Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, toplumsal bağışıklığa eylül ayı başında ulaşabileceğimizi belirterek, “Dışarıda fiziksel mesafeye dikkat ederek, belki çok rahat yerlerde maske de kullanmayarak, aşımızı da olduğumuz takdirde güz dönemi başında daha normale döneceğimizi söylemek mümkün” dedi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, Koronavirüs ile mücadelede Türkiye’de iyi noktaya gelindiğini söyledi. İlhan, vefat sayısının vaka sayısına oranla hızlı düşmediğine vurgu yaparak, “Buradaki iyiye gidiş içinde vatandaşların bireysel önlemlere uyması ve artık giderek yaş ve meslek gruplarına göre açılan aşılarda bir an önce aşısını olmasının önem arz ettiğini, bu iki bileşen ile beraber bu noktaya kadar geldiğimizi ifade etmek gerekiyor. Halen günde 50 civarında vatandaşımız Koronavirüs’ten vefat ediyor. Maalesef vefat sayısı o kadar hızlı düşmüyor. Vaka sayısı 60 binlerden 5 binlere geldi; ama vefat sayısının 400’lerden 50’lere gelmesi için çok fazla zaman gerekti” dedi.
“Normale dönmek için yüzde 60 aşılanma olması gerekir”
Prof. Dr. İlhan, birinci doz aşısını olan 20 milyon kadar kişinin bulunduğunu söyleyerek, “Üst üste koyduğumuzda aslında hızlı bir şekilde toplumsal bağışıklığa doğru yol alıyoruz. Sırası gelen vatandaşların aşı olması ve kurallara uyması ile beraber eşit hızla ancak normal yaşama doğru yol alabileceğimizi söylemek mümkün. Her şey yolunda giderse toplumun yüzde 60’ının bağışık ya da bir başka ifade ile aşılanmış olması günlük yaşama dönmek için uygun gibi görünüyor. Biz bunu daha iyi olması için yüzde 70 gibi bir rakam olarak düşünürsek nüfusumuza göre oranlarsak yaklaşık 56-57 milyon vatandaşımız ediyor. Hızlı bir şekilde 50 milyonun üzerinde vatandaşımız aşılandığında iyi bir noktaya doğru yol alacağımızı söylemek mümkün” diye konuştu.
“Güz dönemi her şey zorlaşıyor”
Prof. Dr. İlhan, günlük aşılama kapasitesinin çok yüksek olduğunu belirterek, “Güz dönemi her şey zorlaşıyor, buna hepimiz şahit olduk. Mücadelenin en büyük bileşenlerinden biri temiz havada olmak. Hazır böyle bir temiz hava avantajı varken, dışarıda fiziksel mesafeye dikkat ederek, belki çok rahat yerlerde maske de kullanmayarak, aşımızı da olduğumuz takdirde güz dönemi başında daha normale döneceğimizi söylemek mümkün. Toplumsal bağışıklık olduğu durumda belli bir rakama elbette ulaşacağız; ama koronavirüs dünyada veya Türkiye’de bitmeden hepimizin bire bir günlük yaşama döneceğini söylemek pek de doğru olmaz” dedi.
“Maske takmamız gerekmeyebilir”
Prof. Dr. İlhan, iyiye doğru gittiklerini belirterek, “Güz döneminde belli bir seviyeye geldiğimizde belki şöyle olması gerekebilir. Günlük hayatta dışarıda yürüyoruz, fiziksel mesafeye uyuyoruz, maske takmamız gerekmeyebilir; ama bunun yanında toplu taşımaya bindiğimizde, uçağa bindiğimizde, kalabalık bir yere gittiğimizde belki bir süre daha cebimizde maskeyi taşıyarak, riskli yerlerde maske takarak, fiziksel mesafeye uyarak, aşımızı olmak koşuluyla hayatımıza devam edeceğiz. Toplumsal bağışıklık oluştuktan sonra ‘çok riskli yerler’ diyebileceğimiz kalabalık toplu taşıma, kalabalık AVM, sinema salonları gibi yerlerde en azından riskli insanlar için riskli yerlerde maske takmak söz konusu olabilir; ama onun dışında daha rahat zamanları yaşayabileceğimize inanıyorum” diye konuştu.