HABER ANALİZ | M. AHMET KARABAY
Bu habere sevinmediniz mi? Hiciv ve ironi yok bu başlıkta. Gerçeğin ifadesi var. İktidar, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) yaptığı zararları ortadan kaldırmak için aldığı önlem sonrasında bu yıldan itibaren “zarar” bütünüyle ortadan kaldırıldı.
Ekonomi yazıları sevilmez biliyorum. Ama bu yazıyı okumalısınız.
Başta akaryakıt olmak üzere yapılan fiyat artışlarını “zam” yerine “güncelleme” olarak duyuran iktidar, kamu kuruluşlarının yaptığı zararlar için bütçeden ayrılan parayı da “görevlendirme gideri” olarak isimlendirmeye başladı.
Zihninizi biraz ekonomi tabirleriyle meşgul edeyim. “Görev zararı” KİT’lere piyasa şartları dışına çıkacak tarzda görev verilmesi nedeniyle oluşan zarara verilen isim. Görev zararı genelde iki türlü oluyor.
Birincisi KİT’ler tarafından üretilen mal ya da hizmetlerin fiyatlarının cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi ve bu belirlemenin de satış fiyatının altında olmasıyla meydana geliyor.
İkinci şekilde ise yine cumhurbaşkanı tarafından faaliyet konularıyla ilgili görev verilmesi, bunun sonunda da ortaya bir zararın çıkması veya muhtemel bir kârdan mahrumiyet ile oluşuyor.
SON 15 YILDA 610 MİLYAR TL OLDU
Bütçede KİT’lerin görev zararları için son 15 yılda 610.4 milyar TL para ayrıldı. 2006 yılından bu yana her yıla ilişkin rakamı paylaşmayayım. Ama birkaçını yazacağım. İstatistiğe esas yıl olan 2006’da bütçeden görev zararı olarak ayrılan rakam 7.2 milyar TL, 2010’da 16.5 milyar TL idi.
Ülke artık, “Ekonominin patronu benim” diyen bir cumhurbaşkanı tarafından tek isim olarak yönetilmeye başlamasıyla birlikte bu rakam birden yıllık 50 milyar TL’nin üzerine çıkıyor.
2018’de 80.9 milyar TL’ye, 2019’da 91.3 milyar TL’ye, 2020’de de 102.8 milyara fırlıyor. Bunu daha iyi anlatabilmem için şöyle ifade etmek istiyorum. 2006’daki rakamlarla 14.3 yılda harcanacak olan rakam, 2020’de bir yılda gitti.
İKTİDAR, GÖREV ZARARINI KÖKTEN ÇÖZMÜŞ OLDU
Bütçeler, devleti yönetenlerin halktan topladıkları vergilerle oluşturuluyor. Devleti yönetenler, “zarar” kelimesinin sevimsiz olduğunu düşünmüş olmalılar ki, 2021’den itibaren bu tabirin adını değiştirme yoluna gittiler. Bunun yerine “görevlendirme gideri” kullanılıyor.
“Zarar”ın yerine “gider” denilmeye başlanması devleti yönetenlere psikolojik bir rahatlık sağlamış olmalı. Eğer bu adlandırma rahatlık ortamı sağlamışsa, “görevlendirme giderleri”nin çok daha artma ihtimali olduğunu unutmamak gerek.
Vergi uzmanı Dr. Ozan Bingöl’ün severek paylaştığı darbımesel şeklindeki bir fıkrayı burada paylaşmak istiyorum:
Geçmiş zamanlarda kabilenin birinde balık dışında hiçbir hayvanın eti yenmezmiş. Öteki hayvanlar bir tür kutsal sayılır ve onlara dokunmazlarmış. Yılın birinde kuraklık yaşanmış. Kabileye hayat veren nehir kurumuş. Kabile balık tutamaz olmuş. Kurutulmuş balıklar da tükenmiş.
Kabile şefi uzunu süre düşünmüş, kendince bulduğu çözümü kabilesine açıklamış. Çevrede serbestçe dolaşan geyiklere “yürüyen balık” ismini vermiş. O tarihten itibaren ne kutsal kalmış ne tabu. Kabile doyasıya yürüyen balık yemiş.
ZİRAAT VE HALK BANKASININ KREDİLERİNDE ÇİFTÇİ VE ESNAF GERİLEDİ
Son yılların bütçe istatistikleri incelendiğinde en çok görev zararı ödemesi yapılan kurumlar arasında Ziraat Bankası ve Halk Bankası üst sıralara yükseldi. İlk 5 kurum şöyle:
¬ Sosyal Güvenlik Kurumu
¬ Ziraat Bankası
¬ Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası
¬ Türk Eximbank
¬ Halk Bankası
Sosyal Güvenlik Kurumu ile TKYB ve Türk Eximbank’ın özel konumları ve görevleri var. Son 5 yıl öncesine kadar yaptığı kârlar ile övünen Ziraat Bankası ile Halk Bankası en çok görev zararı ödenen kuruluşlar oldu.
Peki Ziraat Bankası çiftçiye, Halk Bankası esnafa daha çok kredi açtığı için mi daha çok zarar eder oldu? Tam tersine Ziraat Bankası çiftçiyi, Halk Bankası da esnafı giderek unutmaya başlamış durumda.
Bu bankalarda Demirören’e Kanal D ve Hürriyet’i alması için ödenen paralar gibi kredilerin oranı giderek arttığı görülüyor. Bu grafik tabloyu net bir şekilde ortaya koyuyor.
İKTİDAR GÖREV ZARARINI NİYE ÇOK KULLANIR OLDU?
Aslında 2020’de 2006’ya göre 14.3 yılda harcanan rakamları bir yılda niye harcar oldu dersiniz? İşte işin özü burada yatıyor zaten.
Bütçeden öteki harcama kalemlerine kaynak aktarılması pek çok prosedüre bağlı. Bunların denetim mekanizmaları da hayli sıkı. Görev zararı veya yeni adıyla “görevlendirme gideri” kalemine kaynak aktarımında ise bütçedeki sıkı prosedürler uygulanmaz.
Görevlendirme giderleri adı altında ayrılan kaynakların kime nasıl kullandırılacağı, kamu bankalarının takdir yetkisinde bulunuyor. Bir diğer ifade ile iktidarlar için kolay yönlendirilen kaynağa dönüşüyor.
Ayrıca adına ister görev zararı ister görevlendirme gideri deyin bu kaynaklar, seçim dönemlerinde iktidarların seçim yatırımı yapmak istedikleri alanlara kolayca aktarılabilen para anlamına da geliyor.
Bütçedeki kaynak, kullanımı bu kadar kolay bir paraya dönüştürülebiliyorsa iktidar niçin sıkı disipline bağlı harcama kalemleri ile uğraşsın.