CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Kadın Kolları İl Başkanları ile gerçekleştirdiği online toplantıda, seçimi kazanmaları halinde ilk bir haftada yapacakları icraatleri açıkladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının 10. yıl dönümü dolayısıyla, CHP Kadın Kolları İl Başkanları ile video konferans toplantısında bir araya geldiği bildirildi. Kadın kollarının çalışmaları hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu’na, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka da eşlik etti.
Kadınların mücadelesinin kolektif bir mücadele olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “Mücadeleniz aynı zamanda bir kadın erkek eşitliği mücadelesi. Mücadele aynı zamanda kadının siyasette daha fazla görünür olması mücadelesi. Mücadele aynı zamanda kadınların bürokratik yaşamda da belli yerlere gelme mücadelesi. Dolasıyla verdiğiniz her mücadelenin Türkiye’nin çağdaşlaşması açısından çok değerli olduğunu bilmenizi isterim” dedi.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığının başlattığı ‘YaşamHak Projesinin’ önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, bu projeyle şiddete uğrayan kadına hukuki ve psikolojik destek sağlandığını bildirdi.
‘Bu tür şikayetlerin söylem bazında kalmaması lazım’
Projenin daha fazla tanıtılmasını isteyen Kılıçdaroğlu, “Bu tür şikayetlerin söylem bazında kalmaması lazım. Şikayet gelir gelmez kadın kollarının oraya derhal bir avukat ve gerekirse bir psikologla giderek, şiddete uğrayan kadına güç vermesi son derece önemli” dedi.
CHP’li belediyelerin, “Sosyal yardımları kesecekler” propagandasına rağmen bu yardımları artırdığına vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Tam aksine sosyal yardımların hem kalitesi arttı hem de görünürlüğü de kayboldu. Yani sağ elin verdiğin sol el görmedi. Dolayısıyla belediye başkanlarımız insan onurunu koruyarak sosyal yardımlar yapıyorlar. Kişinin yoksulluğunu afişe etmiyorlar. Sosyal hukuk devleti fakirin, fukaranın yanında olan devlet demektir.
Belediye başkanlarımız şimdi bulundukları yerlerde bir yoksulluk envanteri çıkarıyorlar. Yani kaç hanede yoksulluk var, bu hanelerin geliri var mı, yok mu? diye. Fakat bizim belediyelerimizin olmadığı ama kadın kollarımızın çalıştığı illerimiz de var. Dolayısıyla sizler bulunduğunuz ilde kaç yoksul aile olduğunu bize yazarsanız, belki buradan bir yardım yapabiliriz.”
Yarın seçim olacakmış gibi çalışmalarını sürdürdüklerini bildiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi içine düştüğü girdaptan biz kurtaracağız. Başka kurtarıcı yok” ifadesini kullandı.
‘Hiçbir çocuk bu coğrafyada yatağa aç girmeyecek’
Ekonomik ve sosyal açıdan vatandaşın karşılaştığı bütün sorunları çözme konusunda çok kararlı bir tutum sergileyeceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“CHP iktidarında aile destekleri sigortası gelecek. Hiçbir çocuk bu coğrafyada yatağa aç girmeyecek. Bunları yapabilir miyiz? Elbette yaparız, son derece basit kurallar bunlar. Bir yasa çıkaracaksınız, nasıl işsiz kalan işsizlik sigortasından para alıyorsa, aile destekleri sigortasında da yoksul hanede kadının banka hesabına her ay düzenli para yatacak. Böylece onun yoksulluğu afişe edilmeyecek. Manisa’dan MHP’liler bana selam göndermişler, benden de o arkadaşlara selam gönderirseniz çok mutlu olurum. Söyleyin, Kılıçdaroğlu dedi ki dostlarımızla beraber kurduğumuz CHP iktidarında ilk bir haftada yapacağımız 8 temel konu var. Bunlardan sekizincisi, ilk bir haftada meşhur İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar yürürlüğe koyacağız.
‘Süleyman Şah Türbesi’ni tekrar kaçırıldığı yere götüreceğiz’
İlk bir haftada esnafın, bankalardan veya esnaf kredi kooperatiflerinden çektikleri faizlerin kredilerini sıfırlayacağız. Süleyman Şah Türbesi’ni, bunu özellikle ülkücü kardeşlerim çok iyi bilirler ve anlarlar, Süleyman Şah Türbesi’ni tekrar kaçırıldığı yere götüreceğiz, terk edilen vatan toprağına tekrar götüreceğiz bayrağımızı dikeceğiz oraya.”
Öğrenim görürken Kredi Yurtlar Kurumundan kredi alanların faizlerini sıfırlayacaklarını bildiren Kılıçdaroğlu, kredi alan gencin iş bulduktan sonra borcunu ödeyeceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin anlatılırken, ‘kadına yönelik şiddeti önleyen bir sözleşme’ olarak anlatılması gerektiğini de belirtti.