“Türk Cumhuriyeti son yirmi yılda bir ümmet ve hilafet hedefine yönelmiş ve görülmemiş değişim yaşıyor”
24 Haziran 2018 Genel Seçimleri’nin ardından 3 yıl geçti. Son 20 yılda Türkiye’yi yönetenlerin ümmet ve hilafet hedefine yöneldiklerini söyleyen deneyimli siyasetçiler Hikmet Çetin, Hüsamettin Cindoruk ve Altan Öymen, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde her alanda gerileme yaşandığını söyledi., güçlendirilmiş demokrasi ve parlamenter rejim çağrısı yaptı.
Türkiye’nin her alanda kötüye giden bir döngü içinde olduğunu kaydeden deneyimli siyasetçiler, “Türk Cumhuriyeti son yirmi yılda bir ümmet ve hilafet hedefine yönelmiş ve görülmemiş değişim yaşıyor” dediler.
Cumhuriyet’ten Leyla Kılıç’ın haberine göre, Çetin, Cindoruk ve Öymen, özetle şunları söyledi:
“Türkiye’nin birliği beraberliği yaratılan kutuplaşma ile büyük bir yara almıştır”
Eski TBMM Başkanı ve Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Anayasa değişikliği ve 2018 seçimlerinin her alanda kötüye giden bir döngüye girdi. Tek kişiye dayalı bir sistem kuruldu. Her geçen gün tek bir kişinin daha fazla yetki kazandığı bir sürece girdik. Bizim için önemli şey sanayileşmedir. Sanayileşme olmadan işsizliği çözemezsiniz, istikrarlı büyümeyi ve kalkınmayı sağlayamazsınız, ihracatı da arttıramazsınız. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kurulan fabrikaların ve tesislerin yenisi yapılmadığı bir yana hepsi satıldı ve özelleştirildi. Parlamento yok oldu ve işleyişi kalmadı. En önemli sorunlardan bir tanesi de toplumdaki kutuplaşma. Türkiye’nin birliği beraberliği yaratılan kutuplaşma ile büyük bir yara almıştır. Bunlar dış politikaya da yansımıştır” değerlendirmelerinde bulundu.
“Aradığımız, güçlendirilmiş demokrasidir”
Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, “Yüz yıllık Türk Cumhuriyeti’nin milli kimliğini değiştirme hedefine odaklanıyor. Kendi iktidar dönemine ‘Yeni Türkiye’ diyor. Türkiye, 23 Nisan 1920 de, Türk halkı tarafından kurulmuş milli bir devlettir. Cumhuriyetin kurucusu Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. İlk başkanı ve ordusunun Başkomutanı ilk Cumhurbaşkanı Atatürk’tür. Cumhuriyet bir Meclis devletidir. Türk halkı bu değerleri içtenlikle koruyor. Yüz yıllık süreçte, işleyen bir rejimin ara verildiği dönemler olmuştur. Ne var ki, kazanan her zaman yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Kaybedenler; cuntalar, Kurucu Meclis, Danışma Meclisi ve ara rejimlerdir. Bugün de aynı sona yaklaşıyoruz. Patates, zerzevat, aşı ile fotoğraf veren başkanlık görüntüsü, adresi ve anayasal dayanağı olmayan kabine özentisi kısa bir süre içinde bu ara rejim ile birlikte silinip gidecektir” ifadelerini kullandı.
Yeni Anayasa arayışlarının da bu sonucun ilk ışıkları olduğunu söyleyen Cindoruk, “Aradığımız, güçlendirilmiş demokrasidir. Kesintisiz sürdürülebilir Parlamenter Rejimdir. Bu sonuç için bir iç barışa gerek var” dedi.
“İlk hedef demokrasi olmalı”
Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen de, “Bugün, anayasa değişikliği ve yeni icat uygulama usulleriyle demokratik olmaktan çıkarılmış bir yönetim biçiminin sonuçlarını yaşıyoruz. Memleketi siyasetçiler mi yönetiyor, yoksa birtakım başka işlere karışmış siyaset dışı kişiler mi, belli değil. Birbirini izleyen farklı söylemler ve uygulamalar, durumun ne kadar vahim olduğunu, her gün yeni yeni örneklerle gösteriyor” eleştirisi getirdi.
Hepsinin temelinde tek adam rejimini getiren anayasa ile onun doğrultusundaki 2018 genel seçimi olduğunu belirten Öymen, “Türkiye’de demokrasi yanlısı bütün partilerin bir araya gelmesi gerekiyor. Çünkü, bugünkü iktidar partileri, artık, açık farkla kaybettikleri seçim sonuçlarını bile kabul etmemek gibi bir kötü alışkanlığa kapıldılar” dedi.