Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmasını denetlemekten sorumlu olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM’in serbest bırakılması yönünde karar almasına rağmen halen tutuklu bulunan işadamı Osman Kavala için Türkiye’ye karşı “ihlal prosedürünü başlatma” uyarısı yaptı.
Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarının uygulanmasını denetleme gündemiyle bu hafta yaptığı toplantıda, bir süredir uyardığı Türk makamlarına “ihlal prosedürünü açma” uyarısı gönderdi.
Komite kararında, AİHM’deki “Kavala-Türkiye davasına” ilişkin olarak mahkeme kararlarının tüm uyarılara rağmen uygulanmadığı belirtilerek “Başvuranın serbest bırakılmaması halinde, Komite, elindeki tüm araçları kullanarak AİHM kararını uygulamayı sağlamakta kararlıdır” ifadesine yer verdi.
Yalnızca Azerbaycan’a uygulandı
Bakanlar Komitesi, Türkiye’nin de imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 46/4’üncü maddesini hatırlatarak, bu maddenin kendilerine sağladığı “ihlal süreci dahil olmak üzere, elindeki tüm araçları kullanacağını” belirtti.
Avrupa Konseyi, AİHM kararlarını uygulamadığı için bir üye devlete karşı ihlal prosedürü açma olasılığını içeren 46/4’üncü maddeyi daha önce yalnızca bir kez, Azerbaycan devletine karşı kullandı.
Bakanlar Komitesi, İlgar Mammadov-Azerbaycan davasında 2010 yılında süreci işletti, bu süreç 2020’de son buldu.
Bakanlar Komitesi, AİHM’in, Osman Kavala’nın tutuklanmasının ve tutuklu yargılanmasının, bir suç işlediğine ve gizli bir amaç güttüğüne dair, makul bir şüpheyi destekleyecek kanıtların yokluğunda gerçekleştiğine ilişkin bulgularını hatırlattı. Kavala’nın, AİHS’in 5 ve 18’inci maddelerine aykırı olarak “susturulma ve diğer insan hakları savunucularını caydırma” amacıyla tutuklu yargılanmaya devam edildiği, Anayasa Mahkemesi tarafından şikayetini incelemek için geçen 1 yıl 5 aylık sürenin de yeterince “hızlı” olmadığı vurgulandı.
Komite’nin bu konuda daha önce 5 kez karar almasına rağmen Kavala’nın halen serbest bırakılmadığı da belirtilen kararda, “Bakanlar Komitesi, başvuranın (Osman Kavala) 18 Ekim 2017’den bu yana sürekli olarak tutuklu kalmasından derin üzüntü duymuştur” denildi.
Kavala’nın yetersiz bulunan kanıtlara dayanan suçlamalar nedeniyle halen cezaevinde olduğu belirtilerek “Komite, başvuranın, ceza adaleti sisteminin kötüye kullanılmasını teşkil eden yargılamalar temelinde, onu susturmak amacıyla devam eden keyfi tutukluluğunun, Türkiye’nin Sözleşme’nin 46/1 maddesi kapsamındaki yükümlülüğünün açık bir ihlalini teşkil ettiğinin altını çizmiştir. Hukukun üstünlüğüne bağlı bir devlette bu kararın uygulanmaması kabul edilemez. Başvuranın serbest bırakılmaması halinde, Komite; gerekirse AİHS’in 46/4 maddesi kapsamındaki ihlal prosedürü dahil olmak üzere, elindeki tüm araçlarla kararın uygulanmasını sağlama konusunda kararlıdır” ifadelerine yer verildi.
Komite’yle diyalog çağrısı
Bakanlar Komitesi, Türk makamlarını, Sözleşme’ye uygun çözümler bulmak amacıyla Komite’yle diyaloğu geliştirmeye davet etti. Türkiye’nin, İnsan Hakları Eylem Planı’nda öngörülen yargı bağımsızlığını güçlendirmeyi amaçlayan hedeflerinin, ilgiyle not edildiği ancak bu hedeflerin genel olarak olumlu bir etkisi olsa da, yargıyı yürütme organının aşırı etkisinden korumaktan uzak göründüğü vurgulandı. Komite, özellikle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısal bağımsızlığına ilişkin, Avrupa Konseyi standartlarından ilham alınarak, somut yasal adımların atılması çağrısı yaptı.