DSÖ’nün kanserojen madde ilan ettiği asbestin üretimi, kullanımı ve ithalatı Türkiye’de 11 yıl önce yasaklandı. ASUD “amyant” adıyla piyasada olan asbestin, satışının durdurulması için çağrı yapıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın birinci derece kanserojen madde olarak gösterdiği asbestin satışı, Türkiye’de 31 Aralık 2010’da yasaklandı. Ancak asbest, “amyant” adıyla yıllardır satışta.
Gazete Duvar’dan Osman Çaklı’nın haberine göre, asbestin satışıyla ilgili bakanlıklarla görüşmeler yapan Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, asbest satışının durdurulmasını istiyor.
KANSERE NEDEN OLMASI NEDENİYLE YASAKLANDI
Asbest, gözle görülemeyecek seviyede lifli kanserojen madde olarak biliniyor. Uluslararası sağlık kuruluşlarının yaptığı çağrıyla birçok ülkede asbestin üretimi ve kullanımı yasaklanmış durumda. ASUD Başkanı Ensari’ye göre, asbestten korunmanın yalnızca bir yolu var: Uzak durmak ve solumamak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, kansere neden olan asbestin, kullanımı, piyasa arzı ile asbest içeren eşyaların piyasaya sürülmesini 31 Aralık 2010 tarihinde yasakladı. İnsan sağlığı açısından otoritelerce tehlikeli olduğu saptanan asbesti, ticari adı olan “amyantı” e-ticaret kanalıyla temin etmek mümkün. Ensari, asbest satışının ticari adının farklı olmasından kaynaklandığını ve bunun istismar edildiğini düşünüyor.
“ASBEST SATIŞI DENETLENMİYOR”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ilgili mevzuatına göre, “asbestin her türünün çıkarılması, asbest içeren ürünlerin ithal edilip satılması ve asbest ilave edilmiş ürünlerin üretimi ve işlenmesi yasaktır” deniyor. Asbesti yasaklamayan birkaç ülkeden biri Çin, birisi de Rusya. Türkiye’nin her iki ülkeyle de ticaret anlaşmaları bulunuyor. Ensari, “Çocukların kullandığı boyama kalemlerinde dahi asbest maddesi var. Türkiye Çin ve Rusya’dan ithal edilen ürünlerde asbest analizi yapmıyor. Benim bütün mücadelem çocuklar için” ifadelerini kullanıyor. 17 Ocak 2020’de Ruhsar Pekcan’ın Ticaret Bakanlığı yaptığı dönemde Ensari, ASUD Başkanı olarak bakanın baş danışmanı Yusuf Engin Erenkuş ile bir görüşme gerçekleştirmiş. Ensari’nin “bir çalışma ekibi kurup asbestli malzemeleri tespit edelim” teklifine bakanlık, “uzmanlarımızla çalışıp sizi arayacağız” yanıtını vermiş fakat daha sonra arayan kimse olmamış. Ensari, Ticaret Bakanlığı uzmanlarının asbestin satıldığından dahi bihaber olduklarını düşünüyor. Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile de görüşme yapan Ensari, görüşmeyi şöyle anlatıyor: “Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Müdürlüğü bize asbest ile ilgili bir şey yapamayacaklarını bununla ilgili mevzuat olmadığını söyledi. Asbestin kanserle ilişkisi bilinmesine rağmen hem denetleme hem de yetkilendirme yapılmıyor. Maalesef böyle bir tablo mevcut.”
“SENDİKALAR HAREKETE GEÇMELİ”
Amyant” adıyla satılan asbestin bir de üretim aşaması mevcut. Ensari, Koç ve Sabancı gibi sermaye gruplarının bu işten para kazandığını dile getiriyor. Bu maddenin üretiminde Türkiye’de kaç işçinin çalıştırıldığı ise bilinmiyor. Ensari, asbest ile mücadelede sendikaların harekete geçmesi gerektiğini belirterek yerel ve merkezi yönetime de şu soruları yöneltiyor: “Bu yerlere çalışma ruhsatını kim veriyor? Üretimine kim izin veriyor? Satışına kim onay veriyor? Bunların hepsi sorumlu.”