyle Kırgızistan vatandaşlığından çıkmak istediğine dair evraklar imzalatılmaya çalışıldığını söyledi.
İnandı şöyle konuştu: “Eşimin Türk büyükelçiliği binasında zorla alıkonulduğu bilgisine ulaştık. Orhan İnandı’ya işkenceyle ve zorla Kırgız vatandaşlığından çıkmak istediğine dair evrak imzalatmaya çalışıyorlar. Daha sonra da Kırgızistan’dan kaçıracaklar. Türkiye’deki mevcut yönetim, aynı yöntemlerle dünyanın farklı ülkelerindeki eğitim gönüllülerini yalan iddialarla terörist oldukları ithamı ile Türkiye’ye kaçırdı. Kıymetli Kırgız halkım. Orhan İnandı Kırgız vatandaşıdır. Kalbi Kırgız diye atar. Kırgız halkı gururlu bir halktır. Kendi vatandaşınız olan birisinin, insanlık dışı bir muamele ile Türkiye’ye kaçırılmasına müsaade etmemenizi rica ediyorum.”
Güvenilir kaynaklardan gelen bilgi de Reyhan İnandı’yı doğruluyor. Kaynaklar, İnandı’nın kaçırıldıktan sonra ilk sorgusu yapılmak için Büyükelçilik binası götürüldüğünü, İnandı için Bişkek’teki havalimanının kullanılmayan bir hangarında Türkiye’den gelen özel bir iş jeti tutulduğunu ifade ettiler. İnandı’nın, kaybolduktan hemen sonra büyükelçilik etrafında gece gündüz aralıksız süren protestolar ve insan zinciri nedeniyle elçilik binasından çıkartılamadığı belirtiliyor.
PROTESTOLAR BİNAYA GİRİŞ ÇIKIŞLARI DURDURDU
İnandı’nın Türkiye’ye kaçırılma ihtimaline karşı, yüzlerce öğrenci, aktivist ve eğitimci Türk büyükelçiliğinin giriş ve çıkışlarında nöbete başladı. Binadan çıkan araçların bagajlarının kontrol edilmesi üzerine binaya giriş ve çıkışlar Türk yetkilileri tarafından durduruldu.
İnandı’nın Türk büyükelçiliğinde alıkonulması, 2 Ekim 2018’de Suudi Arabistan’ın Türkiye Büyükelçiliği binasında alıkonulan ve daha sonra öldürülen muhalif gazeteci Cemal Ahmed Kaşıkçı olayını hatırlatıyor. Kaşıkçı büyükelçilik binasında işkenceyle sorgulandıktan sonra öldürülmüştü.
Hakan Fidan’ın organizasyonuyla farklı ülkelerden kaçırılan Gülen Hareketi üyeleri de benzer işkencelere maruz kaldılar. Onlardan biri de 30 Ekim 2017’de Kazakistan’dan kaçırılarak Türkiye’ye getirilen Zabit Kişi’ydi. 108 gün kayıt dışı gözaltında tutulduğunu mahkemede anlatan Zabit Kişi, bu süreçte MİT mensuplarınca tabi tutulduğu ağır işkenceyi tüm detaylarıyla anlattı.
Mahkemedeki savunmasında yaşadığı işkenceyi anlatan Zabit Kişi, Kazakistan’dan kaçırıldıktan sonra Ankara’da havalimanına 6 dakika mesafede bir yerde 108 gün bir konteynerin içinde tutulduğunu, kaçıran kişilerin kendilerini MİT mensubu olarak tanıttıklarını, çırılçıplak soyulduğunu, vücuduna elektrik verildiğini, günlerce susuz bırakıldığını, cinsel istismara maruz kaldığını, kesintisiz biçimde dövüldüğünü, tuvaletini yaparken seyredildiğini, ölecek duruma geldiğinde vücuduna bilmediği ilaçlar enjekte edilerek bir çeşit tedavi yapıldığını ve tekrar işkenceye devam edildiğini sayfalar dolusu detayla anlattı. Ancak mahkeme işkenceyle ilgili herhangi bir inceleme yapmadı ve hızlı süren yargılamanın ardından Zabit Kişi, Gülen Hareketi’yle bağı olduğu gerekçesiyle 13 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve halen cezaevinde.
HAYALET UÇAK BİŞKEK HAVALİMANINDA
İnandı’nın kaçırılmasından bir gün sonra 1 Haziran 2021 tarihinde Türkiye’den havalanıp Kırgizistan’ın başşehri Bişkek’e hareket eden bir uçağın şüpheli hareketleri dikkat çekiyor.
“Flightradar24” sitesindeki bilgiye göre; söz konusu pervaneli özel jet, 1 Haziranda önce Bişkek’e geldi. Akabinde 12:05’te Issıkgöl’e gidip yarım saat bekledi ve tekrar Bişkek’e geri döndü.
Son olarak 14:30’da Bişkek’ten havalanıp havada iki tur attıktan sonra yine aynı havalimanına indi. Anlamsız hareketler yapan uçak ardından Bişkek’teki Manas Havalimanı’nın kullanılmayan ikinci binasında park etti. Manas Havalimanı’nın sık kullanılmayan ikinci binasına park eden uçak bekliyor.
MEZUNLARDAN 1 MİLYON DOLAR ÖDÜL
Orhan İnandı’nın bulunması için günlerdir süren eylemlerde öncülüğü Sapat Okulları mezunları yapıyor. Türkiye’nin Bişkek Büyükelçiliği önünde eylem yapan yüzlerce öğrenci, veli ve öğretmen parlamento binasına da yürüdü. Eyleme katılan Sapat Okulları mezunları, Orhan İnandı’yı bulana 1 milyon dolar ödül vereceğini açıkladı.
Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı sitesindeki açıklamada ise, “Devlet başkanı, kolluk kuvvetlerine Kırgızistan vatandaşının (Orhan İnandı) nerede olduğunu belirlemek için gereken arama önlemleri alma talimatı verdi.” denildi. İçişleri Bakanlığı da İnandı’yı bulmak için ülke genelinde arama çalışması başlattı. Oktyabrsky bölgesi polisinden yapılan açıklamada, İnandı’nın arabası 1 Haziran sabahı saat 04:20 sularında kapısı açık halde bulunduğu ve “deneyimli müfettişler ve görevliler arasından bir soruşturma-operasyon grubu oluşturulduğu” kaydedildi.
Eski AB Parlamentosu eski milletvekilleri Rebecca Harms da sosyal medya hesabından Birleşmiş Milletler ve Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı’nın etiketleyerek İnandı’nın nerede olduğunu sordu.
TÜRKİYE’DEN 10 KİŞİLİK EKİP GELDİĞİ İDDİA EDİLİYOR
İnandı’nın kaçırılmasından önce Türkiye’den 10 kişilik bir ekibin Bişkek’e geldiği iddia ediliyor. Güvenilir kaynakların verdiği bilgiye göre sözkonusu 10 kişi ülkedeki bazı mafya gruplarıyla görüşmeler yaptıktan sonra ayrıldı.
MİT Başkanı Hakan Fidan benzer uygulamayı farklı ülkelerde de yaptırmış, Kazakistan, Moldova, Malezya ve bazı Afrika ülkelerinde Gülen Hareketi üyeleri mafya grupları tarafından kaçırılarak MİT’e teslim edilmişti.