Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kıbrıs’ta yeni müzakere süreci olacaksa bu artık iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yürütülmelidir. Kıbrıs Türkünün egemen eşitliği ile eşit statüsü teyit edilmeli ve müzakereler bundan sonra başlamalıdır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Sulamaları İletim Tüneli Işık Görünme Töreni’ne Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantıyla katıldı.
“Kıbrıs Türkü adaletsizliğin ve çifte standardın ne demek olduğunu gayet iyi bilir. Yarım asırdır süren müzakere sürecinde Kıbrıs Türkleri çözümsüzlüğün en büyük mağduru olmuşlardır.” diyen Erdoğan, “Kapalı kapılar ardında Kıbrıs Türklerinin haklarını teslim edenler, iş icraata geldiğinde maalesef hep üç maymunu oynadılar. Ada’da Türk toplumunu eşit görmeyen, hatta yok sayan zihniyet, Kıbrıs sorununu bir kangrene dönüştürmüştür. Kıbrıs müzakereleri Rum tarafının uzlaşmaz, adadaki gerçeklerden kopuk tutumu ve şımarıklıkları nedeniyle sonuçsuz kalmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün bedelini artık hiç kimse Türk tarafına ödetemez. Kıbrıs’ta bir çözüm aranıyorsa bunun ham hayaller değil, sahadaki gerçekler üzerinde inşa edilmesi şarttır. 1963-1974 yıllarında Kıbrıs Türk halkını katledenler, müzakere süreçlerinde çözüme yaklaşıldığı anda olmadık bahanelerle masadan kaçmışlardır. Annan Planı’nı reddeden Rumlar, Avrupa Birliği üyeliğiyle ödüllendirilirken, aynı plana ‘evet’ diyen Kıbrıs Türkleri cezalandırılmıştır. Kıbrıs Türk’üyle bırakın siyasi gücü, refahı, ‘hastaneleri bile paylaşmam’ diyen bir zihniyetle ortak bir gelecek kurulması zaten mümkün değildir. Yeni bir müzakere süreci olacaksa bu, artık iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yürütülmelidir. Kıbrıs Türkünün egemen eşitliği ile eşit statüsü teyit edilmeli ve müzakereler bundan sonra başlamalıdır. İki devletli çözümü reddetmek, Kıbrıs Türk halkının egemenliğini, eşitliğini, bağımsızlığını, devletini reddetmek demektir. Ne bizim ne de KKTC’nin böyle bir adaletsizliğe, böyle bir hak gasbına rızası yoktur.” ifadelerini kullandı.
“Kıbrıs Türkü’nün Doğu Akdeniz’deki haklarının yenilmesine müsaade etmeyeceğiz”
“Kıbrıs Türkü’nün Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları üzerinde var olan haklarının yenilmesine asla müsaade etmeyeceğiz.” diyen Erdoğan, “Türkiye olarak ahdi ve tarihi sorumluluklarımız çerçevesinde milli davamız olan Kıbrıs’a sahip çıkmakta kararlıyız. Karadeniz’dekine benzer güzel haberleri Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizden de alacağımıza inanıyorum. Bizler tek yürek, tek bilek hareket edersek, Allah’ın izniyle önümüzde durabilecek hiçbir engel, hiçbir zorluk yoktur. Anavatan ve garantör Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da KKTC’nin ve Kıbrıs Türk halkının yanında olacaktır. Doğu Akdeniz’de barış, güvenlik, istikrar ve refahın hakim kılınması için Kıbrıs Türk halkının yanında olmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Gayemiz KKTC’nin gelişip güçlenmesi”
Erdoğan, “Askıda deniz geçiş sistemiyle yıllık 75 milyon metreküp suyu Anavatan’dan Yavru Vatan’a ulaştırdık. Gayemiz, KKTC’nin gelişip güçlenmesi ve Kıbrıs Türk halkının daha müreffeh bir geleceğe sahip olması.” dedi.
Türkiye ile KKTC arasındaki tarihi, kültürel, coğrafi bağlara bir yenisinin daha eklendiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugün de anavatanın suyunu KKTC’nin bereketli topraklarıyla buluşturacak sulama iletim tünelinin açılışını yapıyoruz. Tarım yapılacak arazilerin sulamaya açılmasıyla yıllık 156 milyon liralık gelir artışı ve yaklaşık 10 bin kişilik ilave istihdam sağlanacaktır. Su sıkıntısını giderecek projelerimizle Kıbrıs Türkü’nü kimseye muhtaç etmeme kararlılığımızı ortaya koyduk.”