Sözcü yazarı Erkin, “Sedat Peker’in açıklamalarına şaşırmayın! Bu yaşadığımız tam da neoliberalizm!” dedi.
Sözcü yazarı Aytunç Erkin, suç örgütü lideri Sedat Peker’in tartışma yaratan açıklamalarına yer verdiği yazısında, 30 Temmuz 1999 yılında çıkarılan 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu’nun AKP’nin iktidarda olduğu 1 Nisan 2005 yılında bütün ek ve değişiklikleriyle birlikte yürürlükten kaldırıldığını hatırlatarak, eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın sürece ilişkin değerlendirmelerine yer verdi.
“Yolsuzluk suça teşvik ediyor ve suç oranlarını artırıyor, mafyalaşmaya yol açıyor… Yolsuzluk, yoksulluğu artırıyor… Toplumu ahlaki çöküntüye sürüklüyor” diyen Tantan, “Bunun için yapmamız gereken şeyler açık ve bellidir: Doğru ve iyi işleyen bir devlet idaresine sahip olmalıyız. Bu her şeyden önce güvenlik ve adaleti eksiksiz sağlayacak bir devlet idaresi demektir. Yolsuzluk ve yoksulluk mafya düzeni yaratır” değerlendirmesinde bulundu.
Sözcü yazarı Erkin, suç örgütü lideri Sedat Peker’in tartışma yaratan açıklamalarını hatırlattığı bugünkü yazısında, eski İçişleri Bakanı Tantan’ın, 13 Ağustos 1999 yılındaki, ““Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası, Türkiye’de tüm çeteleri ortadan kaldıracak. Halkın mafya dediği kişilerin hepsi okuma yazma bilmeyen, son derece cahil, korkak, kullanılan tiplerdir” sözünü hatırlatarak, 30 Temmuz 1999 yılında çıkarılan 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu’nuna işaret etti.
Söz konusu kanunun 2005 yılında kaldırıldığına dikkati çeken Erkin, “AKP her türlü organize suç örgütüyle mücadele eden yasayı kaldırdı!” dedi.
Erkin yazısında, sürece ilişkin İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan’ın şu görüşlerine yer verdi:
“….Yolsuzluk suça teşvik ediyor ve suç oranlarını artırıyor, mafyalaşmaya yol açıyor… Yolsuzluk, yoksulluğu artırıyor… Toplumu ahlaki çöküntüye sürüklüyor… Süreç, menfaat gruplarının (mafyanın) beslenip her geçen gün daha da güçlenmelerine ve faaliyetlerini sürdürmelerine imkan sağlayan yolsuzluk olgusunun başlı başına bir sektör, bir ekonomik faaliyet alanı haline gelmesine yol açmıştır. ‘Soygun ve talan düzeni’ de diyebileceğimiz, yolsuzluk ekonomisi, gelir dağılımının giderek daha fazla bozulmasına ve yoksulluğun daha da artmasına neden olmuştur. Bunun için yapmamız gereken şeyler açık ve bellidir: Doğru ve iyi işleyen bir devlet idaresine sahip olmalıyız. Bu her şeyden önce güvenlik ve adaleti eksiksiz sağlayacak bir devlet idaresi demektir. Yolsuzluk ve yoksulluk mafya düzeni yaratır.”
Erkin son olarak, “Sedat Peker’in açıklamalarına şaşırmayın! Bu yaşadığımız tam da neoliberalizm! Sendikalar sindirilmiş… Demokratik kitle örgütleri yok… Üniversiteler sinmiş… Meşru anlamda öğrenci, işçi, köylü, memur eylemleri yok… Bu boşluğu kim doldurur: Mafya!” görüşünü ifade etti.