AKP’li Mamak Belediyesi’nin meclis toplantısında ‘dilekçe vermesine rağmen’ AKP’li Başkan Murat Köse tarafından söz hakkı engellenen AKP’li Meclis üyesi Esra Yılmaz, “Belediyede yolsuzluk tespit ettim. Dava açtım. 9 yıl üye olduğum AK Parti’den bu yüzden istifa ediyorum.” dedi.
AKP’li Mamak Belediye Başkanı Murat Köse, dün yapılan haziran ayı meclis toplantısında AKP’li Meclis Üyesi Esra Yılmaz’ı ‘dilekçe vermesine rağmen’ konuşmasına izin vermedi. Bunun üzerine Yılmaz, “Gündem dışı konuşma istedim, nasıl engellersiniz meclis üyesini? Ayıp ne münasebet, dilekçemi verdim. Başkanım nasıl engellersiniz!” dedi. Yılmaz, tepkisinin ardından bugün yaptığı açıklama ile partisi AKP’den istifa ettiğini duyurdu.
AKP’den istifa eden Esra Yılmaz, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Belediye Başkanı Murat Köse, 2019 senesinin sonunda bir ay içinde açılmasını istediği Gönül Çarşısına beni koordinatör olarak atadı. Mamak’ta yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yönelik olan bu proje, bir hayır projesiydi. Çarşıdaki sorumluluğumuz ve çalışma koşullarımız pandemi dolayısıyla iki katı artmışken, Sayın Murat Köse beni arama gereği duymadan bana tebliğ etmeden özel kaleminin telefonuyla haber göndererek garip bir üslupla beni aniden izne çıkardı.
Başkanımız dedik sorgulamadık. O dönemde bir takım şaibeli dedikodular belediyemizde yayılmaya başlamış; bunları duyduğumda üstlerime konuyu ilettim ve bu konularla ilgili önlem almamız gerektiğini bildirdim.
MAL SAYIMI YAPTIRDIM, BUNDAN SONRASI YARGININ İŞİ
20 Nisan 2020 tarihinde çarşıyla ilgili bir dosya hazırlamam gerektiğine karar verdim. Sorumlu mercilere bilgi vererek tüm personelleri gönül içerisinde topladım. Projenin başından beri tıkır tıkır çalışan stok sisteminden veri alacakken sistemle oynandığı tespit edildi. Bunun üzerine manuel stok sayımı yaptırttım; ancak Özel Kalem Müdürü tarafından görevlendirilen personel dosya hazırlamamızı ısrarla engellemeye çalıştı. Tüm zorlamalarına ve engellemelerine rağmen bu kardeşiniz dosyasını tamamladı. Dosya tamamlanınca bana yapılan bu saldırıların nedenini anladım. Tespit etmiş olduğum usulsüzlük ve yolsuzluk bundan sonra yargının işi.
Uzaklaştırıldığım süre içerisinde Gönül Çarşısı’nda ne yapıldı? Nerelere ürün gönderildi? Gıda eksikliği var mı? Söylentiler doğru mu? Bunları tespit etmeye çalışıyorken cenaze işlerinde çalışan bir personel gelip seçilmiş belediye meclis üyesine hakaret, sinkaflı küfür, baskı, elektrikleri kesmek ve hatta kıyafetime dahi laf söyleyecek kadar densiz, hadsiz hatta fiziki şiddet uygulayacak kadar haddini aşmıştır.
Ben de yapabileceğim en doğru şeyi yaptım. Kendimi korudum. Bu iki personele dava açtım. Dava dilekçeme cevabınız daha da vahim. Yalan, iftira, dedikodu ve cımbızlanmış ifadelerle dolu. Yazık çok yazık.”