HABER YORUM | HASAN CÜCÜK
Danimarka devlet televizyonu DR, SVT (isveç), NRK (Norveç), Süddeutsche Zeitung, NDR (Alman), WDR (Alman) ve Fransız Le Monde gazetesiyle ortak yürüttüğü bir araştırmayla bir istihbarat skandalını ortaya çıkardı. ABD Ulusal Güvenlik Dairesi NSA’nın Danimarka dış ve askeri istihbarat teşkilatı Forsvarets Efterretningstjeneste’nin (FE) yardımıyla; başta Almanya Başbakanı Angela Merkel olmak üzere, Almanya, Fransa, İsveç, Norveç ve Hollanda’dan üst düzey politikacı ve devlet görevlilerini 2002-14 arasında dinlediği ortaya çıktı.
ABD gizli servisi NSA, 2012-2014 yılları arasında çeşitli denizaltı kabloları üzerinden farklı ülkelerin iletişim sistemine erişmeyi başardı. Bunu başarırken elbette FE’nin yardımını gördü. Danimarka’nın internet kablolarının geçtiği kilit noktada bulunması, dinlemede etkili oldu. Dinleme skandalı FE’nin 2015’te yaptığı bir iç raporla belgelendi. Son derece gizli yürütülen “Operation Dunhammer” soruşturması skandalı belgeledi. Ancak araştırma kurum içinde kalınca kamuoyuna yansımadı. Savunma Bakanı Trine Bramsen, FE’nin ülkedeki tüm istihbarat kurumlarını denetleyen İstihbarat Teşkilatlarını İnceleme Kuruluna eksik ve yanlış bilgi verdiği gerekçesiyle geçen yıl 21 Ağustos’ta 3 üst düzey FE yetkilisini görevden almıştı. Danimarka Savunma Bakanı Trine Bramsen, “Yakın müttefiklerin sistematik olarak dinlenmesinin kabul edilmez” diyerek, gerekli adımların atılacağını açıkladı.
Danimarka üzerinden geçen denizaltı kabloları sayesinde, ABD gizli servisinin Merkel’in yanı sıra şu anki Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve dönemin Sosyal Demokrat Partili (SPD) başbakan adayı Peer Steinbrück’ü de dinlediğini ortaya koydu. DR aylarca süren çalışmalar sonunda dinleme skandalını 9 farklı kaynaktan doğrulattıklarını açıkladı. Dinlenen Alman yetkililerden sadece üç isim kamuya duyurulurken, diğer ülkelerden kimlerin dinlendiği sır olarak kalmaya devam edecek.
FE’nin ABD gizli servisi NSA ile istihbarat işbirliği yapması kanunsuz değil. Zira, Danimarka ile ABD arasında 1990’lı yıllarda imzalanan anlaşmaya göre, Danimarka kara ve deniz sularından geçen internet ve telefon hatlarındaki bilgilere ABD’nin erişimine izin veriyor. Bu anlaşmayı skandala dönüştüren, NSA’nın FE yardımıyla komşu ülke siyasi ve üst düzey yetkilileri dinlemiş olması. DR’nin ortaya koyduğu belgelere göre, NSA telefon görüşmelerinin yanı sıra SMS ve cep telefonu aracılığıyla paylaşılan tüm bilgilere erişiyor. Sadece dinlediği kişilerin değil, iletişim kurdukları tüm kişilerin de bilgilerine ulaşıyor. DR’ye açıklama yapan kaynaklar, Danimarka istihbarat teşkilatının en büyük skandalıyla karşı karşıya olduklarını açıkladı.
Skandalın ortaya çıkmasıyla komşu ülkelerden tepkiler peş peşe geldi. Alman Hükümet sözcülüğünden yapılan açıklamada, “Başbakan Merkel’in konuyu dinlemelerle ilgili yapılan haberlerden öğrendiği” belirtildi. Cumhurbaşkanı Steinmeier de şu ana kadar Danimarka’dan yapılan telefon dinleme operasyonları hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi. Alman siyasetçi Peer Steinbrück de, telefonlarının dinlendiğinden ilgili haberlerin yayınlanmasıyla haberdar olduğunu söyledi. Steinbrück, “Batılı devletlerin işlevsel ve verimli istihbarat servislerine ihtiyacı olduğunu düşünsek de bunun siyasi açıdan bir skandal” olduğunu belirtti. “Müttefikler arasındaki bu tür telefon dinlemeleri, herkesin kendi başına hareket ettiğinin bir göstergesi,” dedi.
En sert tepki Norveç ve İsveç’ten geldi. Norveç Sosyalist Parti Başkanı Audun Lysbakken skandalı “derin ve ciddi anlamda rahatsız edici güven ihlali” olarak tanımlayıp, “Olayı tüm detayıyla masaya yatırıp, kesinlikle neler olduğunu bilmek zorundayız” sözlerini kullandı. İsveç Sol Parti milletvekili Jens Holm, “Büyük bir skandal ve şaşırtıcı” diyerek, “İsveç’in egemenlik haklarına bir saldırıdır” yorumunu yaptı. Jens Holm, politikacılar olarak çok farklı kişilerle görüştüklerini belirtti ve “Görüştüğümüz kişiler arasında ülkemize gelen zor durumda olan aktivistler ve gazeteciler var. Bu insanların bizde gizli kalması gereken görüşmelerinin, başkalarının eline geçmesi büyük hak ihlalidir,” diye konuştu.
İsveç Savunma Bakanı Peter Hultqvist, Danimarka tarafından tam bir bilgilendirme talep ettiklerini belirtip, “Skandalın İsveç vatandaşları, şirketleri ve çıkarları ile ilgili konularda tam olarak bilgilendirilmeyi talep ediyoruz,” sözlerini kullandı. Norveç Savunma Bakanı Frank Bakke-Jensen, konuyu önce Danimarkalı mevkidaşı ardından ise İsveçli mevkidaşıyla görüştüğünü vurgulayıp, “İsveçli meslektaşım da ben de iddiaları çok ciddiye alıyoruz,” açıklamasını yaptı.
Alman Der Spiegel Dergisi, 2013 yılında Merkel’in cep telefon numarasının muhtemelen 2002 yılından beri NSA dinleme listesinde olduğunu yazmıştı. Haftalık Bild Sonntag gazetesi de, ABD istihbarat çevrelerine dayandırdığı haberinde, Obama’nın 2010 yılında dönemin NSA Başkanı Keith Alexander’dan Merkel’in gizlice dinlendiğine ilişkin bilgi aldığını ama bunu durdurmak yerine devam ettirdiği yazmıştı. Obama’nın Merkel hakkında her şeyi bilmek istediği belirtilen Bild Sonntag haberinde, Amerikalı bir NSA çalışanının, Obama’nın Merkel’e güvenmediğini ve kendisini tanımak amacıyla hakkında bir dosya dahi istediğini söylediği öne sürmüştü. Dinleme skandalının ortaya çıkmasıyla Merkel Obama’yı telefonla arayıp bilgi istemişti. Alman Başbakanlık kaynakları, ABD başkanı Obama’nın olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirdiği ve Merkel’den özür dilediğini kamuoyuyla paylaşmıştı. 2013’te ortaya çıkan dinleme skandalının Danimarka askeri ve dış istihbarat servisi FE yardımıyla yapıldığını DR televizyonu ortaya çıkarmış oldu.
Kaynak: Tr724