Rize’nin İkizdere ilçesindeki Cevizlik ve Gürdere köylerinin yakınlarındaki ormanlık alanda açılmak istenen taş ocağını engellemek için başlatılan eylemler bir ayı aşkın süredir devam ediyor.
İkizdere’deki mücadeleye bugün İstanbul Kadıköy’deki Rıhtım Meydanı’nda güçlü bir destek vardı.
İkizdere Dernekler Federasyonu’nun düzenlediği eyleme katılan yaklaşık 500 kişi ellerinde “Cengiz’in yoluna taş koyuyoruz”, “Ormanlarımızı devletten koruyoruz” dövizleri ile “İkizdere Taş Ocağı Olmasın, İkizdere Sahipsiz Değildir” pankartının arkasında buluştu.
“Biz kaybedersek herkes kaybeder”
Sanatçı Mahmut Turan’ın tulum performansıyla destek verdiği eylemde konuşan İkizdere Dernekler Federasyonu (İDEF) Başkan Yardımcısı Musa Yılmaz süregiden hukuksuzluk karşısında sessiz kalmayacaklarını söyledi.
Yılmaz, “Bu doğa katliamı sadece yaşam alanı değil, yaban hayatının da yok oluşudur. Havanın suyun yüzyıllık ağaçların yok oluşudur. Deli balın kayboluşudur. Tüm bunlar geri dönüşü olmayacak tahribattır. Bu yüzden taş ocağına sessiz kalmadık, kalamazdık. Haklı olduğumuzu kamuoyu da gördü, arkamızda durdu. Bizim başımıza gelen şirketlerin sorgusuz sualsiz, ayarsız keyfi hak ve imtiyazlarla doğal yaşam alanlarına saldırmasının son örneğidir. Biz kaybedersek herkes kaybeder. Kazandığını sananlar da kaybeder” dedi.
İDEF Başkan Yardımcısı taş ocağını protesto edenlerin pandemi yasakları nedeniyle sokağa çıkmasının engellenirken şirkete gece gündüz çalışma izni verilmesini de eleştirdi.
“Yabani hayvanların hayatlarını, dereyi, suyu, ağaçları her şeyi korumaya çalışıyoruz”
İkizdere’de doğan ve yıllardır İstanbul’da yaşayan Ayla Baş, her yaz memleketine dönen gurbetçilerden. Taş ocağı eylemleri sırasında İkizdere’ye gidip protestolara destek veren Ayla Baş, önceki gün İstanbul’a dönmüş.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Baş, “Oranın taşının kıymetli olduğunu söylediler. Araştırmışlar bize dedikleri o. Fakat ne kadar kıymetli olursa olsun 200 yıllık bir sakız ağacından kıymetli değildir. Evvelsi gün ben gelmeden önce neredeyse 200 yıllık bir ağacı köklerinden kopardılar bir testereyle, yere serdiler. Herhalde bir ağaçtan kıymetli değildir taş. Evet protesto ediyoruz. Orası bizim topraklarımız, evimiz. Doğduğumuz büyüdüğümüz yetiştiğimiz yer. Vadimizi, evimizi, köklerimizi, oradaki geçim kaynaklarını koruyoruz. Sosyal hayatı, yabani hayvanların hayatlarını, dereyi, suyu, ağaçları her şeyi korumaya çalışıyoruz. Her şeyi koruyacağız” dedi.
İkizdere vadisindeki Güldere köyünd doğup büyüyen jeofizik mühendisi Osman Baş ise İDEF’in çevre komisyonu başkanı.
“Bölgenin seçilmesi tesadüf değil, en büyük neden bölgede ağırlıklı olarak iktidar partisine oy verilmesi”
Bölgedeki taşların çok değerli olduğu için taş ocağı açmak istendiği yönündeki iddiaların gerçeklerle bağdaşmadığını söyleyen İDEF Çevre Komisyonu Başkanı, bölgenin iktidar partisine oy verdiği için fazla itiraz olmayacağı ön kabulüyle taş ocağını orada açma kararı alındığı iddiasında.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Osman Baş, “Oranın taşı çok iyidir söylemleri bilimsel bir temele dayanmıyor. Birçok platformda dile getirdim. Karadeniz bölgesi bazalttan oluşuyor, bu koskoca yalan. Bölgenin seçilmesi tesadüf değil. Birincisi belki de en büyük neden bölgede ağırlıklı olarak iktidar partisine oy verilmesi. Sandılar ki ‘bize oy veren insanlar bize inanır, onları kandırırız’. Böylece talan etmek istediler ama öyle olmadı. Bir de tabii taş ocağı olarak seçilen alan inşaat alanına 30 kilometre uzaklıkta ve yola çok yakın” diye konuştu.
Kadıköy’de İkizdere eylemi yapılacağını öğrenince arkadaşlarıyla bu çevre mücadelesine vermek istediğini söyleyen Betül Adatepe ise çevre katliamlarına artık ‘dur deme’ zamanı geldiğine dikkat çekiyor.
Adatepe, “Türkiye parsellenmiş durumda. Satılmadık yerimiz kalmadı bu kişilere. Biliyorsunuz taş ocağını alan şirket, ‘beş ünlü’den biri. Çok büyük paralar döndüğü için halkın itirazına rağmen oradan ayrılmak istemiyor. Kolluk kuvvetimiz jandarmamız olayın bilincinde olsa kendi başlarına hareket edebilseler oradaki yaşlı kadınlarımıza değil gaz sıkmak ellerinden öpüp yanlarına otururlar. Buna eminim. Pandemi olmasaydı bizler orada bulunacak, eyleme yerinde destek verecektik” diye konuştu.
“Provokasyonlara kapalıyız, vadimizi çocuklarımıza bırakabilmek için çabalıyoruz”
Rize’de iktidar partisine yakın bazı çevreler İkizdere’deki taş ocağı protestosunu dışarıdan gelen kişilerin örgütlediğini söylüyor.
Ancak İDEF bu iddiayı kesin dille yalanlıyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu İDEF Genel Sekreteri Kadir Tozkoparan, “Samimiyetimizden şüpheleniyorlar, şüphelensinler. Biz doğru bir şey yaptığımızı düşünüyoruz hiçbir zaman devlete karşı bir şey demedik. Provokasyonlara kapalıyız. Köylülerle kendi hattımızda mücadelemizi yapıyoruz. Bizim şartlarımıza uygun olmayanı aramıza almıyoruz. Kıstaslarımız var. Amacımız ağacımıza, doğaya yaban hayatına sahip çıkmak, nefes almak. Vadimizi çocuklarımıza bırakabilmek için çabalıyoruz. Sesimizi duyurmak için her yerdeyiz, her yerde olmaya da devam edeceğiz” dedi.