Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Mijatovic, Türkiye’de LGBTİ+ bireylerin karşı karşıya kaldığı baskılara dikkat çekerek İçişleri Bakanı Soylu ve Adalet Bakanı Gül’e ortak mektup yolladı ve önlem alınmasını istedi.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, mektubunda, Türkiye’nin 2 Mart 2021 tarihinde açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’na işaret ederek bu plan kapsamında LGBTİ+ bireylerin toplanma, örgütlenme ve ifade özgürlüklerine saygı duyulması, toplumda damgalanmalarının önlenmesi ve kendilerine yönelik nefret suçlarının önüne geçilmesi için önlemler alınmasını istedi.
Türkiye’de önümüzdeki günlerde düzenlenmek istenen Onur yürüyüşlerinin yasaklanmasını eleştiren Mijatovic, LGBTİ+ bireylerin barışçıl biçimde toplanma özgürlüğüne sahip olduklarını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf devletlerin ise bu özgürlüğü güvence altına alma konusunda pozitif yükümlülük altında bulunduklarını hatırlattı.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Soylu ve Gül’den LGBTİ+ bireylerin etkinliklerine yönelik yasakları kaldırmaları çağrısında bulundu.
Türkiye’de terörle mücadele adına sivil toplum kuruluşlarına getirilen kimi kısıtlamaların LGBTİ+ kuruluşlarının çalışmalarına olumsuz yansıdığına da dikkat çeken Mijatovic, 27 Aralık 2020 tarihinde TBMM tarafından çıkarılan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun kapsamında öncelikle insan hakları kuruluşlarının hesaplarının denetlendiğini, bunlar arasında LGBTİ+ kuruluşlarının da bulunduğunu kaydetti. Mijatovic, bu spesifik yasayla ilgili olarak 25 Şubat 2021 tarihinde Soylu ve Gül’e ayrı bir mektup göndermişti.
Türkiye’de yargısal süreçlerle insan hakları savunucuları, sivil toplum kuruluşları ve avukatların “susturulmak” istendiğine vurguda bulunan Mijatovic, LGBTİ+ haklarını savunanların bu durumdan olumsuz etkilendiğini belirterek Diyanet İşleri Başkanlığının eşcinsellik karşıtı hutbesini eleştirdikleri gerekçesiyle İstanbul, Ankara ve Diyarbakır baroları hakkında kovuşturma başlatılmasını, ODTÜ’de LGBTİ+ etkinliği düzenleyen öğrenciler hakkındaki kovuşturmayı ve Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Kulübüne yönelik polis baskınını örnek gösterdi.
LGBTİ+ bireylere yönelik nefret söylemi
LGBTİ+ bireylerin Türkiye’de kimi siyasi ve kamuoyu önderlerinin nefret söylemine maruz kaldığına işaret eden Mijatovic, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın 24 Nisan 2020 tarihli Cuma namazı hutbesindeki “Ey İnsanlar! İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, eşcinselliği lanetliyor” ifadelerinin Covid-19 pandemisinin başladığı tarihlere denk gelmesi nedeniyle “birçok kişi tarafından hastalığın sorumlusunun LGBTİ+ bireyler olduğu şeklinde anlaşıldığını” not etti.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi ile “eşcinselliğin normalleştirilmesi” arasında bağ kurulmasını da eleştiren Mijatovic, Sözleşmenin, tam tersine “ailelerin yok oluşunun temel nedeni olan şiddetle mücadele ederek aile temel ve bağlarını sağlamlaştırdığını” kaydetti.
Türkiye’nin, Gökkuşağı Endeksi (Rainbow Index) verilerine göre 49 Avrupa ülkesinden oluşan coğrafyada LGBTİ+ bireylere karşı en hoşgörüsüz iki ülkeden biri olduğuna vurgu yapılan mektupta, 2008-2020 yılları arasında 54 trans bireyin öldürüldüğü Türkiye’nin Avrupa’da bu alanda ilk sırada olduğu da anımsatılıyor.
Bir diğer Avrupa Konseyi organı olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), Türkiye’de Demokratik Kurumların İşleyişi konusunda Nisan 2021’de kabul ettiği bir kararda da barışçıl toplantılar düzenleyen LGBTİ+ bireylere yönelik suçlama, kovuşturma ve tutuklamalara son verilmesi çağrısında bulunmuştu.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – KAYHAN KARACA