Cumhurbaşkanı Erdoğan, işgal altında bulunan Doğu Kudüs’teki olaylarla ilgili “Türkiye olarak her hal ve koşulda, Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Avrupa Birliği (AB) ise “Harem-i Şerif’te kışkırtıcı eylemlerden kaçınılması ve statükoya saygı duyulması gerektiğini” bildirdi.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in ofisinden yapılan açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria ve özellikle Doğu Kudüs’te gerginlik ve şiddet olaylarının tehlikeli şekilde tırmandığı hatırlatıldı.
Harem-i Şerif’te dün gece meydana gelen olaylarda birçok kişinin yaralandığı belirtilen açıklamada, “Şiddet ve tahrik kabul edilemez. Tüm taraflardaki faillerden hesap sorulmalıdır.” ifadesi yer aldı.
AB’nin Kudüs’teki gerginliğin düşürülmesi için yetkili makamları acilen harekete geçme çağrısına yer verilen açıklamada, “Harem-i Şerif çevresinde tahrik edici eylemlerden kaçınılmalı ve statükoya saygı gösterilmelidir.” denildi.
Açıklamada, tüm taraflardaki siyasi, dini liderlerle topluluk önderlerinin itidal ve sorumluluk göstermesi, durumu sakinleştirmek için her çabayı sergilemesi istenerek “Şeyh Cerrah’ta ve Doğu Kudüs’ün diğer bölgelerinde Filistinli ailelerin evlerinden çıkarılmasıyla ilgili durum da ayrıca endişe vericidir. Bu tür eylemler uluslararası insani hukukta yasa dışıdır ve sahada gerilimi körüklemekten başka bir işe yaramaz.” değerlendirmesi yapıldı.
ABD’den hem İsrail hem de Filistin tarafına “sükuneti sağlama” ve “şiddete son verme” çağrısı
İsrail polisinin Mescid-i Aksa’da Filistinlilere yönelik saldırılarını doğrudan kınamaktan kaçınan ABD Dışişleri Bakanlığı, “ABD, Harem-i Şerif ve Şeyh Cerrah bölgesi dahil Kudüs’te tarafların karşı karşıya geldiği ve çok sayıda kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylardan dolayı oldukça endişelidir. Şiddetin hiçbir gerekçesi olamaz, fakat özellikle ramazanın son günlerine girilirken bu şekilde kan dökülmesi rahatsız edicidir.” açıklamasını yaptı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price tarafından, İsrail polisinin Mescid-i Aksa’da ve Kudüs’ün diğer bölgelerinde Filistinlilere yönelik şiddet kullanmasına ilişkin bir açıklama yapıldı.
Kudüs’teki şiddet kullanımı konusunda İsrail polisinin doğrudan kınanmadığı açıklamada, artan şiddetin sona ermesi konusunda hem İsrail hem de Filistin tarafına “sükunet” çağrısında bulunulması dikkati çekti.
Açıklamada, “ABD, Harem-i Şerif ve Şeyh Cerrah bölgesi dahil Kudüs’te tarafların karşı karşıya geldiği ve çok sayıda kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylardan dolayı oldukça endişelidir. Şiddetin hiçbir gerekçesi olamaz, fakat özellikle ramazanın son günlerine girilirken bu şekilde kan dökülmesi rahatsız edicidir. Buna, cuma günü İsrail askerlerine yapılan saldırı ve buna mukabil Batı Şeria’daki Filistinlilere yönelik saldırılar dahildir ve bunları kesin bir şekilde kınıyoruz.” ifadelerine yer verildi.
Şiddetin sona ermesi için hem İsrail hem de Filistinli yetkililere çağrı yapılan açıklamada, tüm tarafların provokatif eylem ve söylemlerden kaçınması gerektiği kaydedildi.
Harem-i Şerif’in tarihi statüsünün, hem sözde hem de uygulamada korunmasının önemine dikkat çekilen açıklamada, “İlgili liderler tüm şiddet eylemlerini reddetmeli, tüm Kudüs sakinlerinin güvenliği sağlanmalı ve tüm failler sorumlu tutulmalıdır.” ifadelerine yer verildi.
Şeyh Cerrah konusunda İsrail tarafına uyarı
ABD’nin bölgede gerginliği artıracak tek taraflı adımları desteklemediği vurgulanan açıklamada, şu değerlendirme yapıldı:
“Çoğu, nesillerdir orada yaşayan Kudüs’ün Şeyh Cerrah ve Silvan mahallelerindeki Filistinli ailelerin evlerinden çıkarılması durumundan dolayı da derin şekilde endişeliyiz. Yetkililere, Şeyh Cerrah mahallesi sakinlerine şefkat ve saygı ile davranma, bu karmaşık tarihi davaları kendi bütünlüğü içinde ele alma ve gerçek insanların hayatını nasıl etkilediğini değerlendirme çağrısı yapıyoruz.”
Ayrıca Batı Şeria’da devam eden ev boşaltma, yeni yerleşim yerleri inşası veya yıkımı ve terör eylemlerinin, bölgede barışı zora soktuğu belirtilen açıklamada, ABD’nin hem İsrailli hem de Filistinli yetkililerle yakın temas halinde olduğu ifade edildi.
Rusya, İsrail’in Doğu Kudüs’te sivillere yönelik saldırısını kınadı
Rusya Dışişleri Bakanlığı, İsrail polisinin işgal altındaki Doğu Kudüs’te Filistinli sivillere yönelik saldırısını sert şekilde kınadı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, son günlerde Doğu Kudüs’teki durumun kötüleştiğine dikkat çekilerek burada bulunan Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah Mahallesi’nde yaşanan olaylar hatırlatıldı.
Rusya’nın söz konusu durumdan “derin” endişe duyduğu kaydedilen açıklamada, “Buradaki sivil halka yönelik saldırıları sert şekilde kınıyoruz. Tüm tarafları şiddetin tırmanışına yol açan herhangi bir adımdan kaçınmaya çağırıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Rusya’nın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin kararlarında yer alan ilkeli ve tutarlı pozisyonunu doğruluyoruz. Buna göre, Doğu Kudüs dahil, işgal altındaki Filistin topraklarında İsrail tarafından yerleşimlerin oluşturulması ve burada bulunan arazi ve mülklerin kamulaştırılmasının yasal dayanağı yok. Bu tür eylemler, uluslararası hukuka aykırı ve Filistin ile İsrail devletlerinin 1967 sınırlarına göre kurulması çerçevesinde meselenin barış yoluyla çözülmesini engelliyor.”
BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü’nden kutsal mekanlara saygı gösterilmesi çağrısı
Birleşmiş Milletler (BM) Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland, barış ve istikrar için Kudüs’teki kutsal mekanlara saygı gösterilmesi, siyasi ve dini liderlere de harekete geçmesi çağrısı yaptı.
Wennesland, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Kudüs ve çevresinde artan gerginlik ve şiddet olaylarından derin endişe duyduğunu belirtti.
Tüm taraflara sorumlu davranma ve sakin kalma çağrısında bulunan Wennesland, “Barış ve istikrar için herkes Kudüs’teki kutsal mekanlara saygı göstermeli. Siyasi ve dini liderler ise şimdi harekete geçmeli.” ifadelerini kullandı.
İskoçya başbakanından İsrail’e şiddeti durdur çağrısı
Birleşik Krallık’a bağlı İskoçya Bölgesel Başbakanı Nicola Sturgeon, İsrail’in Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarının uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini belirterek İsrail’e “şiddetin derhal durdurulmasına yönelik çağrılara kulak vermesi” çağrısında bulundu.
Sturgeon, Twitter hesabından İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarına ilişkin paylaşımda bulundu.
İskoç Başbakan, “Bir ibadethaneye herhangi bir zamanda saldırmak kınanır, ancak Ramazan’da bir camiye saldırmak tamamıyla affedilemez.” ifadesini kullandı.
Saldırıların uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğine dikkati çeken Sturgeon, İsrail’e “şiddetin derhal durdurulmasına yönelik çağrılara kulak vermeli” çağrısında bulundu.
İsrail polisinin dün işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa, Eski Şehir bölgesinin Şam Kapısı ve Şeyh Cerrah Mahallesi’nde Filistinlilere yönelik saldırılarında en az 205 kişi yaralanmıştı.
İsveç: Kudüs’teki son şiddet olaylarından endişeleniyoruz
İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, Kudüs’teki şiddet olaylarından endişe duyduklarını belirtti.
Linde, Twitter hesabından, İsrail polisinin Mescid-i Aksa’da ve Kudüs’ün diğer bölgelerinde Filistinlilere yönelik şiddet kullanmasına ilişkin açıklama yaptı.
“Kudüs’teki son şiddet olaylarından endişeleniyoruz. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından açıkça aktarılan endişeleri paylaşıyorum” ifadelerini kullanan Linde, ABD Dışişleri Bakanlığının konuyla ilgili açıklamasını da paylaştı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, “ABD, Harem-i Şerif ve Şeyh Cerrah bölgesi dahil Kudüs’te tarafların karşı karşıya geldiği ve çok sayıda kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylardan dolayı oldukça endişelidir. Şiddetin hiçbir gerekçesi olamaz, fakat özellikle ramazanın son günlerine girilirken bu şekilde kan dökülmesi rahatsız edicidir. Buna, cuma günü İsrail askerlerine yapılan saldırı ve buna mukabil Batı Şeria’daki Filistinlilere yönelik saldırılar dahildir ve bunları kesin bir şekilde kınıyoruz.” ifadelerine yer verilmişti.
Filistin Kızılayından yapılan açıklamada, cuma akşamı İsrail güçlerinin, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa, Eski Şehir bölgesinin Şam Kapısı ve Şeyh el-Cerrah mahallesinde Filistinlilere yönelik saldırılarında 205 Filistinlinin yaralandığı, bunlardan 88’inin Kudüs’teki hastanelere kaldırıldığı belirtilmişti.