4. yargı paketinde cinsel istismar, kasten öldürme, işkence gibi “katalog suçlar” için “somut delil” şartı aranması öngörülüyor.
Hükümetin Meclis’e sunduğu 4. yargı paketinde yer alan cinsel istismar, kasten öldürme, işkence gibi “katalog suçlar” için “somut delil” şartı aranması tartışma yarattı. Kadın örgütleri temsilcileri, “Kadın ya da çocuğa yönelik cinsel suçlardan tutuklama imkânsız hale gelecek” uyarısında bulundu.
“İstismar edenin korunması anlamına gelir”
Cumhuriyet’ten Sibel Bahçetepe’nin haberine göre; İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü ve İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Nazan Moroğlu, özellikle çocukların cinsel istismarında makul şüphe yerine somut delil, görüntü ve ses kaydı aranması halinde bu uygulama, istismar edenin korunması anlamına geleceğini söyledi.
Moroğlu, “Yargı reformunun odağında insan hakları ve hukukun üstünlüğü olmadıkça, kadına yönelik şiddet ve çocuğun cinsel istismarı suçları görmezden gelinmesine, suçluların aklanmasına yol açacaktır. Anayasanın 41. maddesini bir kez daha hatırlatmak isterim. Her tür istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri almak devletin yükümlülüğündedir. Suçluyu değil, mağdur çocuğu korumak gerekir” diye konuştu.
“Cinsel suçları serbest bırakmak olarak yorumlanacak”
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) sözcülerinden Avukat Hülya Gülbahar da katolog suçlar içinde kaçakçılık, insan ticareti, cinayet, aynı zamanda çocuk cinsel istismarı, tecavüz ve cinsel saldırı suçlarının olduğunu hatırlatarak “Bu kanun değişikliği ile artık kadın ya da çocuklara yönelik cinsel suçlardan herhangi bir tutuklama yapılması imkânsız hale gelecek. Tutuklamada görüntü, ses kaydı vb. somut delil kriteri aramak aynı şekilde mahkûmiyet açısından da somut delil olmadığı takdirde mahkûmiyet verilmemesi sonucu doğuracak” dedi.
Gülbahar, şöyle devam etti:
“Bu düzenleme ile TCK bir anlamda etkisiz kılınacak. Yargıtay’ın cinsel suçlarda çocuk ya da kadın mağdurun beyanının nasıl alınacağının, hangi kurallara göre alınacağını, hangi yöntemlerle nasıl çürütüleceğini ya da destekleyeceğini anlatan sayısız kararı var. Somut delil şartının getirilmesi bütün bu Yargıtay kararlarının da yok edilmesi anlamına geliyor. Yargı paketinin içindeki cinsel suçlara dair somut delil şartı getirilmesi bundan böyle herhangi bir cinsel suç nedeniyle kimsenin cezaevine girmeyeceği koşulları yaratma anlamına geliyor. İşin acı tarafı tam da bunun tartışıldığı günlerde Meclis Adalet ve Şiddet Komisyonu’nda cezaevinde olan cinsel istismar faillerinin affı tartışılıyor. Bu iki düzenleme yapıldığı takdirde cinsel suçlardan cezaevinde kimse kalmayacak ve bundan sonra kimse cezaevine giremeyecek anlamına geliyor. Bu, ülke çapında cinsel suçları serbest bırakmak olarak yorumlanacak ve ne yazık ki bütün failleri cezalandırırken, bütün kadınları ve çocukları savunmasız bırakacak bir düzenleme olacak.”
“Tecavüzün tanığını bulmak hemen hemen mümkün değildir”
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kurucusu, avukat Canan Arın ise söz konusu maddenin yasalaşması durumunda tutuklamaların zorlaşacağını söyledi. Arın, “Daha geçen gün 12 yaşındaki bir çocuğa herkesin gözü önünde saldıran adamı bıraktılar. Artık ne diyeceğimi bilemiyorum, sözün bittiği yerdeyiz. Tecavüz denen olay dört duvar arasında cerayan eder, hiçbir erkek bir kadına tecavüz ederken sahneye çıkıp ‘ey ahali gel beni seyret, ben kadına tecavüz ediyorum’ demez. Onun tanığını bulmak hemen hemen mümkün değildir. Erkekleri tecavüz suçundan kurtarmak, korumak, tecavüzü teşvik etmek için yapıyorlar bunu. Kadın cinayetlerinin, şiddetin arttığı dönemde bu madde korkunç. Umarım bir gün hukukun uygulandığı kadınların insan haklarına saygı duyulduğu bir ülkeye, hükümete kavuşuruz” dedi.