HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, cezaevinde görüştüğü ağır hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın durumunun ağır olduğunu belirterek, “Ellerim kelepçeden hiç ayrılmıyor” dediğini aktardı.
Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve ağır sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmeyen 83 yaşındaki hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan, fenalaşması üzerine 17 Mayıs’tan bu yana 6 kez hastaneye kaldırıldı. Özkan’ın, 25 Mayıs’ta Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kelepçeli getirilmesi görüntüleri kamuoyundan büyük tepki topladı. Özkan, 3 gün boyunca yatağa kelepçelenen Özkan, tekrar cezaevine götürüldü.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, bugün Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde Özkan ile görüştü. Yaptıkları 20 dakikalık görüşmeyi Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlatan Beştaş, Özkan’ın durumunun ağır olduğunu belirterek, “Görünüşü tıpkı yoğun bakımda olan birinin görüntüsü gibiydi, insanın ölmeden önceki son halleri gibiydi. Sürekli yutkunuyordu” dedi.
Özkan’la, gardiyan eşliğinde tekerlekli sandalyeyle getirildiği revirde görüştüklerini söyleyen Beştaş, pandemi kısıtlamalarından kaynaklı görüşmenin camlı bölme ile ayrılmış görüşme odalarında telefonla yapıldığını paylaştı. Özkan’ı ilk gördüğünde görüntüsünün çok kötü olduğunu, çok zor konuşabildiğini, kendi durumunu aktarırken zorlandığını dile getiren Beştaş, Özkan’ın kendi durumuna ilişkin şunları aktardı: “Günlerce ilaç aldığını ve bu ilaçların çok ağır olduğunu söyledi. Yine ilaçlardan kaynaklı hafıza kaybı yaşadığını ve doktorun hastaneye her geldiğinde kendisinin revire götürüldüğünü söyledi. Özkan ellerinin kelepçeden hiç ayrılmadığını, özellikle de sorduğumda tedavi için revirde ki yatakta elleri kelepçeli olarak uzandırıldığını belirtti.”
Görüşmeden sonra Özkan ile ilgili kamuoyuna yansıyan haberlerin tamamen gerçeklik payını gözleriyle gördüğünü dile getiren Beştaş, “Durumu çok kötü olduğundan dolayı onu çok fazla zorlayamadım. Bugün hastaneye götürüleceğini söyledi. Yine hastaneye gittikten sonra ilaçlarının değiştirildiğini ve bu sabah defalarca tansiyonunun ölçüldüğünü ifade etti. Kendisinden bilgi almak için, durumunu öğrenmek için 20 dakika kadar kendisini zorlamak zorunda kaldım. Kendisi tekerlekli sandalyedeydi ama duramıyordu. Görünüşü tıpkı yoğun bakımda olan birinin görüntüsü gibiydi, insanın ölmeden önceki son halleri gibiydi. Konuşurken sürekli yutkunuyordu. Yanında bir arkadaşı varmış, kendisiyle o ilgileniyormuş. O arkadaşının ismini öğrenemedim. İhtiyaçları konusunda yardım ediyormuş arkadaşı ancak banyo yapamadığını söyledi. Beslenmesinin çok kötü olduğunu bundan dolayı da değerlerinin de giderek düştüğünü anlattı. Tabi kendisi bu durumları çok iyi anlatamadı ama benim öğrendiğim bunlardı” şeklinde aktardı.
Özkan’ın kendisiyle ilgili yapılan haberleri takip ettiğini öğrendiğini belirten Beştaş, “Samimi olmak gerekirse, ben kendim çok kötü oldum ama ona yansıtmamaya çalıştım. Özkan durumunu anlatırken, kendisi dik durmaya çalışıyordu. Bu yaşadıklarını yediremiyordu ama ruhsal olarak da acı çekiyordu, vücut dilinden zaten acı çektiği her halinden belliydi, duygusaldı. Defalarca elini başına götürdü. Görüşün sona ermesine son beş dakika kala kendisine ‘Umarım dışarıda görüşürüz’ dediğimde elini havaya kaldırdı. Bu hareketi ile çok da umutlu olmadığını yansıttı” ifadelerini kullandı.