Gezi Parkı Davası’nda 9 kişi hakkında verilen beraat kararlarının bozulması üzerine davanın yeniden görülmesine bugün İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Savcı ara mütalaasında Kavala’nın tutukluluğunun sürmesini talep etti.
Mahkeme de oy çokluğuyla tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme Başkanı, karara muhalefet şerhi koyduğunu açıkladı.
Gelişmeleri aktaran Twitter’daki “Gezi Savunması” hesabına göre yakalama kararı bulunan sanıklar hakkındaki kararın devamına hükmedildi. Bir sonraki duruşma 6 Ağustos’ta yapılacak.
6 Ağustos’ta yapılacak duruşmadan önce, 15 Haziran ve 12 Temmuz’da, Kavala’nın tutukluluğunun devam edip etmeyeceği dosya üzerinden incelenecek.
Bugünkü ara kararda Gezi Parkı Davası’yla Çarşı Davası’nın birleşmesi yönünde ise karar verilmedi. Çarşı Davası dosyasının mahkemeden istenmesine karar verildi. Davaların birleştirilmesi sonraki süreçte değerlendirilecek.
Kavala: Cezaevinde tutulmam gerekli görüldü
Bugünkü duruşmada Mahkeme Başkanı önce, istinaf mahkemesinin beraat kararlarını bozmasıyla ilgili olarak sanıklardan beyanda bulunmalarını istedi.
Osman Kavala, “Beraat kararının bozulmasının asıl gerekçesi, farklı davaları birleştirmenin önünü açmak” dedi.
Kavala ayrıca şunları söyledi:
“Bozma kararında ne beni ne diğer suçlananları suçla ilişkilendirecek bir öge bulunmuyor. Asıl gerekçe farklı davaları birleştirmenin önünü açmak. Anladığım kadarıyla bu siyasi davalarda algı yaratmak için elverişli bir yöntem. Beraat kararının bozulması davaların birleştirilmesi için atılan bir adımdır. Davaların birleştirilmesi de 8 yıl önce algı yaratmak için hazırlanmış ama mahkemelerin verdiği beraat kararıyla inandırıcılığını kaybetmiş bir senaryoyu canlandırma teşebbüsü olacaktır.”
“Gezi Davası’ndan beraat etmiş olmama rağmen, AİHM’in tutuklanmamın hak ihlali olduğuna hükmetmesi ve derhal serbest bırakılmamı talep etmesine rağmen, cezaevinde tutulmam gerekli görüldü.”
‘Birleştirme kararı hukuka aykırı’
Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar da “Birleştirme kararı hukuka aykırı bir karardır. Çarşı Davası’nı buraya getirirseniz, 35 sanık var orada. Bu kadar yoğun bir mesainin içine bir de o davayı getireceksiniz” yorumunu yaptı.
Kavala’nın avukatlarından Tolga Deniz Aytöre ise “Birisi bana Çarşı dosyasıyla bu dosya arasında nasıl bir irtibat olduğunu anlatabilir mi? Bunun tek bir sebebi var: Kitlesel yargılamalarla kalabalık oluşturularak Kavala’nın tutukluğunu uzatılmaya çalışılıyor” dedi.
Mücella Yapıcı: İki kez beraat ettim, bozma ilanını reddediyorum
Avukat Can Atalay da Osman Kavala’nın Gezi Parkı Davası’nda beraat etmesine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisini hatırlatarak, “Yargıya bu kadar açık müdahale varken biz bu memlekette yaşayamayız. Biz hakkınca beraat istiyoruz” diye konuştu.
Mücella Yapıcı, mahkeme başkanının söz vermesi üzerine, “Bozma ilanını reddediyorum. Beraatimi talep ediyorum. Ben iki kere beraat etmiş, beraati kesinleşmiş biriyim. Bu kararın derhal geri alınmasını talep ediyorum” dedi.
Tayfun Kahraman ise “Daha önceki savunmamda da belirtildiği üzere, bu dosyada hiçbir şekilde hukuki olarak değerlendirilebilecek bir iddia bulunmamakta” ifadelerini kullandı.
9 sanık hakkındaki beraat kararı bozulmuştu
Gezi Parkı Davası’nda yargılanan Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi ve Mine Özerden “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırma”, “mala zarar verme”, “nitelikli yağma”, “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi”, “kasten yaralama”, “ağırlaştırılmış yaralama” ve “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet” suçlamalarından yargılandıkları davada beraat etmişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 22 Ocak’ta beraat kararlarını bozmuştu.
Mahkeme, Ocak ayında dava dosyasının yeniden incelenmek ve hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine hükmetmiş, eksik delillerin sağlanması ile yargılamanın devamına karar verilmişti.
5 Şubat’ta da Osman Kavala’nın yargılandığı diğer davaların da bu dava ile birleştirilmesine karar verilmişti.
28 Nisan’da ise Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Gezi Parkı eylemleri sırasında “hükümeti yıkmaya teşebbüs ettikleri” iddiasıyla Beşiktaş Çarşı Grubu’na üye 35 kişi hakkında açılan ve beraatle sonuçlanan davada verilen kararı 6 yıl sonra bozmuştu.
Mahkeme, Gezi ana davasıyla, bu davanın birleştirilip birleştirilmeyeceğini İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sorma kararı almıştı.
Davaların birleşmesi durumunda, bu davanın sanığı 16 kişi ile Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ve 35 Çarşı Grubu üyesi birlikte yargılanacak. 52 sanıktan oluşacak yeni dava, Gezi olaylarının ana davası olacak.
Kavala 2017’den beri tutuklu
Gezi Parkı Davası ilk olarak 2014’te açılmış ve 2015’te tüm sanıklar beraat etmişti.
2017’de Osman Kavala’nın gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıyla birlikte Gezi protestolarına dair ikinci bir dava açılmıştı.
2019’da tüm sanıklar beraat etmiş fakat Osman Kavala hakkında başka bir soruşturma olduğu gerekçesiyle tahliye edilmemişti.
Kavala 2017’den beri tutuklu.
5 Şubat 2021’deki davaya internet aracılığıyla bağlanan Osman Kavala “Olayları ve olguları nesnel biçimde değerlendiren tarafsız bir gözlemcinin, hiçbir dayanağı olmayan ve yasadaki tanımına aykırı biçimde kullanılan casusluk suçlamasının AİHM’in derhal tahliye edilmem yönündeki kararını boşa çıkartmak için kurgulanmış olduğunu anlayamaması olası değildir” demişti.
AİHM, Kavala’nın serbest bırakılmasını istemişti
Anayasa Mahkemesi (AYM), Osman Kavala’nın Gezi Parkı davasından tutukluluğuna yönelik başvurusunu, 22 Mayıs 2019’da reddetmiş, bunun üzerine avukatları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştu.
AİHM, 10 Aralık 2019 tarihli kararında, Kavala’nın “makul şüphe olmadan, siyasi nedenlerle tutuklanması ve AYM’nin bireysel başvurusunu makul sürede incelenmemesini” gerekçe göstererek, bu durumun hak ihlali olduğunu belirterek, Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını istemişti.
Almanya ve Fransa’dan Kavala çağrısı
Fransa ve Almanya da 19 Mayıs’ta ortak bir basın açıklamasıyla Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını talep etmişti.
Almanya Hükümeti İnsan Hakları ve İnsani Yardım Sorumlusu Bärbel Kofler ile Fransa İnsan Hakları Büyükelçisi Delphine Borione’nin imzalarını taşıyan mektupta, “Türkiye’nin Osman Kavala’ya yaklaşımı ve AİHM kararını hayata geçirmemesi bir hukuk devleti ve Avrupa Konseyi’nin uzun yıllardır üyesi olmasıyla bağdaşmıyor. Türkiye’den uluslararası yükümlülüklerini hatırlamasını ve Sayın Kavala’yı vakit kaybetmeden serbest bırakmasını talep ediyoruz” ifadeleri yer almıştı.