Game of Thrones dizisini izleyenler hatırlayacaktır, son sezonda Hodor adlı karakterin isminin kritik bir anda ‘Kapıyı tut’ (Hold the door) diye bağırmasından geldiğini öğrenmiştik.
Bu an, hem bu karaktere ismini bahşetmiş hem de diğer karakterlerin yolculuğunda önemli bir gelişmenin yaşanmasını sağlamıştı.
Bitcoin ve kripto para varlıklarında da stratejisini Hodor gibi kurgulayan çok sayıda yatırımcı var.
Her ne pahasına olursa olsun, inse de çıksa da piyasada dalgalanmalar yaşasa da ellerindeki kripto varlıklara olan inançlarını yitirmeden yatırımlarına tutunan çok sayıda kişi var.
‘Tut’ (hold) stratejisinin önemli dayanaklarından biri, kripto varlıkların kısa vadede yaşadığı inişli çıkışlı istikrarsız seyrin zararlarından kaçınmak.
Yatırımcılar ellerindeki coin’leri alıp satmak yerine uzun vadede getirisi olacağını düşünerek satın alıp tutmak yönünde davranabiliyor.
Kripto para yatırımcılarının ‘HODL’ olarak adlandırdığı bu strarejinin adı ise aslında bir yazım hatasıyla ortaya çıksa da daha sonra ‘Canın pahasına tutun’ (Hold On for Dear Life) ifadesinin kısaltması olarak kullanılmaya başlandı.
Ancak bu yatırım şeklinin de birtakım riskleri var.
“Düşüşün geldiğini görüyorsanız pozisyon azaltmakta sorun yok”
Bitcoin başta olmak üzere kripto varlıklar, özellikle son günlerde dalgalı bir seyir izliyor.
Son olarak Çin’in finans ve ödeme hizmeti veren kuruluşların kripto para işlemi yapmasını yasaklamasının ardından bitcoin’de değer kaybı yüzde 30’a yakın oldu.
Ancak bitcoin’e uzun zamandır yatırım yapan kişiler bu iniş ve çıkışlara alışkın.
Bitcoin, 2017 yılında fiyatı 20 bin dolara yaklaştıktan sonra büyük bir değer kaybı yaşayarak 2018’de 3 bin dolara kadar düşmüştü. Bu da yüzde 85’lik bir değer kaybı demek.
Pandeminin başında da düşen bitcoin, bu nisan ayında ise 63 bin dolara çıkarak rekor kaydetti.
Bitcoin’in altın gibi sınırlı sayıda üretilebilmesinden ötürü dibe vurduğu zamanlarda bile elde tutulması takdirinde yatırımcısına kazandıracağı iddia ediliyor.
Ancak bu her coin için geçerli olmayabilir.
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan, ‘tut’ stratejisine sadık kalmanın herhangi bir yatırım aracı için izlenebilecek bir yol olduğunu vurguluyor:
“Örneğin 2000 yılındaki çöküşünde Nasdaq’ı tuttunuz ise bugün para yapar hale geldiniz; veya 2011’de Fed (Amerikan Merkez Bankası) para basıyor diye 1.950 dolardan altın aldınız ve 1040 dolara düşmesini seyrettiniz ise şu anda maliyetinize geldi.”
Manukyan, bu durumun ‘hayatta kalma önyargısı’ (survivorship bias) olarak adlandırıldığını açıklıyor.
Silinip giden fonlar, hisse senetleri ya da yatırım araçları gözardı edilerek şu an piyasada olan yatırım araçlarının performansı üzerinden bir değerlendirme yapılması bu şekilde tanımlanıyor.
Buna göre bir fon ya da bir piyasa endeksinin genel değerlendirmesi, tarihi performansının abartılarak yapılmasına neden olabiliyor.
Bu yüzden Manukyan, “Nasdaq’da işlem gören çoğu hisse battı; artık işlem görmüyor. Bitcoin veya Ethereum uzun vadede değerlenmeye devam edeceği için tutulabilir; ancak 10 bin coin içinde bu niteliğe sahip çok az coin var” yorumunu yapıyor.
Manukyan gümüş örneğini vererek, “Gümüş 2011’de 50 dolar olmuştu, şu anda 27 dolar. Bu durum arada geçen 10 yıl içinde ciddi bir fırsat maliyeti demek” diyor.
Aynı durumun bazı kripto varlıklar için de geçerli olacağını vurgulayan Manukyan, “Kısacası düşüşün geldiğini görüyorsanız pozisyon azaltmakta sorun yok. Göremiyorsanız da kaliteli kripto varlıkları tutmanız gerek” uyarısında bulunuyor.
“Doğru zamanda almak kadar doğru zamanda satmak da önemli”
Bir kripto para borsası olan Icrypex’ten Strateji Geliştirme Müdürü Tuğba Özay, hiçbir varlığın fiyatının sonsuza kadar yükselemeyeceğini vurgulayarak, “Bir varlığı doğru zamanda almak kadar doğru zamanda satmak da önemlidir” açıklamasında bulunuyor.
‘Tut’ taktiğiyle ilgili olarak Özay, “Kripto borsasında bu stratejinin en büyük avantajı ve aynı zamanda dezavantajı, parayı bir gecede ikiye katlayabilir ya da tam tersi bir yarısını kaybedebilirsiniz. Bu durum zaten bu stratejiyi en tartışmalı yapan konulardan biri” diyerek elindeki coini tutmak isteyen yatırımcının doğru coine doğru zamanda girmesinin önemli olduğunu vurguluyor.
“Uzun vadede coin tutmak doğru ya da yanlış şeklinde yorumlanamaz” diyen Özay’a göre tüm yatırımın aynı araca yapılmaması da kritik:
“Yatırımcı her ay ya da kendinin belirlediği başka bir sürede yatırım olarak ayırabileceği paranın bir kısmını uzun vadeli coin tutarak yapabilir. Ama yatırım yaparken de tüm yatırım, aynı yatırım aracına yapılmamalı. Sepet oluşturarak risk dağıtımı yapılmalı.”
“Hangi kripto varlığa neden yatırım yapıldığı bilinmeli”
İş Yatırım’dan Manukyan’a göre hangi kripto varlığa neden yatırım yapıldığının bilinmesi kritik.
Kripto varlıkların bazılarının para, bazılarının saklama aracı, bazılarının merkeziyetsiz finansın temsilcisi olduğunu, bu yüzden farklı özellikler barındırdığını vurgulayan Manukyan, “Unutulmaması gereken coinlerin tamamı hala ağırlıklı aynı yönde hareket ediyor. Bu nedenle yatırımcı bir, coin portföyünün yapısını iki, bu portföyün ana portföy içindeki ağırlığını iyi düşünmeli” tavsiyesini veriyor.
“Fiyatı yükseliyor diye değil, projesi güven verdiği için yatırım yapılmalı”
Icrypex kripto para borsasından Özay da benzer bir uyarıda bulunuyor.
“Makro gelişmeler ve kripto piyasaları ilgilendiren haber akışı tüm coinlerde benzer fiyat dalgalanmalarına sebep olabilir ancak bunun yanında her coinin bir çıkış amacı var” diyen Özay’a göre bir coine fiyatı yükseliyor diye değil projesi güven verdiği için yatırım yapılmalı.
Özay, kredi ve borçla edinilen ya da ihtiyaç duyulan parayla da yatırım yapılmaması gerektiği görüşünde:
“Önemli olan nokta kısa vadede mucizeler beklemekten ziyade portföy büyüklüğüne ve yatırımda kalmayı planladığınız vadeye göre doğru stratejiler belirlemek.”
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – ÖZGE ÖZDEMİR