Türkiye’de yaşayan Yahudi toplumu, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler sırasında artan antisemitizimden rahatsızlık duyuyor. Yazar Karel Valansi, “Vatandaşlık kavramının tam anlaşılmaması tedirginliği arttırıyor” diyor.
“Bir Türk Yahudisi düşün. Belki hayatında hiç İsrail’e gitmedi bile. Ama sanki Türkiye’nin eşit bir vatandaşı değil, İsrail’in bir elçisiymiş gibi hesap sorulabiliyor.”
Türkiyeli Yahudiler, son günlerde İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle ırkçı söylemlere maruz kalıyor. Şalom gazetesi yazarlarından Karel Valansi de gerek geleneksel medya gerekse sosyal medya kullanıcıları tarafından tehditlere maruz kalan isimlerden biri…
Valansi, Mart ayında Takvim gazetesi tarafından “Türkiye’de çalışan Yahudi gazeteci” sözleriyle hedef gösterildi. Aynı gazete Mayıs ayında ise Valansi’yi “Siyonist terör devleti İsrail’i savunuyor” sözleriyle hedef aldı. Sosyal medyada da benzer ırkçı söylemlere maruz bırakılan Valansi, genel olarak İsrail politikaları ile Yahudileri özdeşleştirme durumu olduğunu ve Türkiye’de yaşayan bir Yahudi vatandaş olarak bu durumdan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor.
“Bir arkadaşım Golan Tepeleri ile ilgili bana çıkıştığında ortaokuldaydım. Anlayamamıştım ne olduğunu. Oradaki herhangi bir çatışmada ‘Biz sizi kurtardık nankörlük etmeyin’ denebiliyor. Son zamanlarda buna bir de hem bazı medya organları hem de sosyal medyada aracılığıyla ‘İsrail’i kınayın’ baskısı eklendi.”
Hrant Dink Vakfı’nın “Medyada Nefret Söylemi ve Ayrımcı Söylem 2019 Raporu”na göre, Yahudi vatandaşlar çoğunlukla İsrail-Filistin çatışmalarını konu alan haberlerde bütün bir toplum olarak şiddetle özdeşleştirilip düşmanlaştırılıyor. Haberlerde “Yahudi” kelimesinin hakaret ifadesi olarak kullanıldığına dikkat çeken rapora göre, “İsrail devleti” ya da “İsrail Savunma Kuvvetleri” gibi kurumları ifade eden sözcükler yerine Yahudi kimliği genelleme yapılarak kullanılıyor ve Yahudiler Türkiye’ye yönelik bir tehdit olarak gösteriliyor.
“Neden İsrail’de yaşamadığım soruluyor”
Valansi, “yabancı” olarak konumlandırılmaktan da rahatsız… Türkçe konuşmasına, Türkiye vatandaşı olmasına şaşıranların oldukça fazla olduğunu, hemen her seferinde anadilinin Türkçe olduğunu anlatmak zorunda kaldığını söylüyor. Valansi’ye din değiştirmesini tavsiye edenler bile oluyormuş.
“Din değiştirmeyeceksem neden İsrail’de kendi dindaşlarımla yaşamadığım sorulur. Bunda vatandaşlık kavramının tam anlaşılmaması, empati kuramama da rol oynuyor ve bunlar tedirginliği arttırıyor. Yahudi toplumu üyeleri daha içe kapanıyor. Böylece kendini bir nebze güvende hissediyor.”
1927 nüfus sayımı verilerinde 81 bin olan Yahudi nüfusu şu an Türk Yahudi toplumunun tahminlerine göre 17 bin civarında… Ancak bu sayı, her geçen sene azalıyor. Nedeni ise, Türkiyeli Yahudilerin başta İsrail olmak üzere farklı ülkelere göç etmesi. Türkiye’de artan antisemitizm, göçe yol açan sebeplerden biri. Türkiye’yi Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil eden müzisyen Can Bonomo’nun Karel Valansi gibi maruz kaldığı ifadeler, antisemit söyleme örnek gösterilebilir. Instagram hesabından yaptığı paylaşımların altına Filistin bayrakları koyan ve “Keşke Yahudilerin yaptığına bir tepki verseydiniz” gibi sözlere maruz kalan Bonomo son olarak, “Sizler ırkçısınız çocuklar” tepkisi ile kamuoyunu gündemine geldi. Irkçı söylem ve eylemlere maruz kalanlar arasında Türkiyeli Yahudilere ses olan medya kuruluşları da var.
“Şalom, barışın dilini kullanmaya devam edecek”
Türkiye’nin tek Yahudi gazetesi Şalom’un internet sitesi 13 Mayıs’ta “İBDA-Siber Cephesi” adlı bir grup tarafından hacklendi. Hackleyen grup sitede, Necip Fazıl Kısakürek’in “Bizim Şarkımız” şiirinden “Sapan taşlarının yanında füze/Başka alemlerle farkımız bizim” dizeleri ile “Filistin özgür ve bağımsız olana dek eylemlerimiz sürecek” sözlerini paylaştı. Şalom gazetesi, hacklenme olayına ilişkin suç duyurusunda bulundu. Şalom Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas, “Türk Yahudi toplumunun yegane ve 73 yıllık gazetesi Şalom’un her daim barış dilini kullanmasına rağmen, sanki gazetenin meselede bir dahli varmış gibi siber saldırıya uğraması son derece moral bozucu ve üzücü bir hadise olarak tarihe geçti” diyor. Şalom gazetesi hacklenmenin ardından 19 Mayıs tarihli baskısında, “Tek Yol Barış” manşetiyle okuyucuyla buluştu. Molinas, Ortadoğu’da çatışmaların olduğu dönemlerde özellikle sosyal medyada artış gösteren antisemitizmin Türkiyeli Yahudileri olumsuz etkilediğini ifade ediyor ve ekliyor:
“Şalom, her şeye rağmen makulün ve barışın dilini kullanmaya devam edecek.”
“Türkiye’de antisemitizm yoktur’ mitini yıkmak istedik”
Şalom, Türkiye’nin tek Yahudi gazetesi olsa da yeni nesil arasında farklı seslerin duyulmasını ve tartışmaların çeşitlenmesini isteyenlerin bir araya gelerek oluşturduğu platformlar da var. Ladino dilinde “Konuşalım” anlamına gelen “Avlaremoz” sitesi, genç kuşak Yahudiler tarafından antisemit söylemlere karşı 2016 yılında kuruldu. Nesi Altaras, platformun iki ihtiyaçtan doğduğunu söylüyor.
“Birincisi ‘Türkiye’de antisemitizm yoktur’ mitini yıkmak. Bu görüş varolan nefreti anlamamızı engelliyor. İkinci ihtiyaç ise Yahudilerin toplumla ve kendi aralarında özgürce tartışabilmesiydi. Avlaremoz, fikrini belirtmek isteyen, birbiriyle aynı fikirde olmayan Yahudilere alan açıyor. Bu şekilde Yahudilerin sessizlik zihniyetini yıkıyor.”
Nesi Altaras, Avlaremoz ekibi olarak Holokost eğitimine yönelik külliyattan önemli sayıda yayını Türkçe’ye çevirdiklerini, sitede Türkiye vatandaşlarının Yahudileri daha iyi anlayabilmesi için kültür ve tarih konulu yazılara özellikle yer verdiklerini ekliyor. Farklı seslere yer vermek konusunda ısrarcı olan Avlaremoz ekibine olumlu tepkiler geldiği gibi, ırkçı ve ayrımcı mesajlar da var.
“Nefret mesajları mutlaka alıyoruz. Bu hafta gelen bir e-posta, ‘Siz Yahudiler yeryüzündeki en aşağılık canlılarsınız’ diye başlıyor, gerisini anlatmama gerek yok. Öte yandan içeriğin altına, konu ne olursa olsun, ‘Peki ama Filistin’ diyenler var.”
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – BURCU KARAKAŞ